TÜKODER Genel Başkan Yardımcısı Avukat Erhan Çankaya Kanal S ekranlarında, "Kıdem tazminatı nedir?", "İşten ayrıldığımda kıdam alabilir miyim?", "İş sözleşmesi nedir?", "Kıdem tazminatına hangi ücretler dahil edilir?", "Sigorta piriminin yatmaması durumunda neler yapılmalı?", "Kıdem tazminatı ödenirken kesinti olması halinde ne yapılmalı?", "Askerlik, evlilik durumunda işten ayrılma", "İşverenin kıdem tazminatı ödemediği durumlar nelerdir?" konularına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. 

Çankaya'nın açıklamasından öne çıkanlar; 

KIDEM TAZMİNATI NEDİR?

Bazı sorunlar yaşadıkça ortaya çıkar. Aynı hayatın içinde bir sistem askeri ücret. Askeri ücretin mantığı her yıla bir maaştır ve bu brüttür. Net de değildir. Brüt üzerinden bir yıl çalıştığın zaman, bir yıl kıdem tazminatı hakkın vardır.  İşveren yeni seneye girmede işçinin kıdemini öder çünkü yeni yılda askeri ücrete zam gelir ve kıdemi yeni askeri ücrete göre ödemek gerekir. Bence işçiler bunu imzalayıp çalışmaya devem etmeli çünkü bu hukukta yerini bulacak. Burada ki niyetin çözümü çok zor değil. İşverenlerin ürettiği şeye teslim olmuş gibi görünsek de bence çalışıp işimize devam edelim çünkü bir mantığı yok ayrıldığında zaten o günden kıdemini alıyorsun ve işinden oluyorsun. En azından adalette bu yerini bulur. Bu soruya benim önerim ve cevabım, benim görüşüm ben olsam çalışmama devam ederim. Hukuk da hiçbir şeyin çözümü anlık değil. Karşılaştığım bir soru; kıdem tazminatımı ödemek zorunda mı? Kimse hiçbir şey yapmak zorunda değil.

İŞTEN AYRILDIĞIMDA KIDEM ALABİLİR MİYİM?

Hukuk da bir süreç yürütüp, davayı kazanıp tahsil etmek veya edememek boyutu insanlar şöyle düşünüyor; çıktım kanuna göre haklıyım o zaman ödemek zorunda. Hayır değil. Anlık bunu yapmak zorunda değil çünkü bunun hapis cezası yok yargılama gerektirir dava açarsın 1-2 yıl sürer ondan sonra kazanırsın icraya verirsin çok çok bu ama zorunluluk kısmı vatandaşlarda şöyle düşünenler var ben haklıyım ya hemen benim kıdem tazminatımı ödemek zorunda hayır öyle bir şey yok. Hemen ödemek zorunda değil o işverene kalmış bir durum. En azından güzel olan şey şu kıdem tazminatına yasal faiz uygulanmıyor. Yasal faiz %9 şu an bir şeye cevap vermesi mümkün değil. En azından kıdem tazminatına en yüksek mevduat uygulandığı için parasal değeri işçinin bir kalem de korunmuş oluyor. İşçinin kıdemi ultra korunabilir bir şey. Türk hukuk sisteminde ultra korunabilir şeyleri tüketicinin korunmasına dair kanun, hanımefendiler, işçi, kanunda çok kıymetli. İşçi lehine yorum ilkesinin yoğun olduğu bir sistem de işliyor iş hukuku. Paralelinde şunu getirdi ne kadar işçi hata yapıyorsa yapsın, önce işveren analizi yapılır daha sonra işçiye bakılır. Bir oran vermek gerekirse 10 işçinin 9’u davasını kazanır. Genel tema da işçi lehine yorum ilkesi var. Bence de kesinlikle işçi ve hakları kesinlikle korunmalı buna kesinlikle karşı değilim. Sadece şöyle olmalı bence; bu kanuna bırakılmamalı, işçi lehine yorum ilkesinden sonra, bunun daha devletsel bir çözümü oluşturulmalı. Bu derhal ödenebilir bir sisteme girmeli bununla alakalı çalışmalar vardı ama askıda kaldı. Gerekirse hukuki süreci devlet yönetmeli çünkü devletin tahsilatı daha kolay. Vatandaşa bu konuda bir finans sağlanmalı diye düşünüyorum.

