31 Mart Azerbaycanlıların Soykırımı Günü dolayısıyla Türkiye Radyo Televizyon (TRT) Genel Müdürlüğü stüdyolarında bir etkinlik düzenlendi.
Düzenlenen etkinliğe, Azerbaycan Diaspora İşlerinden sorumlu Devlet Komitesi Başkan Yardımcısı Valeh Hacıyev, Azerbaycan’ın Ankara Büyükelçisi Faik Bağırov, TRT Genel Müdürü Şenol Göka ve diğer yetkililer katıldı.
Anma töreni saygı duruşu ve Türk ve Azeri Milli Marşları’nın okunmasıyla başladı. Etkinlikte bir konuşma yapan Azerbaycan Diaspora İşlerinden sorumlu Devlet Komitesi Başkan Yardımcısı Hacıyev, Ermeni soykırımının 200 yıldır devam ettiğini belirterek, soykırımların hiçbir zaman anlatılmadığını söyledi. Hacıyev, “Sovyetler döneminde yaşamış Azerbaycan’da uluslararası siyaset yürütülürdü ki bu siyasetlerde Hıristiyan aleminin sesi bilinirdi. O yüzden bu dönemlerde Azerbaycan topraklarındaki soykırıma hiç tarihi ve siyasi kıymet verilmemişti. 26 Mart 1998 tarihinde Azerbaycan’ın Milli Lideri Haydar Aliyev 31 Mart Azerbaycan soykırımı olarak ferman imzaladı. Azerbaycan topraklarında Azerbaycanlılara karşı, Azerbaycan’da yaşayan diğer halklara karşı soykırıma siyasi bir değer verildi” ifadelerini kullandı.
Azerbaycan Ankara Büyükelçisi Bağırov, dünya ülkelerinin Azerilere karşı soykırımı görmediğini kaydederek, “Tarih Azerbaycan ve Türklere karşı türetilen soykırımları unutmayacak. Türkiye, bu meselede öncelik gösterir ve Türkiye Azerbaycan’ın her zaman yanındadır” şeklinde konuştu.
TRT Genel Müdürü Göka, 31 Mart tarihinin Azerbaycan’ın tamamında katliamların, acıların yaşanmasını temsil ettiğini vurgulayarak şunları dedi:
“Sadece bugün değil, Martlar, Şubat’lar, Haziran’lar, Temmuz’lar, Ekim’ler. Hepsi bu coğrafyanın özellikle Türk dünyasının mutlaka acı bir gününü içeriyor. Bu coğrafya azmin, kararlılığın, ayakta kalmak istemenin coğrafyası, tarihe iz düşenin coğrafyası.”
Göka, bağırıp çağıranların hakim bir görüntü çizdiklerine dikkat çekerek, “Kim soykırıma müdahil olmuşsa, kim soykırım işlemişse, kim katliamlara sahne olacak hunharca eziyet etmişse, daha çok onlar bağırıyor. Tarihe acı çekenler değil de, acı çektirenler bağırıp çağırıyor. Bütün dünyaya kendilerini acı çekmiş gibi gösteriyorlar. Biz şükürler olsun ki suçlu değiliz. Şükürler olsun ki bu suçları işlemedik. İşlemediğimiz içinde bağırıp çağırmıyoruz.”