Müslüman kimliğine
bürünüp,
İslam'ı
karalamaya
çalışanların çoğu,
yabancı
istihbarat servislerinin
işbirlikçileridir!..
Geçmişte, 1800'lü yıllarda,
Amerika'dan
İslam
dini üzerinde
yıllarca çalıştırılmış
ve bir Müslüman gibi yaşamaları
öğretilmiş
yüzlerce
yabancı genç,
Anadolu'ya gönderildiğinde,
amaç neydi?..
Yahudiliğin yayılması için
Müslüman olduğunu söyleyip, Müslüman gibi ibadet eden gizli Yahudilerin
lideri
Sabatay Sevi'nin
Osmanlı Sarayı'nda görevlendirilmesinden
sonra
icraat ve söylemleriyle
İslam'ı yozlaştırma
çabaları kimler içindi?..
Bir zamanlar Milli Mücadele'de
karşı safta olup;
"Gavur" dedikleri
Yunanlıların,
Müslüman kadınlara
tecavüz etmelerine
sessiz kalanlar, 
kimlere hizmet etti?..
Geçmişteki
Güneydoğu Anadolu'daki
kalkışmalarda
ön saflarda yer alan
tarikatları
kimler besliyordu?..
Çıplak kadınlarla
TV'lere çıkıp,
İslami
değerlerle alay edercesine
görüntü verenler
gücü nereden alıyor;
parayı kimden
temin ediyordu?..
Sapkın birtakım
ilişkilerle
İslamiyet ile ilgisi olmayan
davranış biçimlerini
ortaya koyanlar;
bu eylemleriyle
Müslümanları
topyekün "zan" altında
bırakmadı mı?..
Bu zavallılar;
Kur'ân-ı Kerîm ve tecvid, Arapça, tefsir, akaid, kelâm, din dersleri, fıkıh usulü, siyer ve ahlâk, hadis ve hadis usulünün 
öğretildiği
İmam Hatip Okulları'na
neden karşı çıkıyordu?..
Akılları sıra meydan boş kalacak,
bunlar da
hurafelerle
"rant" peşinde koşacaktı...
6 yaşındaki bir kız çocuğunun evlendirilmesiyle başlayan ve 
Müslümanları
bütün dünyada zor durumda
bırakan olayı
her boyutuyla ele
alan çok sayıda
köşe yazısı okudum, tartışma da izledim...
Bu meseleye din içinde
kılıf arayanlar
kadar, bu olay üzerinden
dolaylı olarak İslamiyet'i eleştirmeye kalkışanlara da
çok öfkelendim...
Yazıklar olsun!..
İslam'da yeri olmayan
birtakım eylem ve söylemlerle
devletin ilgili kurumlarının
yanı sıra,
inançlı
insanların da
mücadele etmesi gerekir!..
Bu da Kur'an'ın ilk emrinde 
belirttiği
gibi "okumak" ile olacaktır!..
Bana göre, bu tartışmalar sırasında
en doğru ve yürekli sözü, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi
Emine Erdoğan söylemiştir:
"Çocuk istismarı, insanlık dışı bir suçtur, sapkınlıktır! Hiçbir dine, ahlaka, geleneğe sığmaz, mazereti kabul edilemez. Bu suçu işleyen, göz yuman, sessiz kalan herkes hesap vermelidir. Sürecin ben de takipçisi olacağım. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum"...
Lafı eveleyip geveleyip
ne konuştukları anlaşılmayan tipleri
görünce,
cesur ve doğru çıkışı nedeniyle
Emine Erdoğan'a "helal olsun"
deme gereğini hissettim... 
Haydi şimdi 
görelim bakalım;
sessiz kalanları,
göz yumanları ve ihmali olanları...