Fenerbahçe Teknik Direktörü Vitor Pereira, hedeflerinin güçlü bir takım oluşturup, şampiyon olmak ve kupalar kazanmak olduğunu söyledi.
Fenerbahçe’nin çiçeği burnundaki teknik direktörü Vitor Pereira, Fenerbahçe TV’ye özel açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe’nin çok büyük bir kulüp olduğunu bildiğini vurgulayan Pereira, "Buraya bunun bilincinde olarak geldim. Çok büyük taraftara sahip, çok geniş kitlelere hitap edebilen, stadında fantastik atmosferler oluşturabilen bir kulüp. Böyle büyük bir taraftar topluluğu olan bir kulübe geldiğimin farkındayım. Bu statta öyle büyük, öyle güzel atmosferler oluşuyor ki, benim ülkemde de, Avrupa’da da herkes bunu biliyor. Fenerbahçe’de Avrupa’ya nam salmış bir taraftar topluluğu var. Ben Fenerbahçe’nin beklentilerini biliyorum. Fenerbahçe kupalarla, şampiyonluklarla yaşar ve tarihi bunlarla doludur. Ben de kariyerimde her zaman aynı hedefleri koydum. Ben de kupalar, şampiyonluklar için çalışıyor ve yaşıyorum. Son derece hırslıyım ve Fenerbahçe’de kariyerimde bugüne kadar gösterdiğim başarılara devam etmek için sonuna kadar çabalayacağım. Bu yüzden de Fenerbahçe’yi seçtim" dedi.
"FENERBAHÇE VE BEN AYNIYIZ FUTBOLA TUTKULU VE DUYGUSAL"
Futbol bir duygular oyunu olduğunu vurgulayan Portekizli teknik adam, "Ben futbolu bu şekilde nitelendiriyorum. Çalışmaların yanında duygularınızla da oynadığınız bir oyun. Türk halkının aynı Yunanistan halkı gibi futbolu duyguları ve hırslarıyla yaşayan bir halk olduğunu biliyorum. Ben de futbolu Türk halkı ve Yunan halkına benzer şekilde yaşıyorum. Ben de son derece duygusal bir insanım. Nasıl oluyorsa bir şekilde her zaman kendimi benim yaşam tarzıma, benim futbolu yaşama tarzıma uygun kulüplerde buluyorum aynı Türkiye ve Yunanistan gibi. Aralarında çok fazla benzerlikler görüyorum. Bir şekilde denk geliyor ve kendimi böyle kulüplerde, kendimi iyi hissettiğim kulüplerde çalışma fırsatı buluyorum. Tutku dedik. Tutku Türkiye’de çok fazlasıyla var ve ben de tutkuyu seçiyorum her zaman. Türkiye’yle ilgili bu yönde bir fikrim tabi ki var ama özel olarak Fenerbahçe’ye değinirsek Fenerbahçe’nin taraftarlarının duygusallığını ve tutkusunu da fazlasıyla duydum. Ben de Fenerbahçe ve taraftarları gibi futbola tutkulu ve aynı zamanda duygusalım. Umarım birlikte çok güzel günler görürüz" diye konuştu.
