Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Aydemir ve Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Dost'un konuk olduğu Obezite ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Volkan Kınaş'ın moderatörlüğünde Samsun'dan Dünyaya Sağlık programında "Deprem sonrası yeniden sosyal hayata dönmek için neler yapılmalı?, Deprem çocuk ve ergenlerin ruh sağlığını nasıl etkiledi?, Afetzedelere ve çocuklara nasıl yaklaşmalıyız, bu gerçeği nasıl kabul ettirmeliyiz?" konuları yanıt buldu.
ÇOCUK VE ERGENLER DEPREMDEN NASIL ETKİLENDİ?
Çocuk Ergen Psikiyatri Uzmanı Dr. Hilal Aydemir, depremin çocukları fazlasıyla etikleyebileceğini dikkat çekerek, "Maalesef büyük bir felaketle karşı karşıyayız.Çocuklarımız ve gençlerimizde de yetişkinler gibi bir takım etkilenmeler, ruhsal belirtiler oldu. Bu dönemde psikososyal yaklaşım çok önem taşıyor. Çocuklar açısında bi belirsizlik hakim. Güven duygularını, kontrol duygularını kaybettiler. Merak ediyorlar, soru soruyorlar. Daha küçük çocuklar anlamlandıramayabiliyor" dedi.
DEPREM SONRASI ÇOCUK VE ERGENLERE NASIL YAKLAŞILMALI?
"Ne yapılmalı" sorusuna yanıt veren Uzm. Dr. Aydemir, "Bu dönemde yapılması gereken, depremi çocuklara anlatmak. Çocuklara depremi nasıl anlatalım, nelere dikkat edelim? Çocuklar bebeklik çağından itibaren bu tür durumlarda bir şeylerin yolunda gitmediğini fark ediyorlar. Depremi çocuklara, yaşına uygun olarak anlatmak gerekiyor. Her yaş grubundaki çocuk depremi farklı bir şekilde anlayabiliyor ve merak ettiği sorular farklı olabiliyor. 0-18 yaş , 6-12 yaş 12 yaş üzeri ergenlere depremi farklı şekilde anlatmak gerekiyor. Olay hiç yokmuş gibi davranmak doğru değil. Gerçeklerden değil ancak medyadan uzak tutmak gerekiyor. Sosyal medyada kontrolsüz paylaşımlar yapılıyor. Oradan uzak tutmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.
DEPREM SONRASI TRAVMA BELİRTİLERİ NELER? TEPKİLER NE ZAMANA KADAR NORMAL?
Uzman görüşü alınması gerektiğini belirten, Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Hilal Dost da, deprem sonrası belirtİlere dikkat çekerek, "Psikolojik olarak yaşanan travma çok ağır. Devasa bir afetle karşı karşıyayız. Bugün olduğu gibi yarın da etkileri devam edecek. Travmayla ilgili semptomlara maruz kalmak, dinlemek, ekranda izlemek, arama-kurtarma çalışmalarına katılmak tramvatizasyon artıyor. Travma sonrası insanlarda yeniden yaşantılanma belirtileri görebiliyoruz. Sanki o deprem anı tekrar tekrar oluyormuş gibi. Sosyal medyada gördüğümüz görüntülerin tekrar tekrar gözümüzün önüne gelmesi gibi. Acaba deprem mi oluyor, avize mi sallandı hissi gibi. Bunlar yeniden yaşantılanma belirtileri. Sık gördüğümüz belirtiler. Öte yandan depresif semptomlar görüyoruz. Keyifsizlik, üzgünlük, eskiden keyif alınan şeylerden keyif alamama, suçluluk, umutsuzluk hissi. Bunları çok net hissettik. Aşırı uyarılmışlık belirtileri; çarpıntı, nefes darlığı, terleme, ani seste irkilme, tetiklenme, uykusuzluk. Bunların hepsi travma sonrası gördüğümüz ve normal olan belirtiler. İlk 1 ay bunlar oldukça normal. Çünkü deprem anormal bir durum. Bu travma tepkileri anormal duruma verilmiş normal tepkiler aslında. En önemli şey burada bu tepkilerin normal olduğunu bilmek. Bu durumu yaşayanlar, aklımı mı kaybettim, hep böyle mi devam edecek sorularını soruyor. Bundan sonra bir ruhsal hastalıkla yaşabilecek olma düşüncesi de insanları da ekstradan tedirgin eden bir şey." dedi.
DEPREM TRAVMASINI ETKİLEYEN ŞEYLER NELER?
