İstanbul, 9 Temmuz () - AvivaSA’nın, ortağı Aviva ile birlikte, aralarında Türkiye’nin de olduğu 12 ülkede yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre, Türklerin yarısı borçlarından korkuyor ve emeklilikte bugünkü yaşam standardını koruyamayacağın endişesini yaşıyor. Çalışanların yarısı da emekliliğinde de çalışmak zorunda kalacağını düşünüyor.

AvivaSA Emeklilik ve Hayat CEO’su Meral Eredenk Kurdaş, araştırmada özellikle emeklilik dönemine ait kaygıların dikkat çektiğini belirterek, “Türkiye’de BES, devlet katkısı dahil toplam fon büyüklüğünde 42 milyar lirayı geçti. Halihazırda 5.5 milyonu aşkın kişi, BES zincirine girmiş durumda" dedi.

AvivaSA’nın fon büyüklüğünün 8 milyar lirayı, katılımcı sayısının da 780 bin kişiyi aştığına işart eden Kurdaş, "Yaşam standardı beklentisinin en hızlı arttığı OECD ülkelerinden biri olan Türkiye’de; ortalama yaşam süresi, emeklilik yaşı ve emekli olarak geçirilecek süreler dikkate alındığında, kişisel ihtiyaçlara uygun bir emeklilik planının yapılması giderek daha hayati bir önem kazanıyor" diye ekledi.
 
Türkiye’de 2011 ile 2051 yılları arasında emekli olacak nüfusun, emeklilik dönemi beklentilerini karşılayabilmek için her yıl 91 milyar euro ek tasarruf yapması gerektiğine de dikkat çeken Kurdaş, “Bu da ülkemizde her bireyin yıllık 2 bin 400 euroya da ayda 200 euro ek tasarruf yapması anlamına geliyor" dedi. Kurdaş'ın verdiği bilgilere göre araştırmanın ilgi çekici başlıkları şöyle:

Türklerin yüzde 55’i emeklilik dönemleri için endişeli:

Emeklilik dönemlerinde yeterli yaşam standardı sağlamaya yetecek kadar geliri olmayacağından en çok endişelenen iki ülke Polonya ve Türkiye.  Yüzde 58 oranla endişe duyan Polonya’yı, yüzde 55’le Türkiye takip ediyor.

Türk halkının yarısı, emeklilik yaşından sonra çalışmak zorunda kalacağını düşünüyor:

Emeklilik döneminde yeterli yaşam standardı sağlayamamaktan kaynaklanan endişe, emeklilik sonrasında da çalışma zorunluluğunu artırıyor. Bu durum, genç nüfusun çalışma olanaklarının bir kısmının, emekliler tarafından kullanılması sonucunu doğuruyor.
 
Türklerin finansal endişelerinde “emeklilik ilk dörtte:

Türkiye'deki tüketicilerin finansal konulardaki endişelerine bakıldığında; yüzde 46 ile geçim sıkıntısı birinci sırada yer alıyor. Bunu; yüzde 42 ile temel yaşam ihtiyaçları fiyatlarının önemli ölçüde artması, yüzde 41 ile borçları ödemeye yetişememek, yüzde 40 ile emeklilik için yeterli parasının olmaması takip ediyor.
 
Türk halkının yüzde 40’ı yasal bir zorunluluk halinde emeklilik için para biriktirebileceğini düşünüyor:

“Gerçekçi olmak gerekirse, emeklilik için ancak yasal bir zorunluluk olduğu takdirde para biriktireceğimi kabul ediyorumö diyenlerin oranı Türkiye’de yüzde 40.  Bu alanda Türkiye, Çin’den sonra ikinci sırada geliyor.
 
Türklerin yüzde 23’ü finansal sıkıntı çekiyor:

Bu yıl da, geçen yıl olduğu gibi Türk halkının yüzde 23’ü finansal sıkıntı çekiyor. Yüzde 31’i halihazırdaki finansal durumlarını “rahatö ya da “idare ediyoruzö cümlesiyle ifade ederken, yüzde 46’sı ise “kıt kanaat geçiniyoruz" diyor.
 
Türkiye 12 ülke arasında finansal açıdan en çok sıkıntı çeken iki ülkeden biri:

Araştırmaya katılan 12 ülke baz alındığında Türkiye, Polonya ile birlikte finansal açıdan en çok sıkıntı çeken iki ülkeden biri olarak ortaya çıkıyor. Ülkemizde her üç kişiden ikisi, maddi imkanlarından memnun görünmüyor.

Yüzde 49 borçlarından korkuyor:

“Borçlarımın miktarı beni tedirgin ediyorö diyen Türkler, yüzde 49 oranla, 12 ülke arasında birinci sırada. Türkiye’yi Endonezya (yüzde 48)  ve Polonya (yüzde 37) takip ediyor. “Bu aralar bazı fatura ve ödemelerimi de vaktinde yapamıyorum" diyenler arasında Türkiye yine yüzde 41 ile ilk sırada yer alıyor.
 
Ülke ekonomisine yönelik beklentilerde kötümserlik, vatandaşın bireysel ekonomisine ise iyimserlik hakim:

Türk tüketicilerinin yüzde 23’ü, önümüzdeki 12 ayda ülkenin genel ekonomik durumunun iyiye gideceğini düşünürken, yüzde 46’sı kötüye gideceğini düşünüyor.

Türklerin yüzde 33’ü beklenmedik durumlara hazırlıklı değil:

Çalışan Türklerin yüzde 33’ü, beklenmedik durumlarla başa çıkacak kadar birikim ya da yatırımının olmadığını söylüyor.

Mal candan kıymetli:

Araştırmaya Türkiye’den katılanların sigorta sahipliğine bakıldığında; yüzde 36 ile motorlu araç sigortası sahipliği birinci sırada yer alıyor. Bunu, yüzde 26 ile konut sigortası, yüzde 23 ile hayat sigortası ve yüzde 8’lik oranla işveren tarafından ya da bireysel ödenen  sağlık sigortası takip ediyor. Bu durum, halen malın candan daha kıymetli görüldüğünü de ortaya koyuyor.
 
Türkler ve İtalyanlar “hayatı hafife alıyor:

Araştırmaya konu olan ülkeler arasında hayat sigortasına en az sahip olanlar; Türkler (yüzde 23) ve İtalyanlar (yüzde 18). Singapur’da ise yüzde 68’le hayat sigortası sahipliği en yüksek oran olarak dikkat çekiyor.
 
Yüzde 55 hastalıktan korkuyor:

Türk tüketicilerinin ailevi endişeleri sıralamasında,  yüzde 55 ile ciddi bir hastalığa yakalanma ihtimalini; yüzde 46 ile kişisel bilgilerin başkalarınca kullanılması, yüzde 46 ile beklenmedik olaylar, yüzde 44 ile sahtekarlık ve siber dolandırıcılık, yüzde 43 ile iş güvencesinin olmaması izliyor.
 
Tehlikeli hastalıklar ürünü tanınmıyor:

Türkiye’de her yıl binlerce kişi kanser ve kalp krizi başta olmak üzere tehlikeli hastalık riskiyle karşı karşıya kalıyor. Ancak araştırma sonuçları, Türklerin yüzde 97’sinin herhangi bir tehlikeli hastalık ürününe sahip olmadığını gösteriyor. 

(Fotoğraflı)