"HEDEFİMİZ GÜÇLÜ BİR TAKIM OLUŞTURUP, ŞAMPİYON OLMAK VE KUPALAR KAZANMAK"
Türkiye’yle ilgili fazla fikri olduğunu vurgulayan Pereira, "Söylediğim gibi Türkiye’yi İstanbul’u ve Fenerbahçe’yi tanıyordum ama bazı arkadaşlarımla konuştum. ’Uzun uzun, sıfırdan anlatın’ şeklinde değildi ama burada çalışmış futbol oynamış arkadaşlarımdan biraz fikir aldım. Örneğin Carvalhal’la konuştum. Daha önce Türkiye’de teknik direktörlük yapmıştı kendisi. Hep güzel şeyler duydum Türkiye’yle ilgili. Aynı zamanda Mossoro benim daha önceden öğrencimdi, onunla konuştum, Arabistan’da beraber çalışmıştık. Şu anda Türkiye’de oynayan Djalma’dan da bilgiler aldım. Jimmy Durmaz benim Olympiakos’ta beraber çalıştığım bir futbolcuydu, o da daha önce Türkiye’de futbol oynadığı için ondan da bilgiler aldım. Ambiyansla ilgili, statlardaki atmosferle ilgili, Türkiye liginin genel havası ve kalitesiyle ilgili konuştuk ve bana çok güzel bilgiler verdiler. Dediğim gibi daha önce benim fikrim vardı bu konuyla ilgili. Türk takımlarının oynadığı futbolu Avrupa maçlarında tabi ki izlemiştim dolayısıyla zaten kafamda bazı fikirler de vardı. Bazı derbi maçlarını izleme şansı bulmuştum. İyi bir seçim yaptığıma inanıyorum. Seçimimi yaptığım ilk andan itibaren de doğru bir seçim yaptım diye düşündüm. Şu anda bizim yapmamız gereken önümüze bakıp kuvvetli bir takım kurmak. Şampiyon olmak için, kupalar kazanmak için; biz buna mecburuz. Fenerbahçe’de aynı benim gibi kazanmak için yaşayan ve yoluna devam eden bir kulüp. Ben de kazanmak için yaşarım. Fenerbahçe’nin de bu yönüyle bana son derece uygun olduğunu ve bana her türlü şartı sağlayabildiğini gördüm, bu yüzden de buradayım" ifade etti.
“İLK AMACIM TARAFTARA ‘BU TAKIMIN BİR KİMLİĞİ VAR’ DEDİRTMEK”
Öncelikle ofansif, agresif, oyunu domine eden ve topa sahip olan bir takım oluşturmaya çalışacağını belirten Portekizli teknik adam, "Buradaki öncelikli hedefim bu. Takımla beraber benim kişisel, 1 numaralı hedefim bu. Biz böyle bir oyun oynamak istiyoruz çünkü taraftarların sevdiği oyunun böyle bir oyun tarzı olduğunu biliyorum. Büyük takımların taraftarları her zaman böyle futbol sever. Onlara stadı doldurmak için sebepler sunmak zorundayız. Onlar da stada geldiklerinde ’Bizim takımımız bize iyi bir gösteri sunuyor, bizim gözümüze hoş gelen bir futbol oynuyor, bu takımın bir kimliği var ve biz bu stada gelmeliyiz, bu takımı desteklemeliyiz’ hissi uyandırmalıyız. Öncelikle yapmak istediğimiz bu. Kaliteli bir pas trafiği oluşturmak istiyoruz, topun her zaman bizde olmasını sağlamaya çalışacağız. İstenen ve göze hoş gözüken oyunu sunmaya çalışacağız her zaman. Her şeyden önce benim istediğim futbol bu ve ilk etapta yapmak istediklerim bunlar. Söylediğim gibi taraftara stadı dolduracak bir sebep sunmak istiyoruz. Onlardan bize ‘İyi iş yapıyorsunuz’ mesajını alacak bir sebep sunmak zorundayız ve oynayacağımız futbolla o büyüyü, o isteği göstermek amacındayız. Onlar bize geldiklerinde demeliler ki; ‘Evet, bunlar ortaya iyi bir iş çıkarmışlar’. Her şeyden önce bunları yapmak istiyorum. Aynı zamanda kişisel anlamda konuşmak gerekirse ben kazanan ve kazanmayı seven bir insanım, bir hocayım. Ben her zaman kupalar kazanmak istiyorum. Buradaki kişisel hedeflerim de kariyerime kupalar eklemek. Fenerbahçe’yle çıktığımız bu yolda hep birlikte başarılı olmak. Avrupa’da da başarıyı hedefliyoruz. Kulübümüzün de hedefleri bu doğrultuda, bu konuda da konuştuk. Avrupa’da başarı hedefleyen bir ekip oluşturacağız. Ben de Avrupa’da başarılı olmak istiyorum ve hem yerel hem de uluslararası anlamda kazanabildiğim kadar kupa kazanmak istiyorum" dedi.
