Erzincan Belediye Başkanı Cemalettin Başsoy Erzincan’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 97. yıl dönümü münasebetiyle bir kutlama mesajı yayınladı.
Başkan Başsoy mesajında şu görüşlerde bulundu; “ Bugün can Erzincan’ımızın düşman işgalinden kurtarılışının 97. Yıl dönümünü kutluyor olmanın engin mutluluğunu haklı onur ve gururunu hep birlikte bir kez daha yaşıyoruz. Kurtuluş yıl dönümümüz kutlu olsun.
Bugün ; derin mana taşıyan , derin anlamlar yüklü olan bir zaman dilimi. Tarih 13 Şubat 1918 acıların çile ve ızdırabın sevinç göz yaşlarına dönüştüğü gün.
Vatanın bütün satıhlarında Kurtuluş mücadelesi verilirken bölgemizde de hain işbirlikçilerinin işgalci Rus yönetimi ve Ermeni çeteleri ile kuruduğu ilişkiler çok dikkat çekici ve tarihimiz içinde hem hüzünlü ve hem de ibret verici sahnelerle doludur. 25 Temmuz 1916 da Erzincan ‘ın Ruslar tarafından işgal edilmesi ile birlikte İşgal Kuvvetleri komutanlığına Ermeni asıllı Alb.Morel adlı kişinin getirilmiş olması burada yapacakları vahşetin, katliamlarında habercisi olmuştur. Ancak Anadolunun yağız delikanlıları ‘’Önce Vatan Diyerek’’ bu katilamlara direnerek, Çanakkale geçilmez Ruhunu burada da göstermişleridir.
1 Dünya savaşından olumsuz şekilde etkilenen Rusya da sosyal çalkantılar başlamış, çarlık yerine Bolşevik rejimi kurulmuştur. Bu rejim değişikliği Rus Ordusunu da etkilemiş 18 Aralık 1917 ve 13 Şubat 1918 tarihleri arasında Rus birlikleri Brest Litovski Müterakkesinin bir bölümü olarak imzalanan Erzincan Mütearekesi ile birlikte bölgeden çekilmişlerdir.
Rusların çekilmesi ile birlikte hain işbirlikçi ve Ermeni çeteleri bölgede pervasızca vahşetlerine devam etmiş, kahraman silahlı kuvvetlerimiz 13 Şubat 1918 Çarşamba günü Doğu cephesi Komutanı Kazım KARABEKİR ve Batı Dersim Komutanı Halit Bey in emrinde ki kuvvetler Alb. Morel ve bağlı kuvvetleri Çardaklı Boğazı ve Fırat Vadisinden başlatılan taarruzla yapılan bu vahşetlere gereken cevabı kahramanca vererek geri çekilmelerini sağlamışlardır.
Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Erzincan’a girdikten sonra karşılaştığı manzarayı şöyle anlatır. “Yirmi bin türkü bağrında taşıyan Erzincan’da bir avuç insan kalmıştı. Eğer askeri dairenin içinde ve yanı başında müşirlik konağında yakılmak üzere hapsedilen insanları kurtarmak nasip olmasaydı beklide Erzincan’da tek bir kimse görmeyecektik.”
Bu zafer bu kurtuluş destanı, önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve silah arkadaşlarının Anadolu coğrafyasında yakmış oldukları milli mücadele ateşinin ülkemizi dalga dalga sardığı Önce Vatan dedikleri bir ülkünün sonucudur.
Kurtuluş savaşımızın bütün dünya ülkelerine örnek olacak şekilde emperyalizme karşı büyük zaferle sonuçlandığını, bu zaferin sevgiyle, dayanışmayla emekle, kan ve gözyaşı ile, vatan ve millet aşkıyla kazanıldığını hiçbir vatandaşımızın kurtuluş savaşının hangi ahval ve şartlarda nasıl kazanıldığını unutmaması gerektiğini önemle vurgulamak isterim.
Bugün bile emperyalizm ve egemen güçler emellerinden vazgeçmemiştir. Bunun en çarpıcı örneklerini Suriye’de, Kırım’da, Kerkük’te Mısır’da, Irak’ta, Afganistan’da, Somali’de, Myanmar’da, Doğu Türkistan’da kardeşlerimiz yaşıyorlar, yaşamaktadırlar.Anlaşıyor ki bu son değildir!
