Arif ARSLAN/BATMAN, ()- DOĞU ve Güneydoğu illerinin baro başkanları, sokağa çıkma yasağının 9'uncu gününde kaldırıldığı Şırnak'ın Cizre İlçesi'nde yaptıkları incelemelerin sonuçlarını Batman'da düzenledikleri toplantı ile kamuoyuna açıkladı.
Doğu ve Güneydoğu Baroları, Cizre'de yasağın kalkmasıyla birlikte burada yaptıkları inceleme sonrası gözlemlerini, Batman'da düzenledikleri basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Batman'da özel bir otelin salonunda toplanan ve aralarında Batman, Diyarbakır, Ağrı, Şırnak, Mardin, Bitlis, Şanlıurfa, Adıyaman, Siirt, Tunceli, Hakkari, Bingöl, Van ve Muş Baro Başkanları, ortak bir basın açıklaması yaptı.
İlk konuşmayı yapan Batman Barosu Başkanı Ahmet Sevim, Cizre'ye giderek yaşananları yerinde inceleme fırsatı bulduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Doğu ve Güneydoğu baroların toplantısı gündemi Cizre'de yaşanan süreç ve sokağa çıkma yasağıydı. Bunun için Cizre'ye gittik, yaşananları yerinde gözlemledik. Bu 9 günlük yasak süresi içinde, başta yaşam hakkı ihlali olmak üzere, neredeyse yaşam hakkını tamamını etkileyen bir yasak olduğunu gözlemledik. Yaşanan tahribat, o kadar büyüktü ki gözlemleri ve çalışmaları bir güne sağdırmak mümkün değildi. Dolayısıyla hem bölge baroları, hem de orda hazır bulunan sivil toplum örgütleri, ilçede uzun bir çalışma imkanı buldu. Neredeyse her baronun toplantısı çözüm süreci ana gündemiydi. Bu konuda çok büyük bir destek verdi bölge baroları, bütün eksik ve yanlışlarına rağmen çözüm sürecinin devamı konusunda beyanlarımız oldu. Bütün bir yaşamı olumsuz etkileyen ağır olaylar yaşanmaya başlandı. En yakın örneği Cizre idi. Barolar olarak tekrar geldiğimiz nokta itibarıyla çatışmalı süreçten önceki pozisyona dönülmesi gerektiğini, bu savaşın sürdürülemez olduğunu, devamı halinde tüm büyük bir toplumun olumsuz etkileneceğini ve bu konudaki çağrımızı yineliyoruz."
Şırnak Barosu Başkanı Nuşirevan Elçi de kendisi ve çocuklarıyla birlikte gittikleri Ankara'da mahsur kaldıklarını ve Cizre'ye dönemediklerini belirterek, şöyle konuştu:
"Cizre'deki koşullardan dolayı evimize gidemedik. Cumartesi günü yapmamız gereken toplantının, yasağın kalkmasıyla Doğu ve Güneydoğu baro başkanlarıyla beraber Cizre'ye gittik. Maalesef 90'lı yılları dün gibi hatırlıyorum, ilk etapta Cizre'ye girerken yine o yılları hatırladım. Onlarca zırhlı araç, yüzlerce polis ve polisleri insanlara kötü muamele yaparken gördük. Cizre'de mahalleleri gezerken, hepimiz donduk, gördüğümüz vahşet, gördüğümüz insanlık dışı uygulamalar, gerçekten değil gönümüzdeki dünyasından, Ortaçağ'da bile buna benzer görüntülerin çok az olduğuna inanıyorum. Yıkılan evlerin damları, öldürülen insanların tamamen sivil olduğunu, çünkü Cizre'de oturduğum için hemen hemen hepsini tanıyorum. 7 çocuklu bir ev hanımına nasıl, 'sivil değil' diyeceksin? 65 yaşındaki amca nasıl 'Sivil değil' diyeceksin? 10-12 yaşındaki çocuklara nasıl, 'Sivil değil' diyeceksin? Bunları anlamak mümkün değil. Ben şuna inanıyorum; yereldeki, ya Ankara'dakileri kandırıyor? Daha önce Nihat Kazanhan olayında da, daha önce polis öldürmediğini söylüyorlardı, görüntü çıkınca kanıtlandı. Yakın zamanda ölen 23 kişinin sivil olduğunu herkes tarafından kabul edilecektir. İçişleri Bakanı, geçen gün açıklamasında; 'sadece bir sivil' öldüğünü açıklamıştı. Ya sivil tanımı değişmiştir, bizim bilmediğimiz şekilde ya da Kürt olunca sivil olmaz bir anlayışı yerleşmiştir, kusara bakmasın hepsi de sivildi. Çünkü öldürülen bir kişi değil. Yaptığımız çalışmalarda hepsinin sivil olduğu yönündedir. Dokuz gün boyunca sokağa çıkma yasağı ilan edilen bir yer var mıdır? Bu uygulamayla 150 bin insanı işkenceden geçirmek demektir."
Doğu ve Güneydoğu Baroları'nın ortak basın açıklamasında ise şu görüşlere yer verildi:
"Sokağa çıkma yasağının 9 gün boyunca devam ettiği Cizre'de bu süre boyunca başta yaşam hakkı olmak üzere çok ağır ihlallerin yaşandığı, aralarında çocuk, kadın ve yaşlıların da olduğu 23 sivilin yaşamını yitirdiği, sağlık, beslenme, elektrik, su ve iletişim gibi günlük yaşamın devamı için gerekli ihtiyaçlarının karşılanmadığı şehirde birçok evde ağır hasarların meydana geldiğini belirtildi. Yasağın kalkmasıyla ilk günde Barolarla birlikte İnsan Hakları kuruluşları ve çeşitli STK'ların da akın ettiği şehirde, yaşanan ihlallerin tespitini uzun zaman alacağı, Baroların ilgili kurumlar ile birlikte olayların bütün yönleriyle ortaya çıkarılması ve yargıya taşınması için hazırlık yaptığı kaydedildi."

FOTOĞRAFLI