1 ay yaşanan belirtilen normal olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Dost, "Ama ilk 1 ay bu belirtileri normal kabul ediyoruz. Anormal bir duruma karşı verilmiş normal tepkiler olarak değerlendiriyoruz. Bu durumun uzamasıyla birlitek mutlaka uzman görüşü alınmalı. Burada birçok şey devreye giriyor. Kişinin travmayla mücadele etme mekanizmaları, kişinin geçmiş öyküsü, rahatsızlıkları önemli. Bazı durumlarda bu süre. uzayabilir. Bu durum 1 ayı geçtiği takdirde biz bunu akut stres olarak değerlendiriyoruz. Bu noktada elbette bir psikiyatri, bir uzman görüşü önemli. İlk 1 ay doktora gidilmesin demek doğru değil ancak ilk 1 ay bu belirtiler normal." ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARDA DEPREM SONRASI SEMPTOMLAR NELER?
Çocuklarda da benzer semptomların yaşanabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Aydemir "Çocuklarda da bu semptomlar varsa 1 ay kuralı orada da geçerli. Normal stres dönemi olarak tanımlıyoruz bu süreci. Ancak çocuklarda belirtiler yetişkinlere göre farklılabiliyor. Yaş ve gelişim düzeyine göre belirtileri ayırıyoruz." şeklinde konuştu.
DEPREM SONRASI ÇOCUKLARDA ORTAYA ÇIKAN BELİRTİLER? NE ZAMAN PSİKOLOJİK DESTEK ALINMALI?
"Küçük ve büyük yaş gruplarında strese verilen reaksiyon farklılaşabiliyor" diyen Aydemir, "Küçük yaş gruplarında özellikle bakım verenden ayrılmak istememe, yapışma, ayrılık kaygısı, ağlama, öfke nöbetleri, uyku problemleri, kabuslar, gece irkilmeleri görülebilirken; Daha büyük yaş ilkokul dönemi çocuklarda dikkat problemleri, okula gitme konusunda isteksizlik, hareketlilikte azalma veya artma, çok soru sorma, çok konuşma ya da hiç konuşmama, doknuklaşma tepkileri görmekteyiz. Ergenlerde derin bir üzüntü, yoğun suçluluk, öfke duyguları. Geleceğe dair inancın kaybolması, umutsuzluk duyguları gibi tepkileri görebilmekteyiz. Yani yaş grubuna göre çocukların strese verdiği tepkiler değişebiliyor. Biz de bunları normal kabul ediyoruz. Ancak yine de zorlayıcı oluyorsa, yoğunsa destek alınmasında fayda var." dedi.
Aydemir açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı;
Özellikle ailelere danışmanlık büyük önem taşıyor. Şu an gerek sahada, gerekse birçok şehrimizde afet polikinliği açıldı. İnsanlar buralardan yararlanabiliyor bu hizmetlerden. Böyle durumların varlığında destek almalarını öneririm ben de.
DEPREMZEDELERE NASIL DAVRANMALIYIZ?
"Depremzedelere nasıl davranılmalı?" sorusuna yanıt veren Uzm. Dr. Dost, "Oradaki afetzedelerin bir kısmı şehir değiştirecek. Bir kısmı da gidecek yeri olmayanlar ya da bırakmak istemeyenler. Oralarda uygun temel ihtiyaçların karşılanacağı alanlar oluşturulması gerekiyor. Çadır okullar, konteyner kentler, temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir ortamın oluşturulması gerekiyor. Güvenliğin, temel esasın oluşturulması gerekiyor. Göç eden insanlar için de en önemlisi, bizim ortamımıza uyum sağlayabilecek kolaylıkları sağlamamız gerekiyor. Ancak çok da ısrarcı olmamak lazım. Kişinin bireyselliğini, otonomisini ezmeden, kişinin karar verme yetisini ezmeden davranmak gerekiyor. Senin şuna ihtiyacın vardır, sana şunu aldım, acıkmışsındır ye gibi ifadeler ve ısrarcı olmak da bireyin otonomisini zedeleyen, özerkliğini zedeleyen bir şey. Bir yerden sonra onur kırıcı da olan bir şey. Burada biraz hassas dengeyi gözeterek, bu kişi daha öncesinde hayatını nasıl devam ettiriyordu? Örneğin ne iş yapıyordu? Buna uygun alanlar yaratılarak da bir şey yapmak gerekiyor. Örneğin konut yardımı olabilir, ev kiraları desteklenebilir ama sonrasında kendi hayatlarını kurmalarına yardımcı olacak bir destek de bulunmamız gerekiyor bizim de. Kendi hayatlarını kurmalarına yardımcı olmamız gerekiyor. Bunu yaparken de ısrarcı olmamak gerekiyor. " ifadelerini kullandı.
SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.