Emperyalist ve egemen güçler fütursuzca bütün insani değerleri ve uluslar arası kuralları hiçe sayarak bu zulümün son olmadığını adeta haykırmaktadırlar. Milletler mücadelesinin en yoğun yaşandığı içinde bulunduğumuz dönemde ülkemizde de emperyalist güçler boş durmamaktadır. Devletimizin ve hükümetimizin son yıllarda attığı dev adımlarla TÜRKİYE CUMHURİYETİ devletine pozitif yönde ivme kazandırmış, bu ise farklı çevrelerin hoşuna gitmemiştir. Başlangıçta masumane gibi gözüken gezi olayları, hasta taşıyan ambulansların, yolcu taşıyan otobüslerin, ekmeğinin derdine düşen esnafın iş yerlerinin tahrip ve talan edildiği, insanların ölümüne sebebiyet verdiği, düşmanca tutumların sergilendiği provakatörlerin emniyet güçlerimize, kolluk kuvvetlerimize Molotof kokteyllerle saldırdığı eylemler haline dönüşmüştür.
Ayrıca 17 -25 Aralık tarihlerin de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin meşru hükümetini ve Başbakanını hedef alan Emniyet ve Yargıda örgütlenmiş paralel yapı destekli darbe girişimi Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne karşı yapılmış emsali görülmemiş bir ihanet olarak asil milletimizin hafızasın da yer etmiştir. Bu gün açık bir şekilde anlaşılmıştır ki gezi olayları, Milli İstihbarat Teşkilatımızın yardım Tır’ larının durdurulması ve 17 -25 Aralık Operasyonları arasında bir bağın varlığını ortaya koymuş, Devlet Organlarına sızan vatan hainleri dış destekli bu ihanet projesine taşeronluk yapmışlardır. Hal bu ki bu hain ve işbirlikçilerin, 5 bin yıllık Türk tarihine baktığında hiçbir ihanet, zulüm ve isyanın karşılıksız kalmadığını göreceklerdir.
Anma ve kutlama merasimleri bir yanıyla geçmişi hatırlamaya bir yanıyla da istiklal için bağımsızlık için ödenen bedelleri hatırlayarak geleceği tanzime vesiledir. 97 yıl önce “Önce Vatan” diyerek toprağın karabağrında sıradağlar gibi duran aziz şehitlerimizin, serden geçtilerin, bu azim ve kararlılığı, 97 yıl önceki dik duruşu, bugüne ve geleceğe taşımaya, yaşamaya ve yaşatmaya ihtiyacımız vardır. Bağımsızlığımızı sürdürmek, başı dik - alnı açık insanlar olarak huzur içinde yaşamak; Şanlı tarihimizden aldığımız ilhamla ayakta durabilmek, ecdadımızın 97 yıl önce sergilediği kahramanlığı kuşanmakla mümkündür.
İlahi kelimetullah idalinin sembolü olan şanlı bayrağımızın, yurdumuzun üstünde ebediyen dalgalanması, şahadetleri dinin temeli olan ezanların Anadolunun semalarında inlemesi, kurtuluş savaşındaki milli, manevi, ruh ve inancın muhafazasına bağlıdır.
13 Şubat Zaferi “Yunusçasına seven, Yavuzcasına dövüşen Erzincanlıların kahramanlık destanıdır.”
Tarih bir milleti dirilten en önemli ilham kaynağıdır. 13 Şubat Kurtuluş Bayramı tarihi hafızamızı yenilememizi, tarih aynasından bugüne bakmamızı sağlayan, müstesna zaman dilimlerinden biridir. Birbirimizi hazmedebilme kültürünün geliştiği, eşitlik ve sosyal adaletin hız kazandığı, Bir Erzincan Bizim Hayalimizdir. Birimiz diğerimizi dışlamadan birimizin inancı ve kültürü, değer yargısı, ötekisini yok etmeden sevgi, saygı ve hoşgörü içerisinde Alevi’siyle - Sünni’siyle hangi etnik gruptan olursa olsun, tarihimizi birlikte yazdık coğrafyamızı birlikte güzelleştirdik. Bu kadim coğrafyada bu değerlerle et ve tırnak, taş ve toprak gibi bir ve beraber yaşadık.
