Değişen zamanla birlikte gelişen teknoloji bireyleri olumsuz olarak etkilediği gerçeği ile karşı karşıyayız. Teknoloji ile beraber hayatımıza giren aletlerin en büyük zararını ise çocuklar görmekte. İnternette, sanal oyunlarda veya filmlerde karşılaştıkları şiddet unsurları günlük yaşamlarının bir parçası haline gelmesi kaçınılmaz oluyor.
Çocukları maruz kaldıkları bu tehlikeden korumak, onların sosyal hayattan soyutlanmaması ve ebeveyn-çocuk arasındaki ilişki nasıl olmalıdır sorularını yanıtlayan Plato Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişimi Bölümü Öğr. Gör. Pınar Talaslıoğlu konunun aslında ne kadar hassas olduğunu belirtti.



Yetişkinlerin şiddet konusunda bilinçlenmesi gerektiğini söyleyen Öğr. Gör. Pınar Talaslıoğlu, "Öncelikle yetişkinlerin şiddet konusunda bilinçlendirilmesi lazım. Ayrıca kitle iletişim araçları ile şiddetin ne gibi bir etkileşimi olduğunu görmesi gerekli. Örneğin, televizyon veya internet gibi ortamlarda karşılarına çıkan unsurlar bile kendi içerisinde ne kadar şiddet öğesi barındırıyor. Çünkü bu mecralar şiddeti olağanlaştıran bir yapıya sahip. Eğer bir yetişkin bunun olumlu ve olumsuz yanlarını göremezse çocuğa da doğal olarak bunu aktaramaz. Yani ilk etapta söyleyeceğim aileler bu konuda bilinçlenmeli. İkinci etapta ise 'Çocuğun kitle iletişim araçlarında ulaşılabilirliğinin durumu nedir? Çocuk nerelere ulaşabiliyor?' sorularına yanıt aranmalı. Bu noktada aile ortak hareket etmeli. Eğer ebeveynlerin de hayatlarında kitle iletişim araçları büyük yer kaplıyorsa bu konuyla ilgili düzenleme yapmaları gerekli. Yapılan araştırmalara göre de günde iki saatten fazla televizyon izleyen çocuklar özellikle şiddet içerikli öğelere çok fazla meyilli olabiliyor. Bunun nedeni de şiddetin olağanlaştırması. Dolayısıyla çocuk bunun negatif yanını göremiyor ve şiddet davranışını içeren durumları barındırıyor" dedi.