İŞ SÖZLEŞMESİ NEDİR?

İş sözleşmeleri zaten yazılı çok az yapılır. İş sözleşmeleri yazılı yapılmak zorunda değil. İşveren o iş sözleşmesinde hazırlanırken nasıl gücü ele alırım mantığıyla hazırlanan sözleşmeler. Hiçbir işçi kendine gidip sözleşme hatırlatmaz. Hiçbir işveren de işçinin önüne koyduğu sözleşmeyi imzalamaz zaten. İşverenin, imzalattığı sözleşmelerin bir çoğun da zaten kanuna aykırı maddeler olabiliyor.

Teminat senedi gibi çok sık karşılaştığımız bir sorun var. İşçiden teminat senedi alınması yani bir şey emanet edilen meslek gruplarında daha sık yaşadığımız bir şey bunu vermek zorunda değilsiniz ve bunlara yasayla bağlı değilsiniz ama şunu söylüyorum bir sözleşmeye istinaden bu iş sözleşmesi değil ne olursa olsun eğer ki bir senet veriyorsanız ve bu bir teminat senediyse dikkat etmeniz gereken şey şu o sent o sözleşmede yazmalı. Eğer yazmıyorsa senet ayrı bir senettir. Para alacağı gibi kabul edilir. Bir senet veriyorsanız mutlaka fotokopisini alın.  Kıdem tazminatında zaman aşımı 10 yıl, istediği tarihte dava açılabilir.

Devir ve orada başka bir iş verenin iş yeri açması konuları biraz daha farklı. Devir de bir sorun yok çünkü şirket borcuyla alacağıyla devralınır.  Diğer senaryo da bir iş veren kapatıyor, sen ilişkini sonlandırıyorsun onunla veya sonlandırmıyorsun iş veren orayı açıyor ve sende devam ediyorsun senaryosunda illiyet bağı dediğimiz bir kavram var. İşyerleri arasında ortak olunması, ticari faaliyetlerin aynı paralelde gitmesi gibi kavramlar gündemler ortaya geliyor. Şirket kapanıp başka bir yer açıldığında kıdem tazminatı diğer şirkette kalır.

Nafaka konusunda ödenmediği taktirde bir disiplin hapsi var. Bir nafaka ödemediğinde 3 ay tazyik hapsi yatarsın. Dolayısıyla o nafaka bir gün öyle ya da böyle ödeniyor. İşveren tarafından dediğim gibi böyle bir yaptırım yok.

Kıdem hakkı diyoruz anayasal bir hak. Emekliliğin getirdiği paralelinde ki bir mevzuat. Ona göre özlük sosyal hak. Neden bir yaptırımı yok bunu da anlamış değilim. Fazla mesai konuş ulusal bayram o bu bunlar irdelenebilir. İşçide işverende eksik anlatıyor olabilir ama kıdem dediğimiz şey bir sosyal haksa hani sen bunu memura emekli olduğunda hemen yatırıyorsun ya özelde çalışanın da bence ayı ölçüde korunması gerekiyor. Kıdem tazminatı ödememenin cezai şartı olmalı. Yani 3 yıl dava açıp bitiriyorsun sonunda sadece faiz ödeyen bir işveren. İşverenler işçinin kıdem tazminatı üzerinden para politikası yapmamalı yapamamalı. Bu yapılıyorsa çok büyük bir eksiklik var. Türkiye de bir kanun var ama neredeyse %90’ı uygulanmıyor buda iş kanunu. İş kanununa bakıldığında her problemin çözümü var gibi dursa da bizim ilk baktığımız Yargıtay kararları. Bir noktada bunun yasaya da taşınması lazım.

KIDEM TAZMİNATINA HANGİ ÜCRETLER DAHİLDİR?

