Gıda Güvenliği Derneği ev sahipliğinde, Uluslararası Gıda Koruma Birliği (IAFP) işbirliği ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı desteğiyle “5. Gıda Güvenliği Kongresi” Harbiye Askeri Müze’de gerçekleşti.
Kongreye konuşmacı olarak Gıda Kontrol ve Laboratuvarlar Daire Başkanı Dr. Neslihan Alper, 5.Gıda Güvenliği Kongresi Koordinatörü Petek Ataman, Türkiye Gıda ve İçecek Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Ersin Taranoğlu, Tarım Gazetecileri, Yazarları ve Yayımcıları Derneği Başkanı İsmail Uğural ve Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Kerem Doksat katıldı. Kongre çerçevesinde düzenlenen ‘’Bilgi Kirliliği’’ adlı oturumda, internette ve medyada yer alan gıdadaki bilgi kirliliği konu başlıkları ele alındı.
“AMACIMIZ İNSAN SAĞLIĞINI KORUMAK”
Bilgi kirliliğinin insan sağlığını olumsuz etkilediğinin altını çizen 5.Gıda Güvenliği Kongresi Koordinatörü Petek Ataman, ‘’Amacımız gıda güvenliğini sağlamak ve insan sağlığını korumak. Ama tek amacımız da bu değil. En büyük sorunumuz bilgi kirliliği, bir takım yalan yanlış haberler basında çok geniş yer buluyor. Bizim önemli bir mücadele alanımızda bu yanlış bilgilerle savaşmak oluyor. Bağımsız bir kurum tarafından bilgi kirliliğinin engellenmesini sağlamazsak, tüketiciye doğru bilginin ulaşmasını sağlamazsak tüketici kendini daha da güvensiz hissediyor. Bu bir çok araştırmada ortaya çıkmış durumda. Gıda vazgeçilmez bir şey. Tüketim alanında yapılan yanlış bilgiler aslında tüketiciyi daha büyük yanlışlara götürüyor, bizim bunun önüne geçecek sistemleri kurmamız lazım ve önümüzdeki süreçte bunun için çaba sarf etmemiz lazım’’ diye konuştu.
“KALİTESİZ ÜRETİME KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ”
Türkiye’de gıda sektörü konusunda çok önemli bir algı yanlışlığı olduğuna değinen Tarım Gazetecileri, Yazarları ve Yayımcıları Derneği Başkanı İsmail Uğural da, ‘’Kapanış oturumunda gıda sektöründeki bilgi kirliliğini konuştuk bu konuyu yıllardır konuşuyoruz, galiba konuşmaya devamda edeceğiz. Her şey kötüymüş gibi özellikle gıda sektöründe her şey yanlış yapılıyormuş gibi bir algı var. Türkiye’de gıda sektörü, içinde bulunduğu bütün eksikliklere rağmen hızla büyüyor, genişliyor. Bu sektöre karşıda fazla haksızlık yapmayalım ama kayıt dışılık, kötü ve kalitesiz üretim varsa onlarla mücadeleyi her zaman yapmalıyız. Şuanda Avrupa Birliği’nin en büyük ekonomik sektörü gıda sanayi Türkiye’de de gıda sanayi en önemli ekonomik sektör olma yolunda hızla yürüyor. Lütfen artık bu konuda uzman olmayan bilgi sahibi olmayanların kişilerin susmasını, hüküm vermemesini bekliyor ve rica ediyoruz’’ dedi.
“AMBALAJLI GIDAYI TAVSİYE EDİYORUZ”
Gıda kirliliğinin önlenebilmesi konusunda medyaya çok iş düştüğünü söyleyen Türkiye Gıda ve İçecek Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Ersin Taranoğlu, ‘’Gıda güvenliği konusu tüketici olarak halkımıza ve üretici olarak bizlere faydalı olmuştur. Türkiye’ de gıda sektörü Avrupa Birliği standartlarında ve dünyayla rekabet edebilecek seviyededir. Halkımıza bakanlığımız tarafından kayıt veya onay verilmiş işletmelerde üretilen ambalajlı gıdayı güven ve huzur içerisinde tüketmelerini tavsiye etmekteyiz. Çünkü bu gıdalar ve üreticiler devlet eli ile denetlenmektedir. Tüketicinin bilinçlendirilmesi konusunda etiket okumanın yaygınlaştırılması içinde çalışmalarımız mevcut. Gıdada bilgi kirliliği konusunda da medya, üreticiler, tüketiciler, kamu otoritesi ve üniversitelerin birlikteliği içerisinde meseleyi götürmek mecburiyetindeyiz. Bu konuda hepimize sorumluluk düşmektedir. Biz gıda sanayi üreticileri olarak kamu otoritesinin yayınladığı regülasyonlara göre bu konuda halkımızı yanıltanlara karşı bütün kuruluşları göreve davet ediyoruz’’ şeklinde konuştu.
“GIDA GÜVENLİĞİ İÇİN DEVLET KATKISI ŞART”
Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadir Halkman ise, gıda kirliliği konusunda şunları söyledi: “Bilgi kirliliği konusunda çok ciddi sorunlarımız var. 5.Gıda Güvenliği Kongresi’nin son oturumunda bu konu yine tartışıldı. Devletin katkısı olmadan bu konuda çok fazla ilerleme beklenmiyor. Sağlık Bakanlığımızın bu konuda çok güzel bir başlangıcı oldu ve çok hızlı bir şekilde arkasının gelmesi gerekiyor. Bu işi yalnızca devlet çözebilir, tüketici yanlış bilgilendiriliyor ve bunun sonucunda tüketicinin sağlığı bozuluyor.’’