Son zamanlarda kaçak göçmenleri taşıyan teknelerin batmasına yönelik basın açıklaması yapan Bingöl Barosu Başkanı Av. Abdullah Alakuş, kazalarda 800’ü aşkın kişinin hayatını kaybettiğini belirterek, "Bu insanlar durduk yere göç etmiyorlar. Eskiden ekonomik sebeplerden dolayı göç eden insanlar, artık günümüzde canlarını kurtarmak için göç etmektedirler" dedi.
Bütün ülkeleri, insan hakları kuruluşlarını göçmen kaçakçılığı konusunda duyarlı olmaya ve gerekli önlemleri almaya davet ettiklerini belirten Alakuş, alınması gereken önlemlerin birer insanlık görevi olduğunu söyledi. Alakuş, "Bu drama seyirci kalmak bir insanlık suçudur. Hepimiz birer göçmen adayıyız bunu unutmayın. Bu insanlar durduk yere göç etmiyorlar. Eskiden ekonomik sebeplerden dolayı göç eden insanlar, artık günümüzde canlarını kurtarmak için göç etmektedirler. Özellikle Ortadoğu’da yaşanan savaşlar ve DAİŞ terörünün had safhaya ulaşmasından dolayı insanlar, yurtlarını terk etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu zulmün yarın sizleri de vurmayacağının garantisini hiç kimse veremez" dedi.
"GÖÇ TEK TARAFLI BİR SÜREÇ DEĞİLDİR"
Ulus devletlerin uyguladığı politikalar ve geliştirdikleri stratejiler nedeniyle de göçler başladığını kaydeden Bingöl Barosu Başkanı Av. Abdullah Alakuş, şunları söyledi:
"Göç tek taraflı bir süreç değildir. Bu göç güzergahları yüz yıllardan beri var olan güzergahlardır. Avrupa ülkelerinin kendi sınır güvenliklerini bahane ederek sınırlardaki güvenliği had safhaya ulaştırmaları nedeniyle göçmenler mecburen deniz yolculuğunu tercih etmektedirler. Bu insanlar açlık, yoksulluk, savaş veya iyi bir gelecek hayali ile göç etmektedirler. Akdeniz adeta bir göçmen mezarlığına dönüşmüştür. Uluslara arası göç örgütünün verilerine göre bu yıl 1700 göçmen hayatını kaybetti. Kaçak göçmen dalgasından, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliğini sorumlu tutmaya çalışırken topu bir birlerine atmaya çalışmaktadırlar."
Avrupa ülkelerinde yaşanan bazı olaylardan göçmenlerin sorumlu tutulduğunu kaydeden Alakuş, açıklamasına şöyle devam etti:
"Bu olaylardan göçmenleri sorumlu tutmaları ve özellikle 11 Eylül saldırısından sonra sorumlu olarak özellikle Müslümanları görmesi, Fransa’da Charlie Hebdo Dergisi saldırısı sonucu bir islamafobinin oluşmasından dolayı bu ülkeler gerekli önlemleri almamakta ve özellikle kendi sınırlarından uzak tutmaya çalışmaktadırlar. Göçmenlerin geçiş güzergahında bulunan bütün ülkeler adeta buna göz yummakta ve bir an önce kendi ülkelerinden çıkmaları için hiç bir denetim yapmamakta ve geçiş noktalarındaki kontrollerde para karşılığı geçişler sağlanmaktadır. Göçmenlerin varmak istedikleri ülkelerde ise sınır güvenlikleri üst seviyede olduğu için, denizden geçiş yolları bu nedenle tercih edilmektedir. Lütfen yaşanan bu insanlık dramına seyirci kalmayın. Biz Bingöl Barosu olarak tüm kesimleri bu konuda duyarlı olmaya ve insani görevimizi yapmaya davet ediyoruz."