“ÇALIŞAN OYNAYACAK ÇALIŞMAYAN FORMA ŞANSI BULAMAYACAK”
Oyunculardan beklentilerinin kulübün hedeflerini kişisel hedeflerinden önde tutmaları olduğunu vurgulayan Pereira, "Benim bir oyuncudan her zaman ilk beklediğim budur. Tabi ki hepimizin kişisel hedefleri vardır. Ben de bir insanım benimde kişisel hedeflerim var, kendi kariyerim var. Burada eğer bir araya geldiysek kolektif hedefler, takım halindeki hedefler her şeyden öncedir. Takımın hedeflerine saygı duymak zorundayız. Ben oyuncularımdan ilk etapta bunu bekleyeceğim, bunu isteyeceğim. Tabi ki futbol yetenekli oyuncularla oynanır. Ben de yetenekli oyuncularla oynamaya gayret göstereceğim. Ama şöyle bir nokta var; oyuncunun sahada oynarken, performansını gösterirken kendini rahat hissetmesi ve oynadığı oyundan keyif alması gerekiyor. Ben onlara keyif alacakları bir oyun sunmaya gayret göstereceğim. Eğer istediklerimizi başarabilirsek saha içerisinde oyuncularım oynarken kendilerini iyi hissedecekler. Şu anda bu şekilde bir yapı organize etmek mecburiyetindeyiz. Oyuncuların yeteneklerini tabi ki dikkate alacağız ama dediğim gibi ben yarışmacı bir antrenörüm, mücadeleyi seven bir antrenörüm. Antrenmanlarım da her zaman bu şekilde yoğun geçecek. Yarışma ve rekabet içinde geçecek çünkü antrenmanda bu yoğunluğu ve yarışmacılığı sağlayabilirseniz maçta da aynı şeyin karşılığını alırsınız. Antrenmanda ne yaparsanız maçta da o olur. Tüm antrenmanlarımda rekabet ve üst düzey mücadele olacak. Bu şekilde maçlara ve maçlarda karşımıza çıkabilecek zorluklara daha fazla hazır olacağımıza inanıyorum. İyi çalışan ve kendini takıma adayanlar oynayacaktır. Oyunculara karşı adil ve dürüst olmak zorundasınız. Benim istediklerimi bana veren, her zaman benden istediğini alacaktır. Benim takımımda benim oynatmak isteyeceğime en yakını oynayabilecek oyuncular, antrenmanda bunu gösterebilecek oyuncular her zaman forma şansı bulacaktır. Aslında çok zor bir seçim değil. Çalışan oynayacak, çalışmayan oynayamayacak. Benim kriterim de bu. Bunu bana veren oynar. Benim adıma seçim bu şekilde olacak. Aynı zamanda tabi ki maça hazır olduklarında görmem gerekiyor. Buna da özen göstereceğim. Maça hazır olan oynayacak. Liderlik konusu var tabi. İyi bir liderlik yapmak mecburiyetinde olduğumun farkındayım. Birbirimize saygı duymak zorundayız. Dürüst olmak zorundayım, ben onlara, onlar bana. Oyuncular oynadıkları ve oynamadıkları zaman hangi sebepten oynadığını hangi sebepten oynamadığını bilmeli, ben bunu onlara hep anlatacağım. Bunları oyuncu anladığı zaman eğer oynamazsa, bir sonraki karşılaşma için daha fazlasını verecektir" dedi.
“BAŞKANIMIZ AZİZ YILDIRIM’A, SPORTİF DİREKTÖRÜMÜZE VE KULÜBÜMÜZE TEŞEKKÜR EDİYORUM”
Kendisini tercih ettikleri için sarı-lacivertli kulübe teşekkür eden Pereira, sözlerini şöyle tamamladı:
"Başkanımız Aziz Yıldırım’a, sportif direktörümüze Giuliano Terraneo seçimlerinden ve bana burada çalışma şansı vermelerinden dolayı teşekkür ediyorum. Umarım çalışmalarımda bu kulübün arzularına, isteklerine, hedeflerine, tutkularına en iyi şekilde cevap verebilirim."