13 – 14 Ocak tarihleri arasında, ADİGE Kültür Parkı’ndaydım. Bu süreçte, ADİGE Kültür Derneği’yle istişarede bulundum. Türkiye’nin diğer şehirlerinde, aynı isimle örgütlenmiş başka derneklerin de olduğu üzere, ADİGE Kültür Derneği, Samsun’da, 2008 yılında kurulmuştur. 2020 yılında ise, Samsun Çerkes Etnografya Müzesi kurulmuştur. Bu müze, Türkiye’deki ilk Çerkes etnografya müzesidir. Şüphe yok ki; Samsun kültürüne ve turizmine ciddi katkı sağlayacaktır. Adı üzerinde, kültürel çalışmaların yapılacağı bir alan olarak, ADİGE Kültür Parkı ise, 2021 yılının temmuz ayında kurulmuştur. Kültürel Tabanlı Etkinlikler “Asimilasyonun daha az olması, insanlarımızın kültürümüzü unutmamaları için çeşitli çalışmalar yapmaktayız” açıklamasında bulunan ADİGE Kültür Derneği Kurucu Başkanı ve Proje Koordinatörü Kadir Çemışo, ADİGE tarihiyle ilgili derleme çalışmalarının yanı sıra, yayınlanmış ve yayınlanacak kitapları olduğunu vurguladı. ADİGE Kültür Parkı açıldıktan sonra etkinliklerinin haftada birkaç gün olmaya başladığını ve çeşitli geceler düzenlediklerini aktaran Çemışo, Samsun’daki diğer sivil toplum örgütlenmeleriyle de bağlarını geliştirmeye özen gösterdiklerini belirtti: “Parkımıza Samsun’daki sivil toplum örgütlerini davet ettiğimiz gibi yerel basın emekçilerini de davet ediyoruz. Bu bağlamda, 21 Ocak Cuma akşamı Samsun yerel basın emekçilerini ADİGE Kültür Parkı’na davet edeceğiz. Onlarla sohbet etmeyi planlıyoruz. 22 Ocak Cumartesi günü ise, ADİGE Kültür Parkı’nın tahsisi ve teslimi için Atakum Belediyesi onuruna tanışma dayanışma kokteyli vereceğiz.” ADİGE, Ulusal Basında Kendisine basından destek görüp görmediklerini sorduğumda, Kadir Çemışo, beni şu şekilde yanıtladı: “Son dönemlerde, sadece Samsun yerel basınında değil, ulusal basında da haberlerimiz yer almaktadır.” Adige Çerkesleri Değil, Adige veya Çerkes Adige Çerkesleri diye bir ifade olmadığına; bunun yerine, Adige veya Çerkes denilebileceğine değinen ADİGE Kültür Derneği Kurucu Başkanı ve Proje Koordinatörü Çemışo, Abazalar, Çeçenler ve Dağıstanlılar’ın Kafkas kavimleri olduklarını ancak Çerkes olmadıklarını açıkladı. Çerkes – Rus Savaşı’nın Kırım Savaşı veya Şeyh Şamil ile sınırlı olmadığını; 1700’lü yılların başında başlayıp 1900’lü yıllara dek devam ettiğini kaydeden Çemışo, Osmanlı topraklarına sürgünün de 1850’li yıllarda başladığını ve 1900’lü yıllara dek devam ettiğini söyledi. Kadir Çemışo, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Biz Çerkesler, Rus Çarı’nın sürgün kararnamesinin tarihi olan 21 Mayıs 1864 tarihini esas almaktayız.”