15 Temmuz akşamı FETÖ'cü askerlerin darbegirişimi sırasında tankların ve kurşunların önüne atlayarak yaralanan yüzlerce vatandaşın kahramanlık hikayeleri gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Ankara Beştepe'de helikopterlerin saldırısında yaralanan 62 yaşlarındaki Mine ve Rifat Özer çifti de o kahramanlardan sadece ikisi. Ankara Bayındır Hastanesi'nde tedavi gören çiftten Rifat Özer o gece yaşananları şöyle anlattı:

ABDEST ALIP ÇIKTIK
"Gölbaşı'nda yaşıyoruz, Polis Akademisi'nin oradan gök gürültüsü gibi bir ses geldi, gök yüzüne dumanlar yükselmeye başladı. Dedik ki tamam, ülke gidiyor. Yatsı namazlarımızı kılmıştık, tekrar abdest aldık, üstümüzü başımızı geri dönememe ihtimalimizi göze alarak giydik, yola çıktık."

DUA EDEREK YÜRÜDÜK
"AK Parti Genel Merkezi'nin önüne geldik, 'tanklar külliyeye doğru gidiyor, engellememiz lazım' dediler. Hem Cumhurbaşkanımızı hem de ülkemizi korumak amacıyla oraya yola çıktık. Biz güvenlik gücü değiliz, ülkemizi, geleceğimizi, çocuklarımızı koruma isteğiyle gittik. 62 yaşındayız, ben de eşim de. O tankları nasıl durduralım? Bedenle, gücümüzle değil. Elimizde hiç bir şey yoktu, silah veya başka bir şey yoktu. Dua ederek, Kur'an okuyarak yürüdük."

KİME SİLAH ÇEKİYORSUNUZ
"Saydığım kadarıyla 3 tank vardı. Eşim tanklardan birindeki çocuğa 'Çocuğum siz kime silah çekiyorsunuz, neden geldiniz bu tankla buraya? İnin oradan hadi evladım' dedi, yanımızda da bir tane çocuk vardı, o çocuğu silahla vurdular. Hemen ardından gök gürlemesi gibi bir ses geldi, her taraf ateş içinde kaldı. Tarandığımızı düşündük. Vücuduma bir şeylerin saplandığını hissettim. Eşim yere düştü. O ağır yaralanmıştı. Sonra bir grup yardıma gelip bizi hastaneye taşıdı.”

HER ŞEY YOK OLACAK DİYE KORKTUK
“Vurulduğumda özellikle şunu düşündüm, TRT ele geçirilmiş, yaşasak, yaşamanın hiç bir anlamı yok gözümüzde, ertesi gün sokaklarda binlerce insan öldürecekler. Yok olacak, ülkemiz elimizden gidecek, şimdiye kadar mücadelesini verdiğimiz inancımız, amaçlarımız, her şey yok olacak. İşim varmış, ticaret yapıyormuşum, ben özgür yaşayamadıktan sonra, inançlarımı yaşayamadıktan sonra zerre umurumda değil."

Yeni Şafak