Türkiye; tüm dünyada olduğu gibi iki yıllık pandemi süreci ve sonrasında yaşanan Rusya - Ukrayna savaşıyla birlikte küresel krizi, en ağır şekilde hissediyor.

Son 100 yılın en ağır küresel kriziyle karşı karşıya kalan ülkemizde daha önceleri yatırımcılar ve ticaretle uğraşanların yani iş insanlarının krizi fırsata çevirme şeklinde söylemleri olurdu. Reklamlar, yatırımlar vs gibi unsurlarla, ekonomik krizi normal ve adabınca kendilerinin ve milletin yararına fırsata çevirirlerdi...

Geldiğimiz noktada ise özellikle ülkemizde pandemi döneminde kendini hissettiren bir unsur ortaya çıktı serbest piyasayı, serbest ahlaksızlık anlayan büyük bir yapı...

Neler yapıldı kısaca bir hatırlayalım...

Ülkemizde en çok tüketilen ürünlerin başında gelen yumurta ile başlayan ardından sıvı yağ ile devam eden bir süreçle karşı karşıya kaldık.

Kısa ve küçük örneklerle; kişiler, firmalar, üreticiler daha hiçbir ekonomik kaygı yokken hepimiz evlerimizde pandeminin geçmesini beklerken, tek tuşla 6 TL'den yumurtayı 18 TL'ye , 49 TL'den sıvı yağı 150 TL'ye varan fiyatlara yükselterek, kendilerince pandemiyi milletin sırtından, alın terinden fırsata çevirmeye başladılar. Buna benzer birçok örnek verilebilir, lakin hepimiz zaten biliyor görüyor ve hissediyoruz.

Bakıldı ki, milleti soyan, kanını emen bu tür haksız kazançlara karşı devletin hiçbir mekanizması bir refleks göstermiyor denetim yok, sistem yok, sesini çıkaran yok, dolayısıyla birçok fırsatçının da iştahı kabardı.

Devletimizin, milletine yapılan bu soyguna karşı hamlesi ise memura, asgari ücrete, emekliye tarihi zamlar yaparak denetimsizlik ve sistemsizlikten doğan bu durumu, ek zamlar vererek düzeltmeye çalışmasıydı.

Düzeldi mi? 

Elbette hayır. Devletimizin işçiye, emekliye, memura yaptığı zamlar nedeni ile nasılsa yapanın yanına kâr kalıyor mantığı güden bir kesim, bu sefer de bin liraya kiraya verdiği evini 4 bin liraya, 2 bin liraya kiraya verdiği evini 7 bin liraya çıkardı. Yetindiler mi? Elbette hayır... Gece evinde oturup çayını içerken, 20 bin liralık aracını 100 bin liraya, 100 bin liralık aracını 300 bin liraya tek tuşla çıkardılar...

Tanınmış giyim, beyaz eşya ve mobilya firmaları ise sözde indirim bahanesi ile etiket fiyatlarını yüzde 300'e varan artışlar yaparak adeta milleti dolandırmaya ant içmiş vaziyette soygunlarına devam etti ve ediyor...

Yani, geldiğimiz süreçte ekonomik krizi fırsata, ahlaksızlığa çeviren bir cenahla karşı karşıya kaldık.

Bunu yapanlar kadar, yaptıranlar ve müsaade edenler de bir o kadar suçludur...

Hemen hemen her konuda, denetimsizliğin had safhada olduğu ülkemizde, kiminin vicdanına, kiminin tutturabildiğine, kiminin can sıkıntısı ile elindeki cihazlarla yaptığı bu saçma sapan düzene, bir an evvel müdahale edilmesi ve bu asil, kahraman milletimize reva görülen bu sistemin değişmesi temennisi ile...