Çorum Hitit Üniversitesi ve Ticaret Sanayi Odası işbirliğinde “Katılım Bankacılığı’nda Yeni Ufuklar” konulu panel düzenlendi.
Panelde günümüz finans dünyasındaki gelişmelere bağlı olarak Türkiye’de de uygulama alanı genişlemiş olan Katılım Bankacılığı profesyonel düzeyde ele alındı. Katılım Bankacılığı’nın mevcut durumunun da ele alındığı panelde, gelecekte bu alandaki fırsatlar masaya yatırıldı. Panelde bir konuşma yapan Hitit Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Reha Metin Alkan, Katılım Bankacılığı’nda kısa bir süre içerisinde büyük gelişmeler kat edildiğini söyledi.
2010 yılında 1.2 trilyon dolar, şuan 1.5 trilyon, önümüzdeki yıllarda da 3 trilyon dolarlık bir hacme ulaşacak Katılım Bankacılığında en batı kaynaklı bankaların en ön sıralarda yer aldığına dikkat çeken Alkan, bu alanda Türkiye’nin istenilen düzeyde var olmadığına işaret etti. Rektör Alkan, amaçlarının toplumda farkındalık oluşturmak olduğunu belirterek, Türkiye’nin bu pastadan yeterli düzeyde pay alması gerektiğini ifade etti.
Üniversitenin toplumla bütünleşmesinin güzel örneklerden bir tanesi olduğunu dile getiren Alkan, “Rektörlük seçimi insanların neredeyse son 6 ayını son 1 yılını alıyor en az bu kadar şu işlere kafa yormamız gerekiyor.Bir rektörlük seçimine üniversitelerimizin pek çoğunda 6 ay ila 1 sene kala zaman ayırmaya çalışılıyor.Yani rektör kim olacak kadar bu ülkeye biz ne yapabiliriz. Akademisyen olarak, bir meslektaş olarak, biz bu ülkeye ‘nasıl çivi çakabiliriz’ düşündüğümüz zaman inan pek çok şey daha farklı olacak. Birincisini yapmak keyifli ve çok kolay. İkincisini yapmak elinizi taşın altına sokmayı gerektiriyor" dedi.
Hitit Üniversitesinde sadece ve sadece bilimsellik ve yapılacak çalışmaların konuşulmasını sağlamaya gayret edeceğini anlatan Alkan, şunları söyledi: "Son bir söz olarak üniversitemiz 2011 yılında göreve başladığımda yaklaşık 75-80 bölüm programımız vardı.Şuanda 160’a ulaştı. Bunların sayısını artırmakla beraber olabildiğince gelecekte meslek sahibi olabilecek mezun oldukları zaman iş sahibi olabilecek bölümleri bulmaya gayret ediyoruz.Gerçekten bu son derece önemli yani yüzde 100 işsiz değil yüzde 100 dünyada iş bulma imkanı olan arkadaşlarımızın programları açmaya gayret ediyoruz.”
KATILIM BANKACILIĞINDA YENİ UFUKLARA AÇILMAK İÇİN İYİ YETİŞMİŞ ELEMANLAR İSTİHDAM EDİLMELİ
İslam Hukuku Profesörü Prof.Dr. Hayrettin Karaman, faizsiz finans kurumunun ismine layık olabilmesi için bu konuya kafa yormuş, uzmanlaşmış kişilerin bulunarak istihdam edilmesi gerektiğini söyledi.
Karaman, bugün birden fazla üniversitenin İslam iktisadı, faizsiz bankacılık ve finansman konularında lisansüstü programlar açtıklarını belirterek, bunun sevindirici olduğunu belirtti.
Katılım bankacılığının geleceğinin iyi olup olmamasının iyi yetişmiş elemana bağlı olduğunu anlatan Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Katılım bankaları yeni ufuklara daha güzel ufuklara açılımı yetişmiş insana bağlı. Öncelikle buna önem vermeliyiz. Biz aslında bu alanda başarıyı gerçek imanla sağlarız. Biz de eksik olan gerçek imandır. Hepimiz Müslüman olduğumuzu söyleriz ancak iş uygulamaya geldiğinde kıvırtırız. Önce iman edeceğiz. İnanacağız. Adı İslami olsun, katılım olsun ama tadı faiz olsun. Bu alandaki insanların önemli bir kısmının bulunduğu nokta bu. Bize getirilen tekliflerden biliyorum. Dediklerinin tamamı bu sistemi sulandırın, beriki tarafa iyice yaklaştırın aradaki fark isimden ibaret kalsın. Bu neden kaynaklanıyor. Bu alandaki imanımızın zayıflığından kaynaklanıyor."
Allah’ın faizi haram, meşru ekonomik ve ticari faaliyetleri helal kıldığını hatırlatan Karaman, küresel dünyada Müslümanın her alanda yer alması gerektiğine dikkat çekti.
ZİRAAT KATILIM BANKASI MAYIS’TA FAALİYETE GEÇİYOR
Ziraat Katılım Bankası Genel Müdürü Osman Arslan ise, kamu sermayeli ilk katılım bankası olacak olan Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’nin Mayıs ayında faaliyete geçeceğini açıkladı.