Ücret kalemi her işe göre değişir ama kıdemde yemek ücreti vesaire sabit her ay ödenen yemek ücreti yol ücreti varsa bunlar kıdeme dahil edilir. Onun haricinde fazla mesai gibi ücretler, ikramiye, bayram primi kıdeme dahil edilmez. Düzenli prim varsa bu kıdeme dahil edilir Yargıtay görüşleri bu halde.

SİGORTA PİRİMİNİN YATMAMASI DURUMUNDA NE YAPILMALI?

EYT ile çok gündeme gelmeye başladı. Sigorta primi işçinin çok irdelediği bir konu değil. Sigortam yatıyor yatmıyor hatta sağlık bu kadar gündeme gelmeden önce sigorta parasını ödeme bana ver gibi diyaloglar vardı ama şu an tabi ki kimse bunu düşünmüyor, mutlaka herkes bir sigorta istiyor emeklilik için. Buna iten şey aslında EYT’den dolayı giriş tarihi önem taşıdığı için insanlar bir prim eşelemeye başladı. Bu tarz davalarla EYT’den faydalanabilecekler mi? Sorusu bende meçhul. Gerçekten birçoğu hileli olacak ona hiç şüphem yok.  Primle ilgili benim en çok karşılaştığım sorun; sigorta primini insanlar. Hizmet tespit davası diyoruz biz buna ödenip ödenmedi dava ederken şunu düşünüyor. Bu primlerin kendilerine ödeneceğini düşünüyorlar ve bunu pazarlık konusu haline getirmeye çalışıyorlar. O primler asla iş vere tarafından işçiye ödenmiyor. Hizmet tespit davasında bir sürü cezai şart var kıdem de yok. İş verenin batmış konumda olmasının bir önemi yok. Prim devletin sorunu. Bu primi tahsil edilmesi devletin sorunu, siz ispatladığınız zaman tanık vesaire başkaca bir şekilde bu sizin hizmet sürenize, kıdeminize eklenir.

KIDEM TAZMİNATI KESİLMESİ DURUMUNDA YAPILMASI GEREKENLER 

Kıdem tazminatı vergiden yani gelir vergisinden muaftır. Damga vergisi kesintisi oluyor buda çok cüzi bir rakam. Zaten işçinin fark edeceği bir rakam değil. Diğer ücret alacakları gelir vergisine tabidir.

ASKERLİK VE EVLİLİK DURUMLARI 

Bir yılını doldurmuş bir işçinin kıdem alması zorunlu bir durum olduğu için normal bir durum. Evlenme nedeniyle feshi hakkı verir mi? Sorusunun cevabı başkaca özelleşmedikçe hayır. Annelik verir ama evlenmek vermez. Doğum nedeniyle ayrıldığı zaman kıdem tazminatı alabilir.

İŞVERENİN KIDEM TAZMİNATI ÖDEMEDİĞİ DURUMLAR 

İş verenin kalıplaştırdığı şeyler var. Oda işte devamsızlık tutanağı tutup üst üste 3 gün sonra gidip ihtar çekip gelmedi tutanak tuttuk, haklı nedenle fes ediyoruz. Güveni kötüye kullanacak şeyler hırsızlık olabilir, ağır ihmal olabilir, çalışma arkadaşlarıyla yaşamış olduğu tartışma olabilir, işyerinde huzursuzluk oluşturuyor olabilir. Bu tarz durumlarda %100 bunu doğru yapabilecek bir işveren mümkün değil yapsa bile kanunda bu %100’lüğün karşılığını bulması bence mümkün değil. Dolayısıyla işçi ihtarı çekip hakkını alabiliyor. Burada işverenin iftirası da çok önemli değil. İşverenin o savunmayı almaya çalışması da önemli değil. Bir liyakat zedelenmesi olduğu için bence de itibar edilmemeli. Yargılama da herkes hakkını arayabilir. Bir hakim nezdinde olayın doğrusu daha net bulunur. İşverenin fesihleri çok daha zor. İşçinin feshi çok daha kolay. Çünkü işçinin haklı bir sebep üretmesi şu an ki çalışma şartlarında çok mümkün ama iş veren açısından da çok dar bir alanda.

BORA KARA 

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.