Aldığı başarılı sonuçlarla yalnız Samsun’da değil tüm ülkede adından söz ettiren, Samsunspor’un başarılı Teknik Direktörü Ümit Özat; “Bizim belki çok yıldız oyuncularımız yok ama çok büyük yıldız adayı oyuncularımız var. Onları geliştirmek, onlarla çalışmakta onlara bir şeyler öğretmekte benim için büyük bir mutluluk.” diyor.

ÜMİT ÖZAT: “BEN BURADA ÇOK MUTLUYUM”

İşte Başarılı Teknik Adamın Samsunhaber.TC Dergisi’nin sorularına verdiği cevaplar:

Kısaca Ümit Özat’ı tanıyabilir miyiz?

Babam terzi, annem ev hanımı. Ankara doğumluyum.  5 kardeşiz. Evliyim,3 çocuğum var.

Futbol hayatınız nasıl başladı? Aileniz futbol oynamanızı istiyor muydu?

Futbola Ankaragücü altyapısında başladım.   Buradan Bölge Futbol okuluna yazıldım. Bölge Futbol Okulundan Gençlerbirliği altyapısına geçtim. Gençlerbirliği altyapısında uzun süre oynadıktan sonra Keçiörengücü’nde bir yıl kiralık oynadım. Daha sonra Gençlerbirliği A Takımı, Bursaspor, Fenerbahçe ve Köln’de son buldu. Ankaragücü’ nün benim hayatımda önemli bir yeri var.  Ama bir türlü istediğimiz elektriği yakalayamadık.  Antrenörlüğe Ankaragücü’n de başladım. Teknik direktörlüğe Ankaragücü’nde başladım.  Bu ligde ilk golümü de son golümü de Ankaragücü’ ne attım.

Sağ ayaklı olmanıza rağmen yıllarca solda oynadınız. Sizce sağ ayaklı olarak sol  tarafta oynamanın avantajı veya zorluk derecesi var mı?

Bu konuyu yıllarca çözemedik. Ben sağ ayaklı değilim. İki ayağımı da kullanan bir oyuncuydum. Bir oyuncuya sağ ayaklı demek için onun sol ayağını hiç kullanamaması lazım. Oğuzhan gibi ben de iki ayağımı kullanabiliyordum. Dünyada bir çok oyuncu sağ ayaklı olduğu halde sol bek oynadı. Onlar konuşulmadı. Ama her nedense konu Ümit Özat olunca insanlar konuşmaya başladı. Tüm istatistikleri altüst eden bir adam buna rağmen hala art niyetli insanlar tarafından kabul görmüyorsa konunun sağ ayak sol ayak değil Ümit Özat mevzusu olduğuna inanıyorum.  Teknik olarak düşünecek olursak sağ ayaklı oyuncunun savunmada ters kademede avantaj olduğunu düşünüyorum. Bekteki adamın sol ayak olmasının orta atarken arayacaksan önce öndeki adam orta atsın. Yıllarca sol bekin önündeki adamlara bakıyorsun Hasan Şaş, Arda Turan, Tuncay Şanlı, Engin Baytar, Amrabad sağ ayaklı. Siz daha ön tarafa sol ayaklı adam bulamadınız ki bekteki adamın sağ ayaklı olduğunu konuşuyorsunuz. Bunlar tamamen geçmişte 1-2 antrenör tarafından basına üretilmiş bahaneler.

41 kez A Milli olmak üzere toplamda 53 kez milli oldunuz. 2008’de Köln takımında oynarken saha içinde rahatsızlandınız. Doktorların futbol oynamanıza izin vermesine rağmen siz futbolu bırakma kararı aldınız. Bu kararı almanızda ailenizin etkisi oldu mu? Hayatınızı nasıl etkiledi?

Rahatsızlandıktan sonra doktorlarım futbol oynamama izin verdi ama profesyonel futbol oynamamı yasakladı. Ama doktorlar izin verse bile zaten 32 yaşıma gelmiştim. Ailemde devam etmemi istemiyordu. Bende en büyük hayalim olan antrenörlüğe başlama kararı verdim. Bir insan hastalığına sevinmez ama antrenörlüğe erken başlayacağım içim sevindim.

