Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi dünya gündeminin ilk sırasına oturdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ev sahipliğindeki zirvede  Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ortak bir karara vardı. O karar da Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması oldu. Zirve sonrası üç lider medyanın önüne çıkıp açıklamalar yaparken Amerika'dan da son dakika bir mesaj geldi. Beyaz Saray "Bir süre daha Suriye'de kalacağız' dedi. Bu açıklamanın üçlü zirve sonrasında gelmesi dikkat çekici oldu.

ERDOĞAN'IN ÖNERİSİ : Türkiye'nin ev sahipliğinde yapılan Türkiye- İran-Rusya üçlü zirvesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan Suriye ve Irak sınırında güvenli bölgede, konut inşası yapmayı teklif etti.

Üçüncüsü İran'ın ev sahipliğinde yapılacak olan zirvede alınan ortak kararları Erdoğan, Putin ve Ruhani basın toplantısı ile duyurdular. İşte dünya ajanslarının flaş haber olarak geçtiği açıkmalardan önemli bölümler;

ERDOĞAN : YAŞANABİLİR HALE GETİRİYORUZ
"Türkiye, DEAŞ'a karşı en etkin mücadeleyi veren ülkedir. Zeytin Dalı Harekatı ile de aynı mücadeleyi bir başka terör örgütü olan PYD/YPG'ye karşı veriyoruz. Teröristlerden temizlediğimiz bölgeleri temizlemekle kalmıyoruz, altyapı ve üstyapısı ile yaşanabilir hale getiriyoruz. Ülkemizde 3.5 milyon Suriyeliyi konuk ediyoruz. Cerablus ve El Bab bölgesine şu ana kadar 160 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü. Afrin'e de yüzbinlerce Suriyeli kardeşlerimizin döneceğini düşünüyoruz.

ERDOĞAN: SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ 
Bugün önümüzdeki döneme ışık tutacağına inandığımız istişareler gerçekleştirdik ve atılacak adımları belirledik. Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanabilmesi, tüm terör örgütlerine aynı mesafede olunmasına bağlıdır. Gerginliği azaltma bölgeleri konusunda Türkiye olarak sorumluluklarımızın gereğini hassasiyetle yerine getiriyoruz.
Münbiç başta olmak üzere PYD/YPG'nin kontrolündeki tüm bölgeleri güvenli hale getirene kadar durmayacağımızı tekrarlamakta fayda görüyorum. 

DEAŞ BAHANESİYLE YPG SOKULUYOR
Suriye'de kaos çıkartılmak istenen yerlere önce DEAŞ'ın yerleşmesinin önü açılmakta, sonra onunla mücadele bahanesiyle YPG/PYD sokulmakta ve böylece terör döngüsü tamamlanmaktadır. Ne Suriye'nin, ne de bölgemizin geleceğinin üç beş terör örgütünün tasallutu altında kararmasına izin vermeyeceğiz. Yaşanan krizin ve çatışmaların kaybedeni Suriye halkıdır. Kazananın kimler olduğunu ise hepimiz gayet iyi biliyoruz. Uluslararası toplumu, sorunun adil çözümüne destek olmaya çağırıyoruz. Yaptığımız istişare ve aldığımız kararların Suriye için hayırlı olmasını diliyorum."

RUHANİ: SURİYE'NİN GELECEĞİNE SURİYE HALKI KARAR VERİR
Daha sonra İran Cumhurbaşkanı Ruhani söz aldı. Suriye'nin geleceğinin sadece Suriye halkını ilgilendirdini belirterek, buna özgür bir seçimle karar vereceklerini söyledi. Ruhani, "Suriye halkının barışa kavuşma umudu bugün daha çoktur. Bunu görmekten mutluyum" dedi.

PUTİN: SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ SAĞLANMALI
Son olarak söz alan Putin konuşmasında Suriye'nin birliğine dikkat çekerek "Türkiye, Rusya ve İran'ın ortak kararı Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğünün sağlanmasından yanadır" dedi.

ERDOĞAN'DAN AB'YE MÜLTECİ YARDIMI SİTEMİ
Daha sonra söz alan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

-"Üçlü zirvede de bütün arzumuz gayretimiz bir an önce barışın egemen olduğu bir Suriye’yi, özellikle yeniden inşa ve ihya edebilmek. Bizler tüm STK’larımızla hep birlikte şu ana kadar bu bölgede 31 milyar dolar buraya yatırım yaptık. Şu an itibariyle Avrupa Birliği’nin bize vaat ettiği sözden gelen, verilen söz 3 milyar avro sözü vardır. Ama bunların tamamı da ilgili kurumlara ulaşmış değildir.

BUNU ÇOK ÖNEMSİYORUM : Afrin operasyonundaki dayanışmamızı, başta Rusya ile çok çok önemsiyorum. İran ile aynı şekilde ilgili arkadaşlarımız gerek bakan düzeyinde, gerek genelkurmay başkanlarımız bu çalışmalarını gayretli bir şekilde sürdürdükleri sürece inanıyorum ki burada barışın alt yapısını oluşturacağız. Birinciyi Soçi’de, ikinci burada, üçüncüyü de inşallah Tahran’da yapacağız."

