AFAD Çalışanları Sendikası (AFAD-SEN) Genel Başkanı Ayhan Çelik, Afet ve Acil Durum (AFAD) çalışanlarının tazminat istediğini söyledi.
Yazılı bir açıklama yapan AFAD-SEN Genel Başkanı Ayhan Çelik, afet ile mücadelenin tüm dünyada geliştiğini ve her geçen gün bu mücadelenin öneminin daha da çok anlaşıldığını ifade etti. İnsanlığın gelmiş olduğu bilgi ve teknoloji düzeyinin doğal afetleri önlemeye yetmediğini vurgulayan Ayhan Çelik; “Afet öncesinde, toplumun en az zararla ve fiziksel kayıpla kurtulabilmesi için gereken teknik ve idari önlemleri alınabilir. Afet sonrasında ise, mümkün olan en fazla sayıdaki insanı kurtarmak ve afetlerin doğurabileceği ek tehlike ve risklere karşı insan canını ve malını korumak hayati ve prestijli bir önemdir” dedi.
Van depremi ile Soma ve Karaman’daki maden kazalarına dikkat çeken Ayhan Çelik; “Van depremine, Soma ve Karaman madenlerine ve Suriyeli mülteciler konusundaki somut olaylara bakıldığında, ekonomik ve sosyal kayıpların en düşük düzeyde kalması, yaraların bir an önce sarılması, güvenli ve gelişmiş yeni bir yaşam çevresi oluşturulması ve hayatın bir an önce normal hale getirilmesi için canla başla mücadele eden AFAD personelinin ulusal ve uluslararası imajı daha net algılanacaktır. AFAD çalışanları 5902 Sayılı Kanun’undaki bazı eksikliklerin günün ihtiyaç ve gelişmelerine paralel olarak giderileceği beklentisini taşırken, 28.01.2014 tarih ve 404 sayılı TBMM Başkanlığı’na verilen kanun tasarısı ile AFAD personelinin ‘Sosyal Denge Tazminatı ve Yemek Ücreti’ gibi özlük hakları da ellerinden alınmıştır. Bu tasarıdan önce birçok kurumun gözdesi durumunda olan AFAD, bu tasarının kabulünden sonra terk edilen bir gemi durumuna düşmüştür” diye konuştu.
AFAD personelinin depremzede konumuna getirildiğini savunan Çelik, “24 saat esasına göre çalışan, bedenini enkaz altına sokan, gerektiğinde madene giren, su altına dalan, yani her an devreye girmeye hazır bir mekanizma gönüllülüğü taşıyan AFAD personeli bir depremzede durumuna getirilmiştir. Ülkemiz, afetlerin sıkça yaşandığı bir ülkedir. 17 Ağustos Depremi, Van Depremi gibi afetlerde dünyanın tüm gözlerinin üzerimize çevrildiğine şahit olduk. Özellikli, nitelikli, yeniliklere açık ve dinamik AFAD çalışanlarına sahip olmak da, mali haklar açısından cazip ve en azından tatminkar olması ile ilintilidir. AFAD çalışanlarının nitelikli insan gücüne sahip olması için meslek olarak AFAD kurumunun cazibesinin arttırılması, teşvik edilmesi, bu doğrultuda tüm AFAD çalışanlarının mali haklarının önemli ölçüde iyileştirilmesi ile olacaktır. 5902 Sayılı Yasaya göre AFAD müdürlüklerinin afet ve acil durumla ilgili görevleri, ’Afet tehlike ve risklerini belirlemek, afet önleme ve müdahale il planlarını ilgili görevleri kurum ve kuruşlarla işbirliği ve koordinasyon içinde yapmak ve uygulamak, İl Afet ve Acil Durum Yönetimi Merkezini yönetmek, kayıp ve hasarı tespit etmek, eğitim faaliyetlerini yapmak veya yaptırmak, akreditasyon yapmak ve belgelendirmek, sivil savunma planlarını hazırlamak ve uygulamak, gerekli gıda-araç-gereç ve malzemeler için depolar kurmak ve yönetmek, seferberlik ve savaş hazırlıkları ile sivil savunma hizmetlerine ilişkin görevleri yerine getirmek, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer maddelerin tespiti, teşhisi ve arındırması ile ilgili hizmetleri yürütmek, doğal afetler (deprem, yangın, su baskını, yer kayması, kaya düşmesi, çığ, tasman v.b) sonucu mağdur olan vatandaşlarımıza afet konutları yapmak yaptırmak, afet riski taşıyan alanları tespit etmek ve genel hayata etkili olup olmadığını incelemek gerektiğinde Bakanlar Kurulu’na ‘Afete Maruz Bölge’ kararı alınması hususunda teklif sunmak, jeolojik etüt raporları (Afet-Etüt) ile plana esas jeolojik-jeoteknik ve mikrobölgeleme etüt raporlarının düzenlenmesi’ gibi kısaca özetlenebilir. Bunca iş yükü altında olan AFAD çalışanlarının hakkı olan AFAD tazminatının zaman geciktirilmeksizin düzenleme yapılarak mağduriyetliklerinin giderilmesi için Başbakanlığımızın yasal düzenleme yapmasını talep ediyoruz” şeklinde konuştu.