İran’ın Tebriz şehrinde düzenlenen KÜNİB V. Olağan Kongresi’nde üniversitelerin sorunlarına çözüm üretmek amacıyla önemli paneller düzenlendi. “Yükseköğretimde Akreditasyon Sorunu ve Çözüm Yolları” isimli panelde KÜNİB üyesi üniversitelerin akreditasyon sorunları masaya yatırıldı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu’nun moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde farklı ülkelerden üniversite rektörleri panelist olarak yer aldı. Panele Ardahan Üniversitesi Rektörü ve KÜNİB Başkanı Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, KÜNİB üyesi üniversite rektörleri ve temsilcileri ile basın mensupları katıldı.
Prof. Dr. M. İ. Kapıcıoğlu: “Akreditasyon, Üniversiteler Açısından Çok Önemlidir.”
Panelin moderatörü YÖK Başkan Vekili Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu, “Yükseköğretimde akreditasyon, dünyada yükseköğretimi ilgilendiren önemli unsurlardan biridir. Bu çerçevede akreditasyon konusu yükseköğretim kurumlarının eğitim, öğretim, araştırma, toplumsal katkı ve yönetimsel düzeyde şeffaflığı, hesap verilebilirliği ve tanınırlığını ön plana getiriyor. Bu nedenle akreditasyon süreçleri önem kazanmıştır. Fakat tek başına konuşmak çok doğru olmasa gerektir. Çünkü kalite güvencesi olmadan akreditasyonu konuşmak eksik olacaktır. Çünkü kalite tüm kurumlar için var olma varlıklarını sürdürme gerekçesidir. Kalitenin en basit tanımı ‘amaca uygunluk’tur.” dedi.
Hazar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamlet İsaxanlı, üniversitelerin sürekli gelişmek ve ilerlemekle yükümlü olduğuna dikkat çekerek, “Üniversiteler her zaman reform yapmalı ve ilerlemelidir. Ayrıca yükseköğretim kurumunda takım çalışması olmalı ve kalite anlayışı devam etmelidir.” diye konuştu.
Prof. Dr. Hamlet İsaxanlı, Kafkasya ülkeleri arasında ortak bir akreditasyon kurumunun kurulması ve konuyla ilgili müzakere halinde olunmasının faydalı olacağını belirtti.
Tebriz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Pour Mohammedi Farsça olarak konuşmasını yaptı. Prof. Dr. Mohammedi’nin sonrasında Aziz Andria Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sergo Vardosanidze Gürcüce sunumunu yaptı.
KÜNİB Üyeleri Tarafından Akreditasyon Çalışması İçin Önemli Bir Proje Fikri
Panelin bir diğer panelisti olan Nevşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, “KÜNİB’e üye ülkeler arasında bir akreditasyon çalışması yapılabilir mi?” sorusunu gündeme getirdi. Bu noktada KÜNİB çatısı altındaki üniversiteler olarak neler yapılabileceğine değinen Prof. Dr. Kılıç, “Bologna Süreci’ni de gözeterek Kafkasya’daki ülkelerin bir akreditasyon süreci başlatmaları gerekiyor. Bu nedenle bağımsız bir akredite kurumu oluşturmak mümkündür. Çok genel bir başlık altında, her ülkenin geleneksel değerlerini de koruyan, çok alt başlıklara inmeden denklik sağlamak adına esnek olunmalıdır.” şeklinde bir proje fikri ortaya koydu.
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü İrfan Aslan fen bilimleri alanında sanayileşme, mühendislik ve laboratuvar oluşturmakla ilgili yapılan akreditasyon çalışmalarından bahsederek, “Eğitim demek, güç demektir. İyi eğitim almış insanlar, güçlü bireyler oluşturur. Güçlü bireylerin oluşması, güçlü ekonomiler oluşturur. Bu nedenle bunu üretmek, kurumlarının başlıca görevidir.” dedi.
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili Prof. Dr. M. İ. Safa Kapıcıoğlu, “KÜNİB, özellikle bu coğrafyadaki eğitim kurumları arasındaki akreditasyon çalışmasını bir an önce başlatarak ciddi mesafeler alabilir.” diyerek, V. Olağan Kongre’de bu konunun masaya yatırılmasının ardından gelecekte atılabilecek adımlar olabileceğini kaydetti.
Prof. Dr. Korkmaz: “KÜNİB’in Olduğu Bölgelerde Öğrenci Hareketleri Çok Yoğunlaşmıştır.”
Panel soru ve cevapların alınması ile devam etti. Akreditasyon ile ilgili görüşlerini dile getiren Ardahan Üniversitesi Rektörü ve KÜNİB Başkanı Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, “Bologna sürecinin kendisi son zamanlarda Avrupa’da tartışılmaya başlandı. Verilen program dolayısıyla bölgedeki öğrencilere ivme kazandırdığı için ciddi sorunlar vardı. Şimdiye kadar öğrenci akışı bu kadar yoktu. Mevlana Programı’ndan sonra bu durum gün yüzüne çıkmaya başladı. Biz rektörler, insiyatif kullanarak çözüyoruz. Ama bunun daha sistematik bir şekilde çözülmesi gerekiyor. Dolayısı ile bizim kendimize mahsus ‘değer merkezli’ bir akreditasyon süreci başlatmamız gerekiyor. Çok yakın zamanda Kalkınma Bakanlığımız tarafından açıklanan verilere göre KÜNİB’in olduğu bölgelerde ‘uluslararasılaşma’ açısından öğrenci hareketlerinin çok yoğun olduğu belirtildi. Bu durum KÜNİB’in kurduğu ilişkiler ve Mevlana Programı’nın hareketliliği ile bölgede bir akreditasyonu zorunlu hala getiriyor. Bu noktada Filiz hanım’ın söylediklerine katılıyorum. Bologna Süreci’ni bir tarafa atmadan, bu bölgenin ülkelerinin bir akreditasyon süreci başlatmaları gerekiyor.” diyerek, panel çerçevesinde masaya yatırılan konuyla ilgili somut olarak çeşitli çalışmalar yapılması gerektiğini bildirdi.