SORULAR VE LİDERLERİN CEVAPLARI
SORU:  Şu anda Suriye’nin ekonomik ve enerji altyapısının kurulmasıyla ilgili bir proje var mı? Buna yönelik diğer ülkeler de adım atıyor mu?

PUTİN: Ben tam olarak anlayamadım ne sorduğunuzu. İnsanların normal yaşam koşullarını sağlamak lazım. Dışarıdan yatırım olmadan bu sağlanamaz. Bütün ülkelere de sesleniyorum. Sözde değil somut bir şekilde adım atsınlar. Ama Rusya İran ve Türkiye’den başka kimse adım atmıyor. Çok kısıtlı insani yardım miktarları gönderiliyor. Herkes Suriye’nin altyapısını üst yapısını tesis etmeye herkes katılmalıdır.

SORU: Uluslararası gündem ile ilgili bir sorun var. Spiral olayıyla ilgili… Dün sizin temsilcileriniz ifade ettiği gibi, İngiltere artık özür dileyecek mi?

PUTİN:Biz hiçbir şey beklemiyoruz. Bu kadar bir zarar görmeyecek bizim ikili ilişkilerimiz.

SORU: İran ve Türkiye’nin resmi hükümetlerinin sabotajlara karşı tutumları nasıl olacak?

RUHANİ: Bizim bugüne kadar gördüğümüz şudur ki, Amerikalılar ve İsraillilerin başarılı olamadıklarıdır. Teröristleri hakim etmek istiyorlardı. Kendi menfaatlerini güdüyorlardı. Bugüne kadar her ne kadar ki Suriye halkı için büyük sorunlar yaratmış olsalar da başarılı olduklarını söyleyemeyiz. Bölgemizin haritası hiçbir şekilde değişmemeli. Ve hakların, düşüncelerin ve istekleri kendi ülkelerinin geleceğini şekillendirmek için yol göstermelidir. Biz aynı ilkeleri savunuyoruz. Çabamız bölgemizin düşmanlarını, bölgenin bölünmesi amaçlarında başarılı olmamalarıdır. Biz yakın zamanda bölgenin güvenliğinin sağlandığını görmek istiyoruz. Ve barışı destekleyen bütün dünay ülkeleri ve başta bugün burada bulunan üç ülkenin hedeflerine ulaşmalarını diliyoruz.

ERDOĞAN: Suriye’nin toprak bütünlüğü bizim olmazsa olmazımızdır. Birilerinin kendilerine göre yapmış olduğu parselasyonlar bize göre değildir. biz bu toprak ameliyatlarına sıcak bakmıyoruz. Fakat bütün bunlarla beraber terörizmin bunu bir fırsata dönüştürüp, Suriye’nin ülkemize tacizde bulunmasına da özellikle fırsat vermeyi asla kabul etmemiz mümkün değil. Çünkü burada bizim durumumuzda olan bir ikinci ülke yok. Biz Suriye’ye sınır bir ülkeyiz. Dolayısıyla bütün tacizler bugüne kadar ülkemize yapılmıştır. Bunda durmak bilmemişlerdir ve 100’e aşkın roket atışı yapılmıştır, 100’ü aşkın vatandaşımız şehit olmuştur. Biz hep sabır sabır. Artık yetti demişizdir ve ondan sonra da teröristlere karşı önce Cerablus, ondan sonra da Zeytin Dalı harekatıyla bölgedeki bu harekatı gerçekleştirmek zorunda kaldık.

Şunun bilinmesini özellikle istiyoruz. Bu bir inşa ve ihya hareketidir. Bölgede gerek rusya gerek iran şu astana sürecinin garantörleri olarak başlayan sureci de emin adımlarla yürüteceğiz. Astana’yı hiçbir zaman Cenevre’ye alternatif demektir.

Alternatifidir diyorlarsa ona da söyleyeceğimiz sözümüz yok. Ama bizim netice alma mecburiyetimiz var. Burada insanlar oluyor. En son Doğu Guta’da meydana gelenleri gördük. Yavruların nasıl acımasızca öldürüldüğünü gördüm. Ben kucağıma 6 aylık çocuğu aldığımız zaman bizim yüreklerimiz parçalanıyoruz, biz babayız. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanıyız, buna dayanabilme k için herhalde insan olmamak gerekir diye düşünüyorum."

SORU: Amerikalı yetkililer Suriye’den çıkacaklarını söylediler. Amerika’nın oradaki varlığı bu zirveyi etkileyeceğini düşünerek, Amerika’nın oradaki varlığını nasıl değerlendiriyorsunuz? Çekilmeleri mutluluk kaynağı olabilir mi?

RUHANİ: Amerikalılar her gün bir şey söylüyor. Mevcut Amerikan hükümetinin ne sözlerine ne de vaatlerine güvenebiliyoruz. Çünkü onlar kendilerinden belli bir görüntü gösterdiler. Biz Suriye’den çıkmak istiyoruz dediler ama daha sonra anlaşıldı ki onlar para peşindeler. Arap ülkelerine diyorlar ki ‘bize para verirseniz Suriye’de kalacağız’ Anlaşılıyor ki Suriye’de kalacaklar ve para alacaklar.

