İlahiyatçı-Sosyolog Erol Erdoğan, Sabahattin Zaim Üniversitesinde gerçekleştirilen ‘Türkiye’nin Değişim Süreçleri’ başlıklı söyleşide yaptığı konuşmada, “Dedelerimiz, Çanakkale Geçilmez diyerek memleketimizi ve medeniyetimizi ölümüne savundular. Ancak, Cumhuriyet döneminde Çanakkale Geçilmez mefkûresine aykırı çok işler yapıldı” dedi.
Erol Erdoğan, Çanakkale Geçilmez anlayışına aykırı olarak nitelediği işler arasında Kıyafet Devrimi, Şapka Devrimi, Harf Devrimi, Osmanlıcanın yasaklanması, Halifeliğin kaldırılması, Medreselerin kapatılması, Türk müziğinin yasaklanması, ezanın zorla Türkçe okutturulması, Safahat’ın müsaderesi ile etnik esaslı vatandaşlık anlayışı yer alıyor.
İlahiyatçı-Sosyolog Erol Erdoğan ile Senarist ve Yönetmen Faysal Soysal, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesinde ‘Türkiye’nin Değişim Süreçlerine Sosyolojinin ve Sinemanın Bakışı’ başlıklı söyleşide konuştular. Sosyoloji ve Sinema Kulübünün destekleriyle İZU Genç Gönüllüler tarafından 23 Mart Pazartesi günü düzenlenen programı üniversitelilerin yanısıra okul dışından gelen misafirler de izledi.
Erol Erdoğan söyleşide yaptığı konuşmada “Bu sene Çanakkale Zaferinin 100. yılını kutluyoruz. Çanakkale Savaşları salt toprak savaşı değildi. Çanakkale savaşları Osmanlı tebası olan milletimiz için vatan savunması, ümmet için cihad, insanlık için emperyalizmle ve işgalle mücadelenin adıdır. Onun için dedelerimiz Çanakkale Geçilmez diyerek memleketimizi ve medeniyetimizi ölümüne savundular. Ancak, Cumhuriyet döneminde Çanakkale Geçilmez mefkûresine aykırı çok işler yapıldı” dedi.
ERDOĞAN: KÜRDÜN ANA DİLİ, TÜRKÜN ALFABESİ YASAKLANMIŞTI
“Türkiye’mizin en büyük ayıplarından biri Kürdün ana dilini, Türkün dede alfabesini yasaklamaktır” diyen Erol Erdoğan, Osmanlıcanın yasaklanmasıyla Osmanlının tıp, müzik, mühendislik, astronomi gibi alanlarda sahip olduğu bilimsel kazanım ve literatürün yeni döneme aktarılamadığını anlattı. “Yeni Türkiye, korkular ve yasaklardan tamamen kurtulma dönemi olmalıdır, prangaları kırmalıyız. Bu açıdan yeni anayasa ve çözüm süreci başta olmak üzere siyasi reformlar hayati öneme sahip” şeklinde konuşan Erol Erdoğan konuşmasının diğer bölümlerinde göç, sanayileşme, batılılaşma, darbeler, modernizm gibi konular üzerinden değişim süreçlerini analiz etti.
YÖNETMEN FAYSAL SOYSAL: TÜRK SİNEMASI MİLLİ KİMLİK OLUŞTURAMADI
Senarist ve Yönetmen Faysal Soysal ise konuşmasında, toplumun değişim ve dönüşümünde sinemanın televizyonla ile birlikte paylaştıkları rollere değindi. Halit Refiğ ve Lütfi Akkad’ın filmlerinde yer alan kentleşme ve göç öğelerini anlatan Faysal Soysal İran sinemasından da örnekler verdi. İran Sinemasının kendi kültürel simgeleri üzerinde sanat yapabilme becerisini vurgulayan Soysal Türk Sinemasının Batılılaşma ve yabancılaşma unsurlarının gölgesinde milli bir kimlik oluşturamamasına da dikkat çekti.