Mardin Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz, herkesin ibadetini hür bir şekilde yapması gerektiğini belirterek, “Özellikle Kudüs gibi bir şehirde bu yaşananların olmaması gerekir. Biri diğerine saygılı olmalı. Dünya hepimize yeter, orada yaşananlar yanlıştır, kınıyorum” dedi.

Mardin Kırklar Kilisesi Başpapazı Gabriel Akyüz, Kudüs’te bulunan Mescid-i Aksa’nın ibadete kapatılması ve İsrail’in Müslümanlara saldırılarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Mardin ve Kudüs’ün birbirine benzer şehirler olduğunu belirten Akyüz, “Kültür farkı çok önemlidir. Kudüs’te Hıristiyanlar, Müslümanlar ve Yahudiler var ama bu kültür barışık bir kültür değildir. Kavgacı bir kültürdür. Mardin’de aynı şekilde buna benzer kültürler var ama bunlar barışık bir ortamda yaşamaktadırlar. Bugün Kırklar Kilisesi’ndeyiz kapımız sabahtan akşama kadar açık. Her geleni gezdiriyoruz. İlgi gösteriyoruz, saygı gösteriyoruz. Onlar bizi seviyor, biz onları seviyoruz. Aradaki fark budur işte. Bu kültürü maalesef Kudüs’te göremiyoruz. Biz sabah, öğlen, akşam çan çalıp ibadetimizi serbest bir şekilde yapmaktayız. Turizm sezonu olduğunda her gün burayı 500 kişi ziyaret eder. Hafta sonları bu daha çok oluyor. Her Pazar günü ibadetimizi toplu olarak yapmaktayız. Bu Pazar bir düğünümüz vardı. Çok güzel geçti. Kimse karışmadı, saygı gösterdi” diye konuştu.

“Din temsilcilerinin görevi onları protesto etmektir”

Kudüs’teki yaşanan olayların olmaması gerektiğini ifade eden Akyüz, şunları kaydetti:

“Ben sürekli bunu söylüyorum. Din temsilcileri insanlara karşı çok pasif kalıyor, görevini yapamıyorlar. Dinin görevi insanları ıslah etmektir. İnsanları barış dolu, huzurlu bir ortamda yaşatmaktır, kardeş yapmaktır. İnsanları birbirine düşürmek değildir. Eğer din bizleri birbirine düşman edecekse uzak duralım o dinden. İstemeyelim o dini. Dinsiz yaşayalım daha iyidir. Niçin din aracılığıyla cehenneme gidelim, birbirimizi katledelim, birbirimize düşman olalım. Dinin amacı sevgidir, huzurdur, Allah’tır diyoruz. Allah hep iyidir, Allah sevgidir, sevgide bir problem hiçbir zaman olmaz ama Ortadoğu’nun durumunu görüyoruz. Din temsilcilerinin görevi onları protesto etmektir, kınamaktır. Bunlara son verdirmektir ama görevlerini yapmıyor, pasif kalıyorlar. Ben bundan dolayı çok üzgünüm. Biz sadece, ‘Din adamıyız’ diyoruz. Öyle isimle değil fiilen görevimizi uygulamamız gerekiyor. İnsanları ıslah edeceğiz. ‘Bize ne’ dememeliyiz. Kötüyü ıslah etmeliyiz. Bunu göremiyorum ve çok üzgünüm. Özellikle Kudüs gibi bir şehirde bunların olmaması gerekir. Herkesin ibadetini hür bir şekilde yapması gerekir. Biri diğerine saygılı olmalı. Dünya hepimize yeter. Hepsi bir kardeşin çocukları. Amaçları din değil, dini suistimal ediyorlar. Birbirlerine karşı bir silah olarak kullanıyorlar. Birbirlerini kırdırmak için böyle bir davranışta bulunuyorlar. Yanlıştır, kınıyorum.”