Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın 2004’te Kepez Belediyesi’ne devrettiği Dokuma İplik Fabrikası alanının ne olacağına Antalyalılar karar verecek.
2005’te dönemin belediye başkanı tarafından 488 dönümden oluşan Dokuma İplik Fabrikası’nın üst kullanın hakkı 49 yıllığına ihalesiz bir şekilde özel bir şirkete verilmiş, Antalya kamuoyunda kabul görmeyen bu tahsis işlemi de yargı tarafından iptal edilmişti. Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de 238 dönümü park, 250 dönümü ticari alan olan Dokuma’nın tamamını Antalya halkına kazandırma sözünü verirken, yargının tahsis iptali kararının kesinleşmesinin ardından Dokuma’yı, şehrin ortak aklıyla Antalya kazandırmak için başlattığı girişimlerinde ilk somut adımı attı. Başkan Tütüncü, hukuki engelin olmadığı fabrika binasını ve çevresini kapsayan 238 dönümlük park alanında nelerin yapılacağı ile ilgili fikir projesi hazırlaması amacıyla çalışma grubu kurulması önerisini meclise getirdi.
Kepez Belediye Meclisi’nin, 2015 yılının ilk toplantısında çalışma grubu kurulması önerisi görüşüldü. Öneri ile park alanında binaların muhafazası, var olan peyzaj, bitki dokusunun korunarak binalarla birlikte restorasyonu, alana yeni fonksiyonlar yüklemeye dönük bir fikir projesi oluşturulması ve yapılacak çalışmanın meclise sunulması için bir çalışma grubunun kurulması amaçlanıyor. Öneride çalışma grubuna Mimarlar Odası’ndan 2 temsilci, İnşaat Mühendisleri Odası’ndan 2 temsilci, Peyzaj Mimarları Odası’ndan 2 temsilci, Antalya Ticaret Odası’ndan 1 temsilci, Antalya Esnaf ve Sanatkârları Odaları Birliği’nden 1 temsilci, Antalya Ticaret Borsası’ndan 1 temsilci, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden 1 temsilcinin davet edilmesi; Kepez Belediye Meclisi’nde temsil edilen siyasi parti gruplarından da 1’er temsilcisinin seçilmesi yer alıyor. Müzakerelerin ardından çalışma grubu kurulması önerisi oybirliği ile meclisten geçti. Meclis kararıyla çalışma grubuna Ak Parti’den Murat Menzilcioğlu, MHP’den Adem Çelik ve CHP’den Şahali İnce seçildi.
Başkan Hakan Tütüncü oylama sonrası yaptığı konuşmada "Dokuma’nın hukuki problemlerini çözerek burayı tamamıyla Antalya halkına kazandırmak bizim en önemli önceliğimiz olacak demiştik" hatırlatmasını yaptı. Başkan Tütüncü, İdare Mahkemesi’nin, tahsisinin iptaliyle ilgili kararının 2012 yılının sonunda kesinleşmesiyle birlikte Dokuma alanının Antalyalıların elinde kaldığının altını çizdi. Şirkete verilen üst kullanım hakkının ticari alanın üzerinde olduğunu anımsatan Başkan Tütüncü,şöyle devam etti:
"Ticari alanla ilgili yapılan sözleşmenin en önemli hükümlerinden bir tanesi şirket tarafından yeşil alanın düzenlenmesinin yapılmasıydı. Mahkeme tahsisi iptal etmemiş olsaydı yapılan sözleme gereği şirket, Dokuma’nın ön kısmındaki park alanının düzenlenmesiyle ilgili projesini gerçekleştirmekle mükellefti.Hukuki süreç 2012 Aralık ayında bittikten sonra ön taraftaki park alanını hayata kazandırmaya dönük bir imkan doğdu. Bu imkânla birlikte ortak aklı harekete geçirerek bu alanı planlayalım ve planlanan çalışmaya da şeffaf bir ortamda tamamlansın istedik."
Başkan Tütüncü, Antalya için çok önemli bir arazi olan Dokuma’yı, şehre kazandırabilmek için ortak aklı harekete geçirmekten başka şanslarının olmadığını belirterek, "İktidarıyla, muhalefetiyle toplumun bütün katmanlarının temsil edildiği böylesi bir çalışma ile güzel bir fikir projesi üretelim istedik. Birlikte üretmiş olduğumuz fikir projesinin üzerinde, (herkes temsil edildiği için) herhangi bir gölge de bulunmayacak. İdare olarak yeşil alanı planlamasını yapmamız mümkündü.Ancak, Antalya’ya mal olmuş, tarihi itibariyle fazla hatıralar barındıran bu eserin gün yüzüne çıkarılmasında ortak aklın ve herkesin katılımının önemli olduğunu düşüncesiyle konuyu meclise getirdik" dedi.
