Gençlerbirliği'nin transfer yasağı vardı. Yeni hocaları Taşkın Aksoy, bu kadro ile ligde kalmayı gerçekleştirebiliriz diye de açıklama yapmıştı...
Yani maçtan önce iki takım arasında karşılaştırma yaptığımızda; hem ekonomik hem de oyuncu kalitesi anlamında siklet farkı açık gözüküyordu...
Ancak, hiçbir maç oynanmadan kazanılamazdı.
Hüseyin hocanın, Samsunspor seyircisi ile kendi sahasındaki ilk maçıydı bu...
Defansta Soner ve Yunus Emre, hücumda Novikovas isimleri, Bandırma maçında olan kadroya Hüseyin hoca ve ekibi tarafından takviye yapılmıştı...
Maça coşkulu ve etkili başladık...
3. dakikada Tanque'nin vuruşunu, kaleci Ubeyd, tek yumrukla çıkardı...
13. dakikada Boldrin'in şutu, kale direklerini yalayarak dışarı çıktı…
İlk 15 dakika, futbol adına her şeyi yaptı takımımız. Önde baskı, kanatlardan orta, mesafe tanımaksızın şut denedik, dönen topları aldık... Bu baskıya, bu isteğe ve bu coşkuya çok dayanamayan Gençlerbirliği'nin gençlerden kurulu takım oyuncuları, 17.dakikada savunmasındaki Mert'in topa ıskasını ve bu büyük hatasını Tanque affetmedi. Düzgün bir vuruşla, meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. Samsunsporumuzu 1-0 öne geçiren golü attı.
Tanque’nin ligdeki 4. golüydü. Tanque, iyi işler yapmaya devam ediyor...

Gençlerbirliği, hem uzaklaştırmalarda hem de çıkarken çok top kaptırdı. Bunda Samsunspor'un önde baskılı oyunu ve mutlak kazanma arzusu da çok etkili olurken; 12. adam olan seyircinin desteği de müthişti...
Gençlerbirliği, pas yapmaktan ve geride oyun kurmaktan kalemize ilk şutunu 28. dakikada attı. Bu dakikadan itibaren, duran toplar ve uzaktan şutlarla etkili olmaya çalıştılar...
İlk yarının son 15 dakikası, anlamsız bir şekilde, oyun üstünlüğünü Gençlerbirliği'ne verdik.
Buna ne gerek vardı? Neden daha agrasif ve gol sayımızı artırıp oyunu rakip sahaya yıkmayı, bu kadar erken bırakıyoruz anlamış değilim...
İkinci yarının hemen başında Gençlerbirliği, hızlı kontra atakla savunmamızı 3'e 1 yakaladıkları pozisyonda Barış geç kalınca; Samsunspor'da Soner, ilk defa iyi müdahale ederek pozisyonun büyümesini engelleyen isimdi...
2. golü çok iyi zamanda bulduk. Rakip biraz asılmaya ve oyuna tutunmaya çalışırken, 51.dakikada Yusuf'un kullandığı duran top, kornerden gelen topa stoper Alim, çok iyi bir ayak üstü dokunuşla meşin yuvarlağı ağlarla bulusturdu ve skoru 2-0 yaptı. Biz Alim'den Yusuf'tan haftalardır kendi takımlarında attıkları duran top gollerini bizde de atsınlar diye bekliyorduk, bu maça kısmetmiş...
İki farklı skorun verdiği özgüvenle takım halinde pas yaparak oyunu domine eden taraftık. Orta sahamızdaki Ali Kaan'la üst üste iki şutumuzu kaleci Ubeyd çıkarırken, Ali’nin bu şutlarını bundan sonraki maçlarda da görmek isteriz...
Maçın son 20 dakikası geriye yaslandık, kayma kademeleri iyi yaptık ama oyunun bu bölümü, şampiyonluğa oynayan Samsunspor'un oyunu olamaz bence. Rakibin pas trafiği ve topa hakim olmasıyla geçti maçın son çeyreği. Allah'tan tek golcüleri İlker Karakaş'ı, Taşkın hoca da dışarı aldı... Anlamsız bir şekilde yine geri yaslandık... Kardeşim, 2'yi bulmuşsun 3 yap 4 yap nedir bu geri çekilme ve skoru koruma korkusu?
Allah'tan karşımızda pas yapmaktan golü düşünemeyen bir Genclerbirliği vardı...
2 farklı skor ve 3 puan bu maçın en güzel kısmıydı...
Diğer kısmı ise Hüseyin hoca, Samsunspor seyircisi önünde ilk maçını kazandı...
Bu galibiyetin devamını haftaya da bekliyoruz...