Bartın Üniversitesi Tarih ve Edebiyat Kulübü tarafından düzenlenen ‘100. Yılında Çanakkale Zaferi’ panelinde konuşan Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Haluk Selvi, Avrupa’da yaygınlaşan İslamofobi’nin Türklerin balkanlara girmesiyle başladığını, Çanakkale Savaşıyla da had sahaya ulaştığını söyledi.
Bartın Üniversitesi Tarih ve Edebiyat Kulübü tarafından Çanakkale Zaferi ve Şehitlerini anmak için “100. Yılında Çanakkale Zaferi Paneli” düzenledi. Üniversitenin konferans salonunda düzenlenen panelin oturum başkanlığını Bartın Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan yaptı. Panelin açılışında konuşan Rektör Kaplan, Çanakkale Savaşı’nın tarihin kaydettiği en şanlı savaş olduğunu belirterek, 251 bin 309 şehit ile tarihi yeniden şekillendirildiğini söyledi.
“KORKUNÇ BİR TABLO VAR”
Rektör Kaplan, savaşın hiç istenilmeyen bir olgu olmasına rağmen gerçekleştiğini kaydederek, “İnsanın olduğu yerde iyilikte kötülükte her zaman var olacaktır. Biz bunu bilmemize rağmen diliyoruz ki, insanoğlunu yücelten davranışlar, düşünceler ve tutumlar dünyanın yönetiminde egemen olsun. İnsan kaybı açısından baktığımız da Çanakkale Savaşı’nda her iki taraftan da korkunç bir tablo ortaya çıkıyor. Cephede doktorlar, öğretmenler, mühendisler ve diğer birçok meslekten insan yok oldu. Dileğimiz, bu tabloların yeryüzünde hiç yaşanmamış olmasıdır. Çünkü yüce buyruk doğrultusunda bir insanı yaşatan bütün insanlığı yaşatmış gibidir. Bir insanlığı öldüren de bütün insanlığı öldürmüş gibidir” dedi.
İSLAMİFOBİ’YE DİKKAT ÇEKTİ
Açılış konuşmasının ardından konuşan Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Haluk Selvi, Birinci Dünya Savaşında Osmanlı Devleti’nin gayrimüslim politikalarıyla ilgili bir konuşma yaptı. Günümüzde bazı çevrelerce dünyadaki büyük problemlerden biri olarak görülen ‘İslamofobi’ konusuna değinen Selvi, “Yunan bağımsızlık hareketi 20. yüzyılda tam manada bir Hristiyanlık hareketi olarak ortaya çıktı. Bu devletin çıkmasında cereyan eden hadiseler Bulgar ayaklanmasında, Sırp ayaklanmasında, Romen ayaklanmasında aynı şekilde devam etti. İslamofobi dediğimiz yaklaşım Türklerin Balkanlara girmesiyle başladı, hatta Endülüs’e çıkmamızla başladı. Birinci Dünya Savaşı sırasında ise zayıflamış bir İslam devleti ortamında en hat safhaya ulaştı” diye konuştu.