Başkan Tütüncü, sivil toplum ve siyasetçilerin el ele vereceği komisyonun çalışmalarını ise, “Oluşturulan komisyon, 2 aylık bir sürede, fabrika alanında kendilerine oluşturacağımız fiziksel mekanda bu işle alakalı uzmanlaşmış kişileri, Dokuma ile ilgili fikri olan bütün Antalyalıları, sivil toplum kuruluşlarının, meslek odalarının, siyasi partilerin temsilcilerini dinleyecekler.Fikirleri değerlendirdikten sonra 2 ay sonunda çalışmalarını rapor olarak meclise sunacaklar. Yazılan fikir projesi mecliste okunacak.Hazırlanan fikir projesi de park alanında yol haritamız olacak” şeklinde açıkladı. Çalışma grubunun raporunun meclise gelmesinden sonraki süreçle ilgili olarak ise Başkan Tütüncü, “Rapor, Nisan ayındaki mecliste okunur. Okunduktan sonra meslek odalarıyla uygulama projesini hazırlayacağız. Hazırladığımız uygulama projesini de 2015 yılı sonunu doğru tamamlayıp ihale sürecini gerçekleştireceğiz" bilgisini verdi. Fabrika alanında bir tane binanın yıkılmayacağını, yeni bir bina yapılamayacağını ve tek bir tane ağaç kesilmeyeceğini de kaydeden Başkan Tütüncü, “Yeşil doku tahrip edilmeyecek. Yapılar 1960’larda inşa edildiği zamandaki gibi aslına uygun şekilde restore edilecek. Park alanı, ticari beklentiden uzak olarak tamamıyla halka dönük şekilde planlanacak" dedi.
"Kapıdan geçen herkes zaman tünelinden geçmiş gibi 1960-70’lere ulaşsın ve orada kültürle, sanatla, doğayla buluşsunlar arzusu içerisindeyiz" diyen Başkan Tütüncü, "Dokuma’da çalışma grubuyla gerçekleştirdiğimiz problem çözme tekniğinin bir başka örneği yok. Atmış olduğumuz bu adım ulusal ölçekli bir model olma niteliği de taşıyacak" ifadesini kullandı. Başkan Tütüncü,Dokuma alanını ticari kısmıyla ilgili de "Ticari kısımla alakalı hukuki süreç devam ediyor.Hukuki süreç tamamlandıktan sonra yeşil alanda olduğu gibi ticari alanda ne yapılacağını sivil toplumla, meslek odalarıyla şeffaf bir ortamda belirleyeceğiz.Ticari alanda AVM yapmayacağız.Otel yok. Rezidans yok. Toplu konut yok" diye konuştu.Başkan Tütüncü Dokuma kent parkıyla ilgili fikirlerini ise şöyle anlattı:
“Dokuma Fabrikası’nı, tarihi kimliği ile buluşturarak adeta 1961’lerde açıldığı gibi restore ederek, Antalya’ya güzel bir şehir parkı olarak kazandıralım arzusu içerisindeyiz. Arazi de bulunan her binaya bir fonksiyon yüklemeyi düşünüyoruz. Mesela, fabrika binasında çok amaçlı salonlar olabilir. Atölye binaları, depolar ise resim, heykel, sahne sanatları, drama gibi sanat atölyesi olarak hizmet verebilir. Fabrikanın batısındaki trafo binasını güzel bir şehir kütüphanesi yapabiliriz. Arazideki her şey trafosundan kaldırım taşına kadar, banklarından binalarının her türlü iç tefrişatına kadar 1960’ların mantığı ile restore edilmesini arzu ediyoruz. İşçi yemekhanesinde düğünler yapılırdı. O düğünleri yeniden canlandırmak arzusundayız.Fabrikanın girişinde sol tarafta bir kreş binası var. Kreş binasını, 1960’ların oyuncakları düzenleyerek oyuncak müzesi haline getirebiliriz.Çalışanların, 13 bin adet klasörden oluşan özlük dosyaları var.Fabrikada çalışanların çocukları ve torunları, babalarına, dedelerine ait bilgileri özlük dosyalarında görebilirler. Küllenmiş hatıraları tekrar gün yüzüne çıkarabiliriz. Böylece şehir hafızasına katkı sunarız. Fabrikanın giriş kapısının önüne dönemin servis araçları olan Magirus Apolla otobüs koyacağız.Antalyalılara, Dokuma’da bir dönem filminin setindeymiş gibi bir havayı yaşatacağız.”