Türkiye ile Dünya Bankası Grubu (WBG), grubun icra direktörleri kurulu tarafından onaylanan yeni Ülke İşbirliği Çerçevesinin (CPF) uygulamaya konulması ile birlikte yeni bir işbirliği dönemine başladılar.

Dünya Bankası Grubu (WBG) ile Türkiye Hükümeti, Dünya Bankası Grubu İcra Direktörleri Kurulu tarafından bugün onaylanan yeni Ülke İşbirliği Çerçevesinin (CPF) uygulamaya konulması ile birlikte yeni bir işbirliği dönemine başladılar. Grubun açıklamasına göre, 2017 - 2021 Ülke İşbirliği Çerçevesi büyüme, kapsama ve sürdürülebilirlik başlıklı üç temel odak alanı etrafında yapılandırıldı. Açıklamada büyüme alanında CPF mali hareket alanının arttırılması; yetersiz hizmet verilen segmentler için finansmana erişimin arttırılması; ve seçilen sektörlerde rekabet gücünün ve istihdamın arttırılması yoluyla hükümetin mali yönetim, finansal sektör, rekabet gücü ve özel sektör yatırımları ile ilgili zorlukları ele almaya yönelik çabalarını desteklemeye devam edeceği bildirildi.

Yoksulluğu azaltmak ve paylaşılan refahı arttırmak şeklinde belirlenen ikiz hedeflere ulaşma yolunda Türkiye’nin başarısını konsolide etme hedefiyle kapsama alanında sosyal yardımların etkililiğinin arttırılması; kadınların ve kırılgan grupların işgücüne katılımlarını arttırılması ve eğitim ve sağlık sektörlerinin performansının güçlendirilmesi yoluyla, geride kalanlara ulaşma yönündeki çabalar desteklenecek. CPF aynı zamanda sürdürülebilirlik alanında; enerji arz güvenliğinin ve yeşil enerji üretiminin arttırılması; şehirlerin sürdürülebilirliklerinin ve afetlere karşı dayanıklılıklarının arttırılması ve altyapı varlıklarının ve doğal sermayenin sürdürülebilirliğinin arttırılması yoluyla büyümeyi yeniden daha yeşil, dayanıklı ve sürdürülebilir bir yola sokma zorluğunun aşılmasına yardımcı olacak.

Yeni işbirliği çerçevesi ile ilgili olarak Dünya Bankası Türkiye Ülke Direktörü Johannes Zutt şunları kaydetti: “Türkiye son yıllarda elde ettiği başarıları esas alarak nüfusunun tamamına daha yüksek yaşam standartları sağlama ve küresel ekonomideki rolünü arttırma fırsatına sahiptir. Yeni Ülke İşbirliği Çerçevesi bu fırsatı gerçeğe dönüştürmek için Türkiye ile birlikte çalışmayı amaçlamaktadır.“Türkiye yüksek gelirli ülke statüsüne yaklaşırken, işbirliğimizin de gelişerek Dünya Bankası Grubu’nun finansmanının, bilgi birikiminin ve küresel deneyiminin Türkiye’nin bu daha yüksek seviyelerde sosyal ve ekonomik kalkınmayı sürdürülebilir kılmak için ihtiyaç duyulan kurumları güçlendirmesine yardımcı olması gerekecektir”.

IFC’nin Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Direktörü Tomasz Telma ise bu konuda şunları vurguladı: “Türkiye canlı, esnek ve girişimci bir özel sektöre sahiptir ve özel sektör ülkenin kaydettiği büyümenin ardındaki önemli bir itici güç olmuştur. Yaklaşık yarım yüzyıl önce gerçekleştirdiği ilk yatırımdan bu yana, IFC 350’den fazla projeye yaptığı yaklaşık 14,2 milyar dolar tutarındaki yatırım ile Türkiye’nin özel sektörünü desteklemiştir. Önümüzdeki dönemde, bu ivmeyi koruyabilmek ve geçtiğimiz on yıllık dönemlerde kaydedilen ekonomik başarıları daha da ileri seviyelere taşıyabilmek için, Türkiye’nin finansal tabana yaymayı, küresel entegrasyonu ve rekabet gücünü arttırma yönünde güçlü yönlerini daha da geliştirmesi ve bu doğrultuda önünde bulunan zorlukları aşması gerekmektedir. IFC özel sektöre sağlayacağı tutarlı destek yoluyla Türkiye’nin kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmaya kararlıdır”.