ABD yapımı F-4E Phantom savaş uçakları, Türkiye’ye ilk olarak 1970’li yıllarda girdi. 1980’e kadar toplamda 72 adet satın alındı. 1990’lara gelindiğinde Türkiye envanterinde 182 adet F-4E bulunuyordu. 1997’de İsrail ile yapılan anlaşma kapsamında 54 uçak modernize edilerek “F-4E Terminatör 2020” modeline dönüştürüldü.

30 ADET F-4E HALA GÖREVDE

Zamanla yaşanan kaza/kırım oranları, F-4’lerin teknoloji karşısında yetersiz kalması gibi nedenlerle bu uçakların kullanım dışına alınması planlandı. Ancak 2016’daki darbe girişimi sonrası yaşanan pilot açığı ve F-35 programındaki belirsizlikler nedeniyle bu süreç yavaşlatıldı. Bugün yaklaşık 30 adet F-4E hala aktif görevde bulunuyor.

Modernize edilen bu uçaklar için İsrail ile teknoloji transferi sağlandı. Kodlar Türk Hava Kuvvetleri’ne devredildi ve yerli imkanlarla bakım, modernizasyon ve silah entegrasyon süreçleri sürdürüldü.

ANA GÜÇ: F-16 SAVAŞAN ŞAHİNLER

Türkiye’nin asıl hava gücü, 1987 yılından bu yana kullanılan F-16 savaş uçaklarıyla sağlanıyor. Türk Uçak Sanayii A.Ş. (TUSAŞ) tesislerinde montajı yapılan bu uçaklardan bugüne kadar yaklaşık 250 adedi aktif olarak görev yapıyor. İlk teslimatlar Blok 30 modelleriyle yapılırken zamanla Blok 50+ düzeyine kadar yükseltildi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tarihi müjdeyi yakında vereceğiz
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Tarihi müjdeyi yakında vereceğiz
İçeriği Görüntüle

F-16’lar, zaman içinde radar sistemleri, silah taşıma kapasitesi, gece görüş donanımları ve yakıt sistemleriyle güncellendi. Son olarak 30 adet F-16 Blok 30, uçuş süresi 8.000 saatten 12.000 saate çıkarılarak modernize edildi. 165 uçak da Blok 50+ seviyesine ulaştırıldı.

2021’de ABD’den 40 adet Blok 70 Viper alımı ve 79 adet uçağın modernizasyonu için 1,4 milyar dolar ödendi. Ancak Milli Savunma Bakanlığı, bu modernizasyonun TUSAŞ tarafından yapılabileceği gerekçesiyle kit alımından vazgeçildiğini duyurdu.

MODERNİZASYON YETERLİ Mİ?

F-16’lar halen Türkiye’nin en aktif savaş uçağı filosunu oluşturuyor. Ancak bu uçaklar 4. nesil sistemler olarak tanımlanıyor. Türkiye’nin elindeki F-4’ler 2. ve 3. nesil, modernize edilmiş F-16’lar ise 3+ ve kısmen 4+ nesil seviyesinde yer alıyor. Yeni alınacak Blok 70 Viper’lar ise 4+ kategorisinde değerlendiriliyor ve beşinci nesil uçaklarla entegre çalışabilecek şekilde tasarlandı.

Askeri uzmanlar, uçakların yaşından çok bakım ve modernizasyon seviyesinin önemli olduğuna dikkat çekiyor. Türk Hava Kuvvetleri’ne ait F-16’ların gövde ömrü uzatıldı, kabiliyetleri artırıldı ve hâlâ birçok ülkenin hava filosuna kıyasla modern özellikler taşıyor.

YERLİ SAVAŞ UÇAĞI: KAAN

Türkiye, F-35 programından çıkarılmasının ardından yerli beşinci nesil savaş uçağı projesi olan KAAN’a ağırlık verdi. Milli Muharip Uçak (MMU) olarak da bilinen KAAN, 2024’te ilk deneme uçuşunu gerçekleştirdi. Projenin 2030’lu yıllarda operasyona başlaması, her yıl ortalama 24 uçak üretilmesi ve F-16’ların kademeli olarak yerini alması hedefleniyor.

Ancak bu takvim işlediği takdirde bile Türkiye’nin tüm savaş uçağı filosunu KAAN ile yenilemesi 2040’ı bulabilecek. Öte yandan birçok NATO ülkesi altıncı nesil savaş uçağı projelerine geçiş hazırlığı yapıyor.

GELECEĞİN HAVA GÜCÜ İÇİN PLANLAR

Türkiye, modernizasyon çalışmalarını sürdürerek mevcut uçaklarını NATO uyumlu halde tutmayı hedefliyor. F-16 Viper alımları, KAAN projesi ve yerli savunma sanayisinin desteğiyle Hava Kuvvetleri’nin güç kaybetmeden yeni nesil hava gücüne geçmesi planlanıyor.

Emekli Hava Pilot Tümgeneral Beyazıt Karataş’a göre, Türkiye’nin yeni uçak alımına acil bir ihtiyacı yok. Mevcut modernizasyonlar, uçuş ömrü uzatmaları ve yerli kabiliyetlerle THK’nın hava üstünlüğünü koruyabileceği ifade ediliyor.

Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda, dışa bağımlılığı azaltarak yerli üretimi artırması ve KAAN projesini başarıyla tamamlaması, hava gücünü şekillendiren en kritik başlıklardan biri olacak.

Kaynak: GERÇEK GÜNDEM