Türkiye zor bir dönemeçten geçiyor. Dünyayı etkileyen pandeminin ardından bir de yaşanan ekonomik sıkıntılar, vatandaş kadar esnafı da etkilemiş durumda. Evet vatandaş olarak bizler yaşanan hayat pahalılığından, gelen zamlardan şikayetçiyiz. Ancak bunun bir de esnaf boyutu var. Tabii burada büyük işletmelerden bahsetmiyorum... Mahalle arasında, aza kanaat ederek rızkını kazanmaya çalışan, evine ekmek götürme mücadelesi veren esnaftan bahsediyorum... Onlar da en az vatandaş kadar muzdarip bu son zamlardan... Neden olmasın ki? Dün alıp bugün sattığını, yarın aynı fiyata rafa koyamıyor. Dolayısıyla sattığından elde ettiği kar gelen zamlardan sonra yeni mala gidiyor... Duyuyoruz ve görüyoruz... Binlerce liralık elektrik faturası gelen esnafları... Ufacık bir berber dükkanına 2 bin 600 lira, başka bir esnafa 4 bin küsur lira elektrik faturası geldiğini. Bir berber dükkanında ne vardır? İki üç florasan, bir televizyon, bir de fön makinesi... Sıcak su ve ısıtma zaten doğalgaz... Bu dükkanda buzdolabı mı var, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, ütü mü var Allah aşkına? Vergileri söylemeye zaten gerek yok. Evet, yukarıda da yazdım, vatandaş olarak şikayetçiyiz hayat pahalılığından... Ancak vatandaş olarak bir sorumluluğumuz var mahallemizdeki küçük esnafa karşı. Onları yaşatmak, bu ekonomik sıkıntıyı onlar açısından minimuma indirmek için mahalle bakkalından, esnafından alışveriş yapalım. Hani bir skeç vardı; "Alışverişe DİM'e gidersin ama cenazene bakkal Ahmet Amca gelir" diye... Hesap o hesap... Sadece mahalle esnafı değil, yerli ürün almalıyız. Samsun'un ürününü, burada, bu memlekette, bu memletin insanının, fabrikasının ürettiği ürünleri almalıyız. En azından Samsun'un parası Samsun'da kalsın... Kalın sağlıcakla...