Skor kötü.
Futbol kötü.
Yediğimiz goller kötü.
Takım olamamak kötü.
Bireysel hatalar kötü.
Kısacası bugün Samsunspor için kötü bir gündü.

Ama bu tabloyu tek bir maçla sınırlamak doğru olmaz.
Avrupa ile birlikte artan yoğun maç temposu, sınırlı kadro yapısı ve yaşanan önemli sakatlıklar, Samsunspor’u ligin orta bölümüne gelinirken doğal olarak yorgun düşürdü.
Sahadaki tempo kaybı ve oyun düşüşü de bunun bir yansımasıydı.

Son dört maçlık gidişat can sıkıcı olabilir.
Ancak motivasyonun düştüğünü düşünmek, bu takıma yapılacak en büyük haksızlık olur.
Çünkü bu noktaya gelen, önemli ve değerli sonuçları alan da bu kadroydu. Belki bir eşikten, bir dönüm noktasından geçiliyor.
Futbolda böyle anlar vardır.

Önümüzde iki kritik deplasman var: Hafta içi Mainz ve ardından gücü bize yakın, formda bir ekip olan Göztepe.
Bu tür dönemlerde alınacak olumlu sonuçlar, tüm hikâyeyi bir anda değiştirebilir.
Çalışmak, her gün biraz daha gelişmek, inanmak ve sabırla beklemek… Samsunspor’un bugün en çok ihtiyacı olan şey tam olarak bu.

Bugün kötüydü. Ama yarın hâlâ bu takımın elinde.