Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "Türkiye’nin, Suriye’ye komşu ülkelerin ve diğer devletlerin çabaları çok hayati önemde olmasına rağmen yeterli değil. Uluslararası toplumu, bu insani trajediyi sona erdirecek siyasi bir perspektif geliştirmeye çağırıyorum" dedi.
Japonya’nın Sendai şehrinde düzenlenen 3. Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Afet Risklerinin Azaltılması Konferansı’na katılan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 39 ülkenin afetlerden sorumlu bakanlarının ve üst düzey yöneticilerinin katıldığı "Afetler Sonrası Yeniden Yapılanma" konulu yuvarlak masa toplantısının başkanlığını yaptı. Toplantının açılışında konuşan Kurtulmuş, sözlerine "uluslararası toplumun dikkatini insan eliyle oluşturulan bir afete yani Suriye’deki insani drama çekmek istediğini" belirterek başladı. İç savaş öncesi Suriye’nin yaklaşık 21 milyon nüfusa sahip olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Bu nüfusun 12,2 milyonu insani yardıma muhtaç hale geldi. 7,6 milyon Suriyeli, yerinden yurdundan oldu. 3,3 milyon Suriyeli, canlarını kurtarmak için komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Suriye’den kaçanların üçte ikisi kadın ve çocuk" dedi.
Türkiye’de 240 binden fazla Suriyeli’nin AFAD tarafından yönetilen tam donanımlı 25 barınma kampında misafir edildiğine dikkat çeken Kurtulmuş, "Bugün neredeyse 2 milyon Suriyeli’ye hayatın her alanında, eğitimden sağlığa ve istihdama kadar destek veriyoruz. Türk hükümeti olarak ülkemize sığınan Suriyelilerle ilgili durumu uzun vadeli çözümlerle aşabileceğimizi biliyoruz. Bu nedenle Suriyeli kardeşlerimizin Türk toplumuna katılımları bakımından stratejiler geliştiriyoruz. En fazla Suriyeli sığınmacı barındıran ülke olarak Türkiye, insani sorumluluğunun farkındadır ve gereğini yapmaktadır. Bu amaçla şu ana kadar 5,2 milyon doları aşkın bir mali kaynak harcadık" ifadelerini kullandı.
2014 İnsani Yardım Raporu’na göre 2013 yılında Türkiye’nin yaptığı insani yardımların gayri safi milli hasılaya oranı bakımından dünya birincisi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Ancak, Türkiye’nin, Suriye’ye komşu ülkelerin ve diğer devletlerin çabaları çok hayati önemde olmasına rağmen yeterli değildir. Suriye’deki kriz temelden çözüme kavuşturulmalıdır. Bu nedenle uluslararası toplumu bu insani trajediyi sona erdirecek siyasi bir perspektif geliştirmeye çağırıyorum” dedi.
"AFAD’IN BAŞARISI GEREK TÜRK, GEREKSE DÜNYA KAMUOYU TARAFINDAN TAKDİR EDİLİYOR"
Türkiye’nin dünyanın sismik olarak en aktif bölgelerinden birinde bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Türkiye’nin gerek kentleri, gerekse kırsal alanları, başta toprak kayması, seller, ani taşkınlar, kaya düşmesi, çığ ve iklim değişikliğine bağlı hidro-meteorolojik afetler gibi tabii afetlere maruzdur. Bu durum da eğer fiziki, sosyal, ekonomik ve çevresel zarar görebilirlikler sistematik olarak azaltılamaz ise kolaylıkla büyük maliyetli afetler riskine dönüşebilir. Buna ilave olarak hızlı kentleşme ve ekonomik büyüme ile birlikte giderek daha fazla insanımız, maddi varlıklarımız ve yatırımlarımız tehlikelere maruzdur. Bu da gerektiği gibi ele alınmadığı taktirde afet risklerini artıracaktır. Bu dinamikler, bizi ülkemizin ulusal düzeydeki afet yönetim sistemini etkin bir şekilde yeniden yapılandırmaya yöneltmiştir. Aynı zamanda 50 yıldan fazla bir zamandır farklı bakanlıklarda ve farklı kamu kurumları tarafından yönetilmekte olan zarar görebilirlik ve risk azatlımı konularına kapsamlı bir yaklaşıma da yöneltmiştir. Bu çerçevede 2009 yılında afet yönetiminin tüm aşamalarını koordine edecek bir kurum olarak Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’mızı (AFAD) kurduk. Bunu yaparken de yıllar içinde kazanılan, bilimsel ve operasyonel bilgi ve tecrübeler bu kurumsal yeniden yapılanmanın temelini oluşturdu. Bunun da ne kadar isabetli bir karar olduğu, AFAD’ın da bugüne kadar sergilediği başarılı performans ile görüşmüş ve AFAD’ın başarısı gerek Türk, gerekse dünya kamuoyu tarafından takdir edilmektedir."