Bu millet geçmişte olduğu gibi bundan sonrada acılarını birlikte paylaşarak azaltacak, mutluluklarını ve sevinçlerini beraber yaşayarak çoğaltacak, mutlu müreffeh ve büyük Türkiye paydasında birleşerek büyümeye devam edecektir. Bugün milli şuuru canlı tutmak tarihi gerçeklerin ışığında yeni bir gelecek inşa etmek hafızalarımızı uyarıp yeni yeni hamlelerle bir diriliş için harekete geçme zamanıdır. 97 yıl önce bu topraklarda yaşanan hüzünleri, ağlayan gözleri, yitirilen canları, yarım kalan sevdaları hatırlama ve ders alma günüdür. Bu asil millet yedi düvele medyan okumuş düşmana karşı eğilmemiş esareti asla kabul etmemiş istiklali uğrunda canından geçmiş bir millettir. Milletimize bu mücadele ruhunu veren en önemli unsur bağımsızlığa duyduğu aşk ve vatanı uğruna şehit olma arzusudur. Esaret altında yaşamaktansa ölümü tercih eden şehitlik mertebesini kendisine şeref madalyası olarak gören Ruh İşte Bu Ruhtur.
Bizler bu gerçeğin farkına varan kurtuluş savaşındaki dinamikleri yaşatmaya ve yaşamaya çalışan sosyal ve kültürel açıdan donanmış, 21. Yüzyılın belediyecilik anlayışıyla dimdik ayaktayız. Önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN muhasır medeniyetler dediği seviyeye ulaşabilmek için geleceğin marka şehri Erzincan’ı oluşturmaya kültürel kıymet ve hazinelerimizi gelecek nesillere aktarmaya milli, manevi ruhla şuurlandırılmış bir nesil yetiştirmeye, sırtı pek, karnı tok özgür insanların yaşadığı Bir Erzincan’ı geleceğe taşımaya and içtik. Onun içindir ki gece gündüz demeden devletimizden ve hükümetimizden aldığımız güç ile Erzincan’da gerçekleştirilen değişim ve dönüşümleri yaşanan gelişmeleri hep birlikte izliyor ve görüyoruz. Gönülleri birleştiren hava terminaliniz, genç Erzincan Üniversitemiz emin adımlarla yoluna devam ederken, son yüzyılın en büyük projesi cansuyu. bitme noktasına geldiyse, yeşil alan bakımından 1000 dönümle Türkiye ortalamasının üzerindeyse, Kentsel dönüşümler şehrimize prestij kazandırdıysa, Doğalgaz ile pırıl pırıl bir erzincanda yaşıyorsak Mengüceli Eğitim ve Araştırma ihtisas hastanemiz Kalp ameliyatlarını gerçekleştiriyorsa, duble yollarla uzaklar yakın olduysa, Ergan dağı kayak merkezimiz dünya şampiyonluğuna ev sahipliği yapıyorsa Ekşisu sazlıklarından yükselen kuş cıvıltıları yüreğimizi ısıtıyorsa işte bu yaşananları öncelikle Devletimize ve Hükümetimize ve Asil milletimizden aldığımız Güce borçluyuz.2023,2053,2071 Hedeflerine emin adımlarla yürüyor Sayın Cumhurbaşkanımıza ,Meclis Başkanımıza, Başbakanımıza, Genel Kurmay Başkanımıza ve Asil Milletimize Erzincan’dan şöyle haykırıyoruz.
KOÇ YİĞİTLER AŞTIK KARLI DAĞLARI
BİZLERE YOL VEREN DAĞLAR ÖĞÜNSÜN
İŞTE ERZİNCAN’IN YOSUN BAĞLARI
ÖLÜRSEK ÖLELİM SAĞLAR ÖĞÜNSÜN
Diyerek bu vesile ile Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve Kurtuluş savaşımızın Başkomutanı Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bedelini kanlarıyla, canlarıyla ödeyerek bu toprakları bize vatan kılan ölümsüz şehitlerimizin ve gazilerimizin önünde saygıyla ve şükranla eğiliyorum Ruhları Şad Olsun.”