Son zamanlarda ülkemizin içinden geçtiği sosyal ve ekonomik zorluklar ortada.

Malum, Türkiye'de son aylarda gıda, akaryakıt, elektrik, doğalgaz fiyatları hızla yükseliyor.

Ekonomi kötüye gitmeye başladığı zaman, işler sarpa sarıyor. Nasıl mı?

Ekonomi kötüyse işsizlik artar, mevcut çalışanlar işsiz kalma korkusu yaşar. Şirket patronları ödeme güçlüğü çeker, esnafın işleri bozulur. Halk borcunu ödeyemez duruma düşer. Borçlu olmayanlar tüketimi kısar.

Birey bazında bakacak olursak; bozuk ekonomi dolaylı veya dolaysız olarak depresyona sebep oluyor.

Bir kişi işini kaybederse gelirini, parasını kaybeder. Parasını kaybederse yaşam standardını düşürür. Ve dolayısıyla psikolojik sıkıntıya girebilir, sağlığını kaybedebilir

Mevcut ekonomik durum önce belirsizliği, ardından psikolojik vakaları artırmaktadır.

Ekonomik belirsizlik, fiyat belirsizliğini beraberinde getiriyor.

Yüksek enflasyon, artan kur fiyatları, insanların zihninde "Ev, işyeri kiramı nasıl ödeyeceğim, acaba artacak mı?" “kiracım kirayı ödeyebilecek mi?", "maaşımı zamanında alabilecek miyim?”, “soğan-patates ne kadar olacak”, “faturalar ne kadar gelecek” gibi sorular oluşmasına neden oluyor.

Soruları çoğaltmak mümkün. Sebepler arttıkça, vakalar da artıyor. Bu belirsizlik ve depresyon halleri kişilerarası ilişkileri etkilemekte, hatta çiftlerin ve ailelerin ilişkileri bozulmaktadır.

Sonuç olarak bozuk ekonomik ortamlarda ruh sağlığı ciddi oranda etkilenmektedir. Biraz ütopik olacak ama bir şekilde insanlara doğal yollardan "mutluluk" enjekte edilmeli.

Evler mutsuz, sokaklar mutsuz, işyerleri mutsuz... İnsanlar kalabalık içinde yalnız...

İnsanlara toplu verilebilecek bir antideprasan lazım.

Aslında su kaynaklarına, barajlara insanlara mutluluk veren, mutluluk hormonlarını harekete geçiren ilaçlar katılsa nasıl güzel olur, herkes güler.

Düşünsenize yürüdüğünüz sokakta herkes gülüyor. Otobüse biniyorsunuz herkes gülüyor. İşyerine geliyorsunuz herkes mutlu. İşler kesat olsa da esnafın yüzü gülücük dolu.

Ekonomik sorunlara çare olur mu bilinmez ama bu yöntem ortada depresyon falan bırakmaz.

Tabi ki işin şaka boyutu bu.

Evet su kaynaklarına "mutluluk ilacı" katılmaz ama size önerim ‘mutluluk hormonu’ olarak bilinen serotonin miktarını artıran magnezyum, çinko, triptofan ve omega 3 içeren yiyecekleri tüketmeye gayret edin.

İç sesinizi duyar gibiyim. Evet haklısınız ortalık ateş pahası. Ben de ne diyorsam artık.

Bu yiyecekleri almakta, bulmakta zorlananlar için bir diğer önerim, biber de mutluluk veriyormuş. Bol bol biber yiyin.

Bu gidişle en sonunda ağzımıza biber de sürecekler...