Bodrum'da Gümüşlük ile Turgut Reis arasında yükselen Bozdağ'ın eteğinde üç katlı bir ev.



Bu evde her sabah sevgilinizle birlikte tarlaların, portakal, limon ağaçlarının uzandığı bir manzaraya gözünüzü açtığınızı hayal edin…Günde üç öğün kendi yetiştirdiğiniz sebze meyveyi yiyorsunuz. Oksijenden başınız dönüyor, erkenden yatıyor, gün doğarken uyanıyorsunuz. Şehir uğultusu otomobil gürültüsü yok. Serap Ezgü'nün yeni hayatının resmi böyle.Bakın Serap Ezgü köy hayatını nasıl anlatıyor:

KARINCALAR BU EVİ GETİRDİ

Akyarlar'da hem köy hayatı yaşayabileceğim hem de güzel tatil yapabileceğim, denize bakan bir yer bulmuştum. Birkaç sene sonra daha çok doğanın içinde olabileceğim bir yerin zamanının geldiğini düşünmeye başladım. Ben "bu evi karıncalar getirdi" diyorum. Akyarlar'daki evimde sabah bir kalktım, mutfağı karıncalar basmış. Bu arada o vakit haftanın üç günü akşamüstleri balık yemeye Gümüşlük'e gidiyoruz. O gün Cem'e "kahvaltıyı da Gümüşlük'te edelim" dedim. Bu ev, Gümüşlük'e giderken sürekli geçtiğimiz yolun üzerinde. Hiç dikkat etmemişim, o gün satılık tabelasını gördüm. Evin bahçesine girdiğimizde dedim ki, bir ev tasarlamış olsam, havuzuyla tarlasıyla, mimarisiyle işte aynen bu evi yapardım. O anda aşık oldum eve