Siyaset toz duman...

Abone Ol

Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasındaki derin kriz, siyaseti de oldukça gerdi.
Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, partisinin grup toplantısında Anayasa Mahkemesi’nin ya kapatılması ya da yeniden yapılandırılması görüşünü yinelerken, Başkan Zühtü Arslan’a yönelik, “Türk devletiyle uğraşma, cesaretin varsa Kandil’e git” demesi, çok ama çok düşündürücü ve talihsiz sözlerdi.
AYM Başkanı’nı zillet ittifakının yüksek yargıya yuvalanmış hastalıklı kolu olmakla suçlayan Bahçeli’nin salvoları, bir Yüksek Mahkeme Başkanı’na bugüne dek eşi benzeri görülmeyen en ağır eleştiriydi.  Yüksek yargıda başlayan tartışma boyutunu büyüterek siyasetin de gündemine oturttu. Salvoların havada uçuşması, ağır eleştirilerin gırla gitmesi, siyasetin dili ülke adına üzücü.
Amaç yeni anayasa yapmak, AYM’yi kapatmak ya da yeniden yapılandırmak olsa bile yüksek yargı organının başkanına “Kandil’e git” demek, çok ağır oldu. Sırf Can Atalay  ve önceki ihlal kararlarından ötürü  AYM’yi hedef tahtasına oturtmak, ekonomi için de kaygı verici. 
İki yüksek mahkeme arasında yetki krizi, siyasetin dilinin sertleşmesi, AYM kararlarının görmezden gelinmesi karşısında hangi yabancı yatırımcı, ülkeye gelir? Hazine ve Maliye Bakanı  Mehmet Şimşek, yurt dışında yatırım için harıl harıl arayış içinde iken bu tablo karşısında yabancı sermaye ne denli güven duyar?
 İşsizliğin ilacı istihdamın artması için yerli ve yabancı yatırıma şiddetle gereksinim olduğu dikkate alındığında, son gelişmeler ne yazık ki ülkemiz adına olumsuz ve üzücü.
AYM ve kararlarından, bireysel başvuru hakkında yakınılıyorsa, yeni anayasa amaçlanıyorsa bunun yolu da belli. TBMM’de 400 milletvekilinin desteği ile anayasada değişiklik yapar ya da 360 vekilin onayı ile değişikliği halk oylamasına götürürsün.
Bu yöntem belli iken 2012 yılında hayata geçirilen bireysel başvuru üzerinden AYM kararlarını sert dille kınamak, başkana “cesaretin varsa, Kandil’e git” demek hiç şık olmadı.
CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Özgür Özel, anayasa değişikliği arayışına kapılarını kapatarak, iktidarı İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Saadet ve Demokrat partileri ile baş başa bıraktı.
Özgür Özel’in bundan böyle emekçi ve emeğin yanında  daha fazla yer alacakları, CHP’nin temelini oluşturan 6 oka sımsıkı sarılacakları açıklaması parti tabanına yönelik anlamlı mesajdı. Görünen o ki, Özgür Özel ile birlikte CHP kuruluş ayarlarına dönmeye başladı...