Zonguldak’ta, 1999 yılında GMİS Genel Başkanı Şemsi Denizer’i öldürmekten 15 yıl cezaya çarptırılan Cengiz Balık, olayın planlı olmadığını ifade ederek “Keşke olmasaydı” açıklamasında bulundu.
Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanlığı ve Türk-İş Genel Sekreterliği görevini sürdürürken evinin önünde öldürülen Şemsi Denizer’i öldürmekten hapis cezası alan Cengiz Balık, bir haftalık izinle geldiği cezaevi ve olayla ilgili basın toplantısı düzenledi.
Ailesi ve kendisi ile ilgili bazı iddialara açıklık getiren Cengiz Balık, Şemsi Denizer’i kastederek şöyle konuştu: "Allah rahmet eylesin. Allah ailesine öncelikle babasına sabır versin. Babasına da ailesine de acılarından dolayı saygım var. Keşke olmasaydı. Ben çocuklarımı üç yaşında bıraktım 18 yaşında aldım. 6 yaşında bıraktım 21 yaşında aldım. Keşke olmasaydı, oldu. Ben çocuklarımı buraya niye getirdim? Hani burada duygu sömürüsü falan değil. Çocuklarımı buraya getirmemin tek nedeni var. 15 sene 5 aylık cezaevi yaşantımda kenarda köşede, kıyıda, arkada çocuklarım nasıl okudu? Beni tanımayan kişilerin, tanıyıp da alçakça böyle kelime kullananlar var. O kelimeler cevap anlamında çocuklarımı getirdim.”
Cezaevinde kaldığı sürece kendisine maddi ve manevi destek verenlere teşekkür eden Cengiz Balık, şunları söyledi: “Cezaevine adım attığım günden şu ana kadar bana, çocuklarıma maddi ve manevi o yüreği kocaman insanların hepsine teşekkür ediyorum. En kötü günlerimizde bizi yalnız bırakmadılar. Tekrar onların hepsine teşekkür ediyorum. Ben bu yaşıma geldim. 1956 doğumluyum, ömrümde kimsenin arkasından konuşmadım. Kötü konuşacaksam, yüzüne konuşmuşumdur. Ben bu memleketteyim. Kim derse ki bu memlekette Cengiz Balık, Ahmet’in arkasından böyle dedi? Cengiz Balık insanların şerefine ve namusuna göz koydu, Cengiz Balık garip hakkı yedi? Cengiz Balık yola çıktığı arkadaşlarını sattı? Alçak bir adamdır. Beni tanıyan bir insan bu kelimeyi kullansın etek giyip dolaşırım. Kimse evliya değil, kimse dört dörtlük değil, isterim ki ben hata yaptığım veya hata yapacağım zaman bana yakın olan arkadaşım olan insanların ne yapıyorsun, bu hatadır. Yapma bunu derse o dünyanın en güzel dostudur, dünyanın en güzel insanıdır.”
“SABUNLA DİŞLERİMİ FIRÇALADIM”
Hiç kimse ile sorunu olmadığını dile getiren Cengiz Balık, infazlarının kalkması ile ilgili yazışmaların sürdüğünü aktararak sözlerine şöyle devam etti:
“Benim hiç kimse ile sıkıntım yok, derdim yok. Sorunum yok. Ortadayım, meydandayım. 6 ay yargılandık, adam gibi yargılandık. Devletin arşivleri önlerine geldi. Hakim beylerin önlerine geldi. Savcı beyin dediği ‘Maktül ile sanığın arasında şahsi ilişkileri neticesinde, maktülün sanığa vefasızlık göstermesi sonucu, sanık bu eylemi gerçekleştirmiştir.’ Ben bu mütalaanın neticesinde mahkeme heyeti bana 27 sene 6 ay ceza verdi. 1987’de bir olayım daha vardı. O da keşke olmasaydı. İnfazım vardı. O yandı 8 sene 10 ay. İnfazımı bitirdim. 2008 senesinin Ocak ayında bu almış olduğum 27 sene 6 cezama başladım. 2010 senesi tahliyem. Bir sene denetimli serbestlik var. Allah izin verirse adımımı yola atacağım. İnfazların kalkması ile ilgili yazışmalar var. Olursa da bizim için de çoluk çocuğumuz için de iyi olur. Ben 15 senelik zaman içerisinde bana kim bakmış, kim para yatırmış. Hangi dost katkıda bulunmuş. Hepsinden Allah razı olsun. Diş macunu alacak param olmadığında sabunla dişlerimi fırçaladım.”
