Op.Dr. Bilgehan Sonbahar, yaşamı olumsuz yönde etkileyebilecek hastalıkların başında gelen şeker hastalığının ameliyatla çözümünün mümkün olduğunu söyledi.

Genel Cerrahi Uzmanı Op.Dr. Bilgehan Sonbahar, “İlk kez 2006 yılında dünya tıp litaratürüne sunulmuş Transit Bipartisyon ameliyatı ile Tip 2 Diyabetes Mellitus yani Şeker Hastalığını ortadan kaldırmada güçlü ve etkili cerrahi tekniklerden biri olmuştur. Tip 2 Şeker hastalığında Kalıtım önemli bir rol oynar. Ailelerinde diyabet hikayesi olanlarda görülme şansı daha fazladır. (Özellikle 40 yaş üstündekilerde). Hastaların çoğu şişmandır. Tip II diyabette kandaki insülin düzeyi normal hatta fazla olabilir. Ancak insülinin vücut tarafından kullanılması bozulmuştur. Dolayısıyla şeker hücre içerisine giremez, kanda birikir ve kan şekeri yükselmiş olur. Tip II diyabetin tedavisinde en önemli faktör iyi bir diyet yapmaktır. Uygun egzersizlerde şekerin düşmesine yardımcı olur. Bu şekilde şekeri yeterince düşmeyenlerde kan şekerini düşürücü ağızdan verilen haplar hastalıkta önemli rol oynar. Tip II diyabetin belirtileri genellikle yavaş olarak ortaya çıkar. Bunların başlıcaları çok su içme, çok yemek yeme, çok idrar yapma, görme bozukluğu, el ve ayaklarda uyuşma ve karıncalanma, sık enfeksiyonlar, kaşıntı, yaraların geç iyileşmesidir” dedi.

Bireylerin yaşam kalitesinin ciddi anlamda bozmakta olan bu hastalığın aynı zamanda kişilere ve ülkemize ekonomik külfet de olduğunu ifade eden Op.Dr. Sonbahar, “Hastalarımıza insülin kullanımına, egzersiz yapmaya, diyet programlarına riayet etmeye ve ilaç kullanımına rağmen, istenilen kan şekeri kontrolü sağlanamadığı durumlarda ameliyat önermekteyiz. Tip2 Şeker Hastalığında Ameliyat Laparoskopik yani kapalı yöntem ile uygulanır. Hastalarımız hastanede 4 veya 5 gece yatmaktadır. Hemen ameliyat akşamında kendisi kalkıp gezip dolaşabilecek düzeyde olmaktadır. Kapalı ameliyatta yapılan işlemlerden ilk basamak, şeker hastalarında mevcut aşırı iştah durumunu kontrol altına alabilmek için öncelikle Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) ameliyatı uygulamaktır hemen sonrasında aynı ameliyat seansında ince barsakların son 250cm lik bölümü ( ince barsakların bu son 250cmlik bölümünün adı ileum olarak geçer ve insanlarda insülin salgılanmasını sağlayan l hücreleri barsakların bu bölümündedir ) ölçülerek midenin alt ucuna yan-yana dikilerek birleştirilir. Bu ameliyat tekniği ile hastaya hem iştah azaltıcı tüp mide ameliyatı ( kısıtlayıcı-restriktif-yöntem ) hem de gıdaların 2/3 ünün barsakların son 250cmlik bölümüne hızlıca ulaşmaları sağlayan Gastrik Bypass tekniği kombine edilmiş olur” diye konuştu.

Bu teknik sayesinde, tüp mide içinden geçen gıdaların, hemen ince barsakların son bölümüne geçtiğini kaydeden Op.Dr. Sonbahar, “ Bu bölgede (Terminal İleyum ) bulunan "L Hücrelerini" hızlıca aktive etmesi ile GLP-1 ve Peptid Y adı verilen hormonlar sayesinde hastanın kendi pankreasındaki insülin salgısı başlar ve böylece hastalar kendi vücutlarındaki insülini kullanarak kan şekeri düzeyleri kontrol altına alınır ve hastalar kullandıkları şeker hapları ve kullandıkları insülin iğnelerinden kurtulabilirler. Bu ameliyatın temel mantığı Tip 2 Şeker hastalığında, vücudun pankreastan salgılanan insülini kullanamazken ameliyat sayesinde yeniden kullanmaya başlamasıdır” açıklamalarında bulundu.