KASTAMONU (AA) - Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Mantar Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu, sonbaharın gelmesiyle doğada görülmeye başlanan mantarların rastgele toplanıp tüketilmemesi gerektiği uyarısında bulundu.

Işıloğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, zengin bitki örtüsüne sahip Türkiye'de yaklaşık 2 bin 500 mantar türü yetiştiğini, bunlardan 100'ünün "zehirli" olarak değerlendirilebileceğini söyledi.

Mantar türleri birbirine benzediği için karıştırma ihtimali yüksek olduğunu anlatan Mustafa Işıloğlu, özellikle sonbahar yağmurlarının ardından yetişen mantarların rastgele toplanıp tüketilmemesi gerektiğini vurguladı.

Doğada yetişen mantarın zehirli olup olmadığını belirleyen kesin bir kriter bulunmadığına dikkati çeken Işıloğlu, "Zehirli ile yenebilen mantarlar birbirine benzediğinden, karıştırma riski de yüksektir. Bu mantarlar aynı ortamda yan yana bile yetişebilir. Dolayısıyla risk oldukça fazladır. Mantarı ayırt etmek için ancak bu konunun uzmanı olmak gerekir. Ne olduğu bilinmeyen türlerin yerine kültür mantarı tercih edilmelidir" dedi.

Prof. Dr. Işıloğlu, mantar türlerinin çok olmasının zehirlenme riskini artırdığına dikkati çekerek, "Her yıl 50'den fazla vatandaşımız mantar zehirlenmesine bağlı olarak hayatını kaybetmektedir. Bu rakamlarda bazı yıllar artış görülmüştür. 1988 yılında Adana ve Mersin'de sadece kasım ayında 100'ün üzerinde vatandaşımız yaşamını yitirmiştir" diye konuştu.

- "Zehirlenmelerin temelinde bilgi eksikliği yatmaktadır"

Mustafa Işıloğlu, mantar zehirlenmelerinin temelinde bilgi eksikliğinin yattığına işaret ederek, bilimsellikten uzak bazı yanlış inanışların da bu durumu olumsuz etkilediğini ifade etti.

Sadece bir mantarın bile insanı öldürecek düzeyde zehir taşıdığını vurgulayan Işıloğlu, şunları kaydetti:

"Dünyanın en zehirli mantarı olan, ülkemizde de yetişten ve İngilizce'de 'deadly angel', yani 'ölüm meleği' olarak bilinen 'Amanita phalloides' türüdür. Bu türdeki bir mantarın içeriğinde insanı öldürebilecek düzeyde 21 farklı zehirli madde bulunur. Zehirlenme ise mantarın tüketilmesinin ardından genellikle 8 saat sonra görülen karın ağrısı, kusma ve ishal şeklinde ortaya çıkar. Diğer durumlar ise yalancı iyileşme dönemidir. Bu aşama hasta açısından çok ıstıraplı bir dönemdir ve karaciğer, zehrin etkisiyle parçalanır. Öldürücü zehir taşıyan bir mantarın yenmesi sonucunda yüzde 90 oranında ölüm görülmektedir. Bu bağlamda bir kişinin zehirli mantarı yaşamında ancak bir defa yeme şansı vardır."

"Bir mantarı rastgele tüketmek, Rus ruleti oynamaktan daha tehlikeli" ifadesini kullanan Prof. Dr. Mustafa Işıloğlu, mantar zehirlenmesine maruz kalan kişilerin 9 farklı sendrom gösterdiğini, özellikle öldürücü mantar zehirlenmelerinde tıbben yapılacak çok fazla bir şey bulunmadığını da sözlerine ekledi.