İşte konuşmasından satır başları:

Aziz karedeşlerim saldırı sonrası büyük ölçüde sonuca bağlanmıştır. Ülkemizi hedef alan iç ve dış terörü gözden geçirdik. Her ilin özgün durumunu göz önüne alacağız. Cumartesi günü Başkentimizin siyasi ve adli birimleriyle yaptığımız toplantılar sonrası Başkent'e ait bir güvenlik anlayışı getireceğiz.

Olay bütün boyutlarıyla ortaya çıkartılmış ve YPG ve PKK işbirliği ortaya konulmuştur.
PKK'dan talimat alan bu terör örgütünün saldırısı ayan beyan ortadadır. İçlerinde PKK ile yoğun ilişkileri de olan 21 kişi de yakalanmıştır. Kanıtlar ortada su götürmez bir ortadadır. Bir kısmı YPG'yi aklamak için PKK'yı öne sürüyor. Sayın Kılıçdaroğlu bu ortam da bir de DEAŞ'ı ortaya koyarak dikkatleri farklı noktalara çekmek istiyor.

Terör örgütü PKK'nın alt örgütüne bu suçu üstlenmesiyle YPG'yi temize çıkarma taktiğini ortaya koydu. Bir örgüt suçu üstlenecekse niye 3 gün bekler. Bunlar sabah akşam hırsız misali isim değiştiriyorlar. KCK'sı, PKK'sı, PYD'si, TAK'I şusu busu bunların hepsi aynı terör örtgütünün farklı isimleridir. Bunların sahipleri de bellidir, bunlar piyondurlar.

Oyunda kullanılan piyonları uygun gördüğümüz zaman uygun gördüğümüz şekilde cezalandıracağız.

Ortak bildiriyi HDP imzalamadı. İpe un serdi ve ben de sizinle birlikte bu terörü lanetliyorum diyemedi. Sırtlarını terör örgütüne dayadıkları için bu ortak bildiriye imza atamadılar. HPD'nin bir milletvekili 28 insanımızın hayatına kast eden teröristin cenazesine gittiler. 28 canımızın cenaze törenleri yapılırken o teröriste kimse taziye ziyaretinde bulunamaz. Bu partinin (HDP) yetkili organları, bu konuda milletimize bir açıklama yapmak zorundalar. Bir intihar bombacısının, kan dökmüş, eli kanlı bir katilin taziyesine katılmak, onu saygıyla anmak, insanlığa yapılabilecek en büyük ihanettir.

Bunlar ne kederimizle ne kaderimizle birlikteler. Dünyanın hiç bir demokrasisinde böyle aymazlık olmaz. Birileri arada saz çalacak kınayacak birileri de Türklerin Kürtlerin kanı üzerinden siyaset yapacak. Biz bu sahtekarlığa karşı çıktık.

Kan dökmüş bir katilin cenazesine katılmak insanlığa karşı yapılan en büyük ihanettir. Milletimizin yasıyla onuruyla dalga geçiyorlar. AÇıkça bu ülkede çatışma çıkarmanın hareti içindeler. Türkiye bu oyuna gelmeyecek ama hukuk içinde bunun hesabını birer birer sunacaktır.

Bu bölgede Kürtlerin de Türklerin de Ezidilerin de en büyük koruyucusu biziz. onlar bizi ayrıştırmaya çalışacak biz güçlü bir şekilde kucaklaşacağız.

Son yaşadığımız olaylar bir kez daha gösterdi ki AK Parti hem bugünlerin teminatı hem de gelecek umududur. AK Parti konjektürel şartlarda ortaya çıkmış bir parti değil köklü bir gönül hareketidir. Vatandaşımız ne hissediyorsa biz de onu hissediyoruz. AK Parti aynı zamanda siyasetinde Türkiye'nin her bölgesini temsil etmiş tek partidir. Kendisne oy vermyenlerin de meselesini kendi meselesi bilen partidir.

2001'de kurucu Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan'ın girişimiyle harekete geçtik. Barikatları aştık geliyoruz. Herkesin yüzü gülecek dedik, herkesin yüzü güldü. Vatandaş ve devlet arasındaki ihtilaflar azaldıkça Türkiye ayağa kalktı. Gönüller mamu oldukça şehirler mamur oldu.

Teröre karşı ikiyüzlü tavır alanlar mültecilere karşı da olumsuz tavır alıyorlar. Bu yönetimler kardeşlerimizin kaldığı taciz suçlarının sorumlusudurlar. İşte Avrupa sınavda. Biz 5 yıldır bu sınavı veriyoruz. Onlar ise bu sınavı ilk aşamasında kaybediyorlar. Biz belki onlar kadar zengin değiliz ama bizim gönlümüz zengin.

Bizi terör girdabına çekmek istiyorlar. Onların derdi çatışma ve kaos çıkartmak. Biz Doğu ve Güneydoğu'ya hizmet götürünce terör odakları rahatsız oldu. Şehirlerimiz zenginleşirse bize buradan ekmek çıkmaz dediler. Bu milletin kardeşliğini bozamayacaklar. Türkiye'nin önünü kesemeyecekler.

Terörle mücadele de çok önemli mesafeler aldık. Tek hedefimiz terörü ortadan kaldırmak. İnsanlarımızı huzura kavuşturacağız. Teröre destek vermeyen elinde silah olmayan herkes ile tek tek konuşacağız.

Sürecin başında Anayasa Komisyonunu sabote eden gelişmeler oldu. Bu CHP hiçbir zaman değişmeyecek. CHP dolaylı yolla uzlaşmayı sabote edecek tavırlar sergiliyor. Topluma verdikleri sözü ve talebi yok sayamadıkları için yol arıyorlar. Kendi ön şartlarını masaya getirdiler. O masa uzlaşma masası. CHP kendi önerisini komisyonu dağıtma gerekçesi olarak gösterdi.

Elbette yeni anayasanın her dört partinin iştirak ettiği yüksek düzeyde bir temsille yazılmasını tercih ediyoruz. Ancak CHP komisyona katılmaktan imtina ederse, diğer iki partiyle oluşturacağımız komisyonla da Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu yeni anayasanın yazılabileceğine ve bu anayasanın da hiçbir meşruiyet açığına sahip olmayacağına inanıyoruz