Samsunspor’a gelmeden önce futbol hayatınızda unutamadığınız bir maç var mı?

Çok maçlar var. Bundesliga’daki ilk maçımı, son rahatsızlandığım maç var. Futbola böyle veda edeceğimi bilmiyordum. 6-0’lık Galatasaray maçı, hat trick yaptığım Gaziantep maçı, dünyanın en iyi oyuncularına karşı oynadığımız ve 3-0 yendiğimiz Manchester United maçı var.

Hayatınızda belki de en uzun süre Samsun’da kaldınız. Şehir olarak Samsun’u nasıl buldunuz?

Ne bir antrenör dört dörtlük, ne de hiç bir şehir dört dörtlüktür. Ama bu şehirde ben antrenörlük yaptığımı anladım. Bir hocaya sevginin nasıl olduğunu anladım. Antrenörlük yapmanın nasıl olduğunu öğrendim. İnşallah sonu da iyi olur. Sıkıntılarımız var mı, Her yerde olduğu gibi tabi ki var. Burada da sıkıntılarımız olmuştur. Ama fikir ayrılığı olmayan yerde başarı gelmez. Fikir ayrılığı olacak ki tartışa tartışa doğru bulunsun. İnşallah sonu da iyi olur. Ben burada gerçekten çok mutluyum. Belki bir takım şeyleri konuşmak için erken ama bu şehir benim için çok şey ifade ediyor. Çok anlam taşıyor. Bu anlamda doğru tercih yaptığımı düşünüyorum. Zaman ne gösterir onu bilemeyiz.

Her fırsatta Samsunspor’a para için gelmediğinizi söylüyorsunuz. Samsunspor’da Teknik Direktör olmanızda ki etkenler neydi?

Evet Samsunspor’a para için gelmedim. Boluspor ile yaptığım ve Samsunspor ile yaptığım sözleşmeleri göstersem konuşanlar dilini yutar. Burası bir futbol şehri. Karşılıklı oturduk konuştuk. Ben genç oyuncu yetiştirmeyi seviyorum. Futbola hizmet etmeyi seviyorum. Para her şeyi sağlamıyor.  Nitekim gittiğimiz yolun doğru olduğuna inanıyorum. Bunları konuşurken her şeyin dört dörtlük olduğunu söyleyemeyiz.  Her yerde sorunlar olacaktır. Önemli olan sorunları aşmaktır. Bu takımın, bu camianın, bu şehrin Avrupa da mücadele etmesi gerektiğine inanıyorum . Bu şehir bu yola girdi. Ama bizle ama bizden sonra 5 yıl içinde bu gerçekleşecek.

Sezonun üçte biri geride kaldı ve Samsunspor en yakın takipçisinden 3 puan önde lider durumda. Bu başarının sırrı ne?

Bu başarı değil. Bu başarıya giden yolda bir adım. Bunu başarı gösterip de ayaklarımızı yerden kesmenin alemi yok. Daha 23 tane maç var. Dolayısıyla biz her geçen hafta olduğumuz yeri korumak, mümkünse de puan farkını açmak için mücadele edeceğiz. Biz çok koşan mücadele eden bir takımız. Bizi takım kılan bu. Bizim belki çok yıldız oyuncularımız yok ama çok büyük yıldız adayı oyuncularımız var. Onları geliştirmek, onlarla çalışmakta onlara bir şeyler öğretmekte benim için büyük bir mutluluk.  Kimileri başarı gibi görebilir ama ben başarı gibi görmüyorum. Başarı yolunda ilk adım attık. Önümüzde uzun bir zaman var, onun için durmadan çalışacağız.

Samsunspor taraftarını nasıl buluyorsunuz? Samsunspor taraftarı tarafından çok seviliyorsunuz. Bunun nedeni sadece başarılı olmanız mı?