Siyasi iradenin de ciddi desteğiyle kamu tarafından katılım bankası kurulması için geçen yıllarda çalışma başlatıldığını hatırlatan Arslan, bunun için bir takım adımların atıldığını belirtti. Yapılan çalışmaların ardından Ziraat Bankası tarafından katılım bankası kurulması noktasında karar alındığını hatırlatan Arslan, şunları söyledi: “Kamu sermayeli katılım bankaları sisteme giriyor. Burada Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’ndan ilk izni alan Ziraat Bankası oldu. Kuruluş iznini aldık. Kuruluş iznini müteakip ciddi bir şekilde personel istihdamı, alt yapıyı oluşturma, yeni ürünler geliştirme ve teknolojik alt yapıyı hazır hale getirme noktasında çalışmalarımız başladı. Şuanda faaliyet izni için hazır duruma geldik. BDDK yetkilileri katılım bankasını denetliyor. Onların izin sürecini bekliyoruz.”
İlk kamu sermayeli katılım bankasının adını da Ziraat Katılım Bankası A.Ş.’nin koyduklarını anlatan Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bankanın faaliyetine başlaması için ikinci bir izin gerekiyor. O aşamadayız. Mayıs ayı sonunda faaliyete başlayacağız. 300 milyon dolar Türkiye’de bir bankanın kurulması için ihtiyaç duyulan asgari sermaye tutarı. BDKK’nın aldığı kararı bu yönde. Sermayemiz Hazine Müsteşarlığı’ndan geldi. Ziraat Bankasının iştiraki olarak kuruluyor ancak sermaye artırımı bankanın kendi faaliyetlerinden ya da fonlarından değil Türkiye Cumhuriyeti’nin hazinesinin yeni bir kaynak veya fon olarak getirip verdiği sermayedir bu. Ziraat Bankası ana hissedarlığında kuruluyor. Bu sermaye Ziraat Katılım Bankasının büyümesi ve daha büyük projelere imza atması adına yeterli değil ama sermaye etkin kullanma adına bu tutarla başladık. İlerleyen zamanda bankanın büyümesiyle eş zamanlı olarak sermaye artımı olacak. Kusa sürede büyüme ve şubeleşme hedeflerimiz var. Ziraat Bankası ile katılım bankası ayrı bir tüzel kişiliktir. Yöneticileri, fonları, projelendirme alanları ayrı kanallardan olacak." Ziraat Bankası’nın Türkiye’nin en eski bankası olduğunu anlatan Arslan, "151 yıllık geçmişe sahip. Bin 700 şubesi dünyada 16 ülkede faaliyet gösteriyor. Katılım bankası yeni bir sinerji oluşturacak. İki bankanın faaliyetlerinin karışmamasına dikkat ederek bankanın Türkiye’nin katılım bankacılığıyla tanışması ve büyümesi bakımından ciddi katkı yapacak. 104 milyar olan katılım bankacılığının yeni bankalarla 2023 yılında 500 milyar sermaye büyüklüğüne geleceğini ümit ediyoruz” dedi.
2000 yılının başında katılım bankacılığının varlık büyüklüğü 2.2 milyar Türk lirası iken 2014 yılı sonunda 104 milyar TL’ye ulaştığını açıklayan Arslan, bunun önemli bir gelişme olduğunu ancak daha gidecek olan çok yol bulunduğunu belirtti. Bu alanda faaliyet gösteren bankaların daha da büyüyebilmesi için büyüklük problemini çözmesi gerektiğini dile getiren Arslan, bunun içinde yeni oyuncuların sisteme dahil olması gerektiğini belirtti. Arslan, şubeler bazında bakıldığında katılım bankacılığında ihtiyaç olan yerlerde erişim problemi olduğuna dikkat çekerek, erişimde yaşanan zorlukların ortadan kaldırılması noktasındaki gerekliliğine işaret etti.
KATILIM BANKALARI FİNANSAL SİSTEM AÇISINDAN ÖNEM ARZ EDİYOR
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Necati Şahin ise, katılım bankalarının finansal sistem açısından büyük önem arz ettiğini ifade ederek şöyle konuştu: “bankacılık sisteminin tamamlayıcısı olarak atıl fonların sisteme kazandırılması, faizli finansal araçlara yatırım yapmamaları ve kaynaklarını fon olarak kullandırmayı esas alan iş planına sahip olmaları reel sektör başta olmak üzere ülke ekonomisinin gelişmesine yönelik alternatif finansman olanakları oluşturmaları, kar paylaşımı esasına dayalı olarak finansal krizlere daha az etkilenerek sistem için tampon özelliği taşıyabilmeleri, farklı ekonomiler arasında finansal bağların kurulmasında önemli itici güç olabilmeleri, yeni küresel reform planları katılım bankacılığı için yeni zorluklar oluşturacaktır. Ancak, gerek küresel ölçekte gerek ülkemiz katılım bankacılık sektörü niche piyasalar olarak gelişmeye açıktır. Bu konudaki siyasi irade varlığı da bu konudaki gelişmeye yardımcı olacaktır.”
Paneli Vali Ahmet Kara, AK Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Belediye Başkanı Muzaffer Külcü, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Çetin Başaranhıncal, akademisyenler ve davetliler izledi.