ERDOĞAN: Fakat Ruhani kardeşim paranın miktarını söylemiyor. Pardon, 7 trilyon dolar. Böyle bir para bugüne kadar orada masraf yapılmış, bu paranın verilmesi lazım deniyor. Bu da herhalde iyice rahatlatır süreci.

SORU: Türkiye mültecilere ev sahipliği yapmakta ama Avrupa2nın verdiği sözler var. Bunun yerine getirilmemiş olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sayın Putin bir şey ifade etti, sizin yeni önerileriniz olduğu noktasında. Bu öneriler nelerdi?

PUTİN: Şu veya bu ülkenin taahhütlerini yerine getirmemesiyle ilgili oraya sormak lazım. Biz taahhütlerimizi yerine getirmeye çalışıyoruz. Tabi mülteci bakımından Türkiye büyük bir yük aldı. Ama çok eşsiz bir durum. Rusya olarak biz Ukrayna’dan gelen mülteci yükünü üzerimize aldık. Bizim aslında sorunları çözmemiz lazım mülteci göçmenler olmasın diye.

Sayın Erdoğan’ın yeni teklifleriyle ilgili, bizim insani yardım konusunda etkin bir çalışma yapmamız gerekiyor. Şu teklifte bulundu, çatışmasızlık bölgelerinde ihtiyaç duyan insanlara acil yardım, tıbbi yardım konusunda neler yapabileceğimizi somut bir şekilde değerlendireceğiz. Bu teklif çok isabetli oldu. Sayın Ruhani de bunu destekliyor. Bunun üzerinde bir çalışma yapacağız ve somut adım atacağız.

RUHANİ: Suriyeli mültecileri desteklemek insani bir görevdir. Müslümanlar için de dini bir görevdir. Ben Suriyeli mültecileri destekleyen ve onları barındıran bütün ülkelere teşekkür etmek istiyorum. Başta bu doğrultuda büyük bir sorumluluk almıştır. Belki biz İran’da bu konuyu herkesten daha iyi anlayabiliyoruz. Biz yaklaşık 39 senedir İran’da 3 milyondan fazla Afgan mülteciyi ağırlamaktayız. Bunu çok iyi anlıyoruz. Bu sene de yaklaşık 400 bin Afgan öğrenci bizim okullarımızda eğitim almaktadır. Ve 20 binden fazla da Afgan üniversite öğrencisi bizim üniversitelerimizde bedel ödemeden eğitim almaktadır.

Irak ve Kuveyt savaşında da Afgan mültecilere ek olarak bir de Irak ve Kuveytli mültecileri de karşıladık. Avrupalı ülkelerin yardımcı olmaları gerekiyor.

ERDOĞAN: Gerek Sayın Putin ve Ruhani’nin neler yapılabilir ve yapacağımız konusundaki önerilere şöyle ilave de bulunalım istiyorum. Biraz açalım istiyorum. Şu anda Tel Abyad tarafında yaralılara yönelik adım atılması hususunda bizler süratle, gerek silahlı kuvvetlerimiz Rus silahlı kuvvetleriyle birlikte dayanışma içerisinde, oraya sahra hastanesi kurarak yaralılara temin edelim istiyoruz. Büyük fırınlar oraya kurup, ekmek ihtiyacını karşılayalım diyoruz. Bu fırın öyle zannediyorum ki kurulmuş da olabilir. Bu fırında ekmek ihtiyacını karşılayarak, şu anda oradaki mültecilere bu imkanı sağlayalım.

Benim asıl üzerinde durmam gereken, şöyle bir teklifim var. Ben bu teklifi daha önce de yaptım. Güvenli bölgede, gerek bizim tarafta gerekse Kuzey Suriye tarafında, güvenli bölgede konut inşası temin edelim diyorum. Bu konut inşasını yapmak suretiyle bu insanları çadırlardan, konteynır kentlerden kurtaralım. 500’er metrekarelik arsa içerisinde kendilerine yapacağımız konutlar, orada eksin biçsin orada kendine imkanlar sağlasın. Böyle bir adım atmak suretiyle onları normal yaşamına bu şekilde kavuşturalım diyorum. Bu konuda bazı ülkelerin bazı taahhütleri var. Eğer böyle bir adımı birlikte atabilirsek öyle zannediyorum ki bu Suriye halkına çok daha ciddi bir sinerji meydana getirmek suretiyle faydalı olacaktır.

SORU: Yeni operasyonlar beklemeli miyiz? Olası operasyonları liderler zirvesinde ele alma imkanınız oldu mu?

ERDOĞAN: Teröristle mücadele, terörle mücadele zamanlaması yapılan bir süreç değildir. Yok olduğu zaman zaten huzura erersiniz. Ama terörün olduğu teröristin olduğu bir yerde de devlete düşen göre tüm güvenlik güçleriyle mücadeleyi sürdürmektir.

İnternethaber.com