“HİÇ KİMSEYE KIRGIN DEĞİLİM”
Çocuklarının kolejde okuduğu yönündeki iddialara da açıklık getiren Balık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kızım Berceste kolejin birinci sınıfından şu ana kadar Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’nin tam burslu öğrencisidir. Karadeniz Bölgesi burslu öğrenciler başkanı. Oğlum Tamer Rıza, yarı başarılı yarı vakıf bursu ile kolej eğitimini bitirdi. Şu an Kadir Has Üniversitesi’nde okuyor. Sermaye Piyasası 3. Sınıfa gidiyor. Yüzde 50 burslu okuyor. Geri kalanında SSK’dan emekli oldum. Emekli maaşının yarısını da oğluma veriyoruz. Ben hiç kimseye kırgın değilim. Allah herkesin işini gücünü rast getirsin. Kimsenin çoluk çocuğunun rızkında gözüm olmadı. Ben cezaevine girdim, Allah’a sığındım. Şu an Devrek Açık Cezaevi’nde yaşıyorum. İnfazla ilgili yazışmalarım var. İnfazım kalkarsa eğer tahliye olacağım.”
“PUSUYA YATIP TEZGAH KURMADIM”
GMİS Genel Başkanı Şemsi Denizer’in ölümüyle ilgili gazetecilerin sorularına yanıt veren Cengiz Balık, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben pusularda yatıp pusularda beklemedim. Ben öyle tezgah yapmadım. Rahmetli de biliyor neyin ne olduğunu, bilen de biliyor. Ben 1 ay önce bir kelime konuştum. Benim adım Cengiz Balık, bu olacak. Öleceğim, öleyim. Ama bu olacak. Planlanmış bir olay değildi. Ömrümde kimsenin arkasından konuşmadım. Rahmetli olan birisinin arkasından da asla konuşmam. Onun mevkisinde makamında otururken adamım deyip de gezip de makamından içeri giren bir dünya şerefsiz var. Burada herkes secdedeydi. Ben de yanındaydım. Kardeşlik yaptım. Ben bu insanla ağabey kardeş gibi yaptım. Olayımın haklılığını, haksızlığının kelimesini yapmam. Bir kere ben Zonguldakspor’da görev yaptım. Alacağım var dedim. Resmi evrakları da belli. Zonguldakspor’un şampiyon olacağı döneme gittim ‘Ağabey, ben eşofman ayakkabı alayım’ dedim. Bana bir kağıt yazdı. Mağazaya gittim, bir eşofman, ayakkabı aldım. Ağabey kardeş kaldığım dönemlerde onun dışında rahmetliyle menfaate dayalı beş kuruş dahi beklentim talebim olmadı. Kim parayla adam vuruyorsa, namussuzdur alçaktır.”
Kendisinin ve ailesinin adını kullanarak bazı kişilerin para topladığını ifade eden Cengiz Balık, “Benim adımı kardeşim de olsa, dostum da olsa, çocuğum da olsa üç kuruş ver beş kuruş ver derse o şerefsizdir. Bu yönde bazı insanlar yapmış. Bununla ilgili avukatımı yanıma aldım ve savcıya şikayetçi oldum. Olayla ilgili düşüncelerimi ifade ettim, keşke olmasaydı. Ben 15 senedir yüreğime attıklarımı söylemeye geldim. Beni kişi olarak tanımayan insanlara Cengiz Balık budur diyorum” şeklinde konuştu.
OLAY
Türk-İş Genel Sekreteri ve Genel Maden-İş Genel Başkanı Şemsi Denizer, 6 Ağustos 1999 günü saat 24.00 sıralarında Zonguldak’taki evinin önünde silahlı saldırıya uğradı. 13 kurşun yarası alan Şemsi Denizer, Zonguldak Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken yolda hayatını kaybetti.
Cengiz Balık’ın silahından çıkan 13 kurşundan 6’sı Şemsi Denizer’in başına, 2’si çeşitli yerlerine isabet etti. Ağır yaralanan Şemsi Denizer, Zonguldak Devlet Hastanesi’ne kaldırılırken yolda öldü. Saldırgan Cengiz Balık olaydan kısa süre sonra emniyet güçleri tarafından yakalandı.
Şemsi Denizer, maden işçilerinin güvendiği bir sendikacı Genel Maden-İş Genel Başkanlığı görevi sırasında 30 Kasım 1990 günü Gelik beldesinde ilk grev gömleğini giyerek Büyük Madenci Grevi’ni başlatmıştı.
Denizer ve on binlerce insan grevin 35. gününde 4 Ocak 1991 günü Zonguldak’tan Ankara’ya Büyük Madenci Yürüyüşü’nü gerçekleştirdi. Denizer, aynı zamanda Polonyalı işçi lideri ve Cumhurbaşkanı Lech Walesa’ya benzediği gerekçesiyle Yerli Walesa olarak tanınıyordu.