Onu taraftara sormak lazım. Başarının etkisi vardır ama sadece elde ettiğimiz sonuçlardan kaynaklandığına inanmıyorum.  Benim dürüstlüğümü anlayabilen ender taraftar gruplarından bir tanesi. Bir antrenöre antrenörlük yaptığını, bir futbolcuya futbolculuk yaptığını hissettiren bir taraftar kitlesi. Onlarla o frekansı çok iyi yakaladık. Günü gelir başarısız da oluruz ama bizim onlarla saygımız, sevgimiz, birbirimize olan bağımız hiçbir zaman azalmayacak diye düşünüyorum. Çünkü dünyada hiçbir antrenör yok ki her zaman başarılı yada hep başarısız olsun. Dolayıyla biz onlarla o bağı yakaladık. İçerde ve dışarıda her hafta onların önünde maça çıkmaktan çok mutluyum. Benim için iple çektiğim günlerden birisi onlarla sahada beraber olduğum günler.

Samsunlu olarak sizi yaklaşık 4-5 aydır yakından tanıyoruz. Bildiğiniz doğruları çekinmeden söylüyorsunuz. Bu huyunuzun size kaybettirdiği yada kazandırdığı nedir?

Kaybettirdikleri vardır ama kazandırdıkları daha çoktur. En önemlisi çocuğumun çoluğumun yüzüne doğru bakıyorum. Onların yüzüne helal ekmek götüren, kul hakkı yemeyen bir baba olarak bakıyorum. Dolayısıyla ben bu yaşıma gelip çoluğumu çocuğumu da kurtarmışsam yaptıklarımın yüzde 70-80’ni doğru demektir. Doğrular, iyiler geçde olsa  her zaman kazanırlar. Çok istenmeyen yada yanlış olan bir şeyi de söylediğimi düşünmüyorum. Bu güne kadar benim söylediğim her şeyi ortaya koysunlar ülkenin yüzde 65’inin kabul edeceği şeylerdir. Ama benim üzerimden reklam yapmak isteyen işgüzarlar zaman zaman bunları farklı olarak gösterecekler ama yaptıkları 1 haftalık reklamla kalacaklar. Sonrada her zaman olduğu gibi kaybolacaklar.

Milli takım kampında Tuncay Şanlı’nın köpek ile sizi kovaladığı görüntüler internette dolaşıyor. Oysaki biz sizin başka kaynaklarda köpeklerle birlikte çekilmiş fotoğraflarınız olduğunu biliyoruz. Gerçekte köpek korkunuz var mı?

Tuncay’ın kovaladığı zaman vardı. Daha sonra Ankaragücü’nü çalıştırdığım dönemde yalnızdım yanıma bir köpek aldım. Adı Tosun’du. Ondan sonra tabiki bu korkuyu yendik. Bunlar normal şeyler. İnsana özgü şeyler. Her insan köpekten korkabilir. Şu anda o zamanki kadar korkmuyorum.

Son olarak Samsunspor camiasına bir mesajınız var mı?

Samsunspor camiasına mesajım şu olacak. İyi bir oyuncu grubu var. Bizler gelip geçiciyiz. Tek kalıcı olan Samsunspor ve armasıdır. Bundan önce olduğu gibi bundan sonrada iyi günde kötü günde takımlarının yanında olmaları lazım. Bundan da hiç şüphem yok. Hele yeni stat bittiğinde bunu daha fazlasıyla göstereceklerine inanıyorum. Çünkü onlarsız bir camia veya onlarsız bir takım düşünemiyorum. Dolayısıyla onların bu coşkuyu, sevgiyi bir ömür hissettireceklerini düşünüyorum. Çünkü İngilizler şunu der. Kulüpler taraftarın çocuğu gibidir. Taraftar kulübüne kızamaz. Onu desteklemek zorundadır. Dünyada böyledir. Türkiye’de de böyle olması lazım. Ama burası (Samsun) gerçek anlamda takımını destekleyen, iyi günde kötü günde yanında olan ender camialardan birisi. Umarım bu birlik beraberliği daha da çoğaltarak devam ettirirler.

Not: Bu röportaj SAMSUNHABER.TC dergisinin Kasım 2015 sayısında yayımlanmıştır.