Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, plazma transplantasyonu konusunda Türk Kızılayı ile birlikte yarından itibaren atacağımız adımlar, Türkiye’nin sağlık alanında veya sağlıkta ilaç endüstrisinin gelişmesi anlamında önemli bir dönemecin aşılmasına vesile olacaktır” dedi.
Türk Kızılayı Genel Kurulu ATO Congresium‘da düzenlendi. Kurula, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, milletvekilleri ve diğer yetkililer katıldı.
Sağlık Bakanı Müezzinoğlu, Türk Kızılayı geçmişten getirdiği misyonunu tarihi geleceğe taşımak adına önemli sorumluluklar üstlendiğini belirterek şunları dedi:
“Bugün itibariyle bu sorumluluklarını yeni vizyonlarla zenginleştirecek bir sürece yarından itibaren adım atmış olacak. Sağlık Bakanlığı olarak Türk Kızılayı ile birlikte çok önemli hizmetlere imza atan bir paydaşız. Bu paydaşlığımızın çok daha güçlü yürüyebilmesi adına, inanıyorum ki, plazma transplantasyonu konusunda Türk Kızılayı ile birlikte yarından itibaren atacağımız adımlar, Türkiye’nin sağlık alanında veya sağlıkta ilaç endüstrisinin gelişmesi anlamında önemli bir dönemecin aşılmasına vesile olacaktır.”
Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfü Akar ise mağdura, mazluma, ihtiyaç olana kısaca Allah’ın yaratığı kullara yardım ettikleri için kendilerini şanslı saydıklarını söyledi. Akar, Kızılaycılığı üç temel üzerine yükseltmek istediklerini belirterek, “Birincisi manevi dünyamızın kayıtsız şartsız infak kavramı. İnfak kavramı yiyeceği, içeceği, giyeceği olmayan fakir fukaranın ihtiyacını gidermek anlamına geliyor. Kızılay’ımız 147 yıldır bunu yapmaktadır. İkincisi modern dünyanın yardımda öne çıkardığın ancak atalarımızın asırlardır uyguladığı, insan onurunun korunması kavramıdır. Biz yardım yaparken insan onurunu ayaklar altına aldırmayacağız. Bu kavramı milletimizin manevi dünyası ile birleştirerek, daha da yükselteceğiz. Dünya’da yardımın Anayasası’na yazdırdığımız, Türkiye gibi yardım etmek, Türk Kızılayı gibi yardım etmek ilkesinin altını sürekli çizeceğiz. Üçüncüsü, ayrım gözetmemek. Bu başlık Kızılay hareketinde önemli bir kuraldır. Türk Kızılay’ı yardım ettiği insanlar arasında dil, Irk, mezhep gibi hiç bir ayırıma dayanmaz. Kızılay Allah’ın yarattığı her kulu şeref-i mahlukat sayar. Bizim yardım kültürümüz içerisinde bin 500 yıldan beri bu kural uygulanmaktadır" ifadelerini kullandı.
Türk Kızılayı’nın Müslüman, Hristiyan, Budist ayrım yapmadıklarını söyleyen Akar, şöyle devam etti:
“Suriye sınırında 12 noktadan Suriye içlerine gönderdiğimiz yardımlar karşımıza çok çeşitli etni sitelerin insanları vardı. Karşı tarafta Türkmenler, Kürtler, Arap, Musevi, Yezidi kardeşlerimiz vardı. Biz bunların arasında hiçbir fark gözetmedik. Sadece bu kişilerin insani yardıma ihtiyacı olup olmadığıyla ilgilendik. Irak’ta Türkmen, Arap’ın elini tuttuk. Sadece Suriye sınırımızda yaptığımız yardımın miktarı bir milyar Türk Lirasına ulaşmıştır. Türk Kızılay’ı milletinin merhametine dayanmaya devam etmekte, milletinden aldığı yardımları muhtaca ulaştırmakta, hiç bir engel tanımamaktadır. Şartlar ne olursa olsun Kızılayımız insanlığın hizmetine yürümektedir ve yürümeye devam edecektir. Suriye sınırında yardımları yaparken, Gazze’de savaşın en kızgın anında, bombaların altında arkadaşlarımız oradaydı. Gazze’ye ilk parti ilacı devletimiz ve orada bulunan Kızılay’ın çalışanları soktu.”
2014 yılı sonu itibariyle bir milyon 865 bin ünite kan topladıklarını belirten Akar, Türkiye’nin her santimetrekaresinden kan bağışı alıp, her santimetrekaresine kan dağıttıklarını kaydetti.
Törenin sonunda, 10 yıldır Kızılay tarafından bakılan Pakistanlı bir çocuk yaptığı resmini Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sundu.