Kutsal
kitabımız
Kur'an-ı Kerim'i
yakan ırkçı meczuba
"ifade özgürlüğü" kapsamında
izin veren
İsveç;
bazı Müslümanların
İsrail Konsolosluğu önünde
"Tevrat" yakma eylemine
aynı 
refleksle bakmadı
ve gösteri yapılamadı...
Doğrusu da buydu...
Ancak,
İsveç'in
iki yüzlü bakış açısı
yanlıştır elbette...
Ne var ki,
anlaşılamayan
bir durum var ortada...
O da
Müslümanların
kutsal bir
kitabı yakmak için
eylem yapmak istemesidir!..
Nerede kaldı;
Allah'ın varlığına,
meleklerine,
kitaplarına,
peygamberlerine ve
ahiret gününe inanmak?..
Kur'an-ı Kerim'i
yakmak ya da
hakarette
bulunmak
ne kadar kabul
edilemezse;
bu eylemler
Tevrat ve İncil'e de
yapıldığında
tepkiler farklı olamaz!..
Bize öğretilen
budur!..
Yoksa,
bu millet
çocuklarına,
İsa ve Musa 
adını verir miydi?..
Oğluna Tevrat
adını
koyar mıydı?..
Yapmayın Allah aşkına!..
İslamın temeli;
adalet, barış ve kardeşliktir!..
Böyle bir dine mensup insanlar,
nasıl olur da
provokasyonlara gelip,
barışın temelini
dinamitlemeye
kalkışır?..
Ülkeleri
yönetenler,
bu inanç sistemi içinde
dini hassasiyetleri kaşıyacak davranışlardan
kaçınmak zorundadır!..
Yoksa, 
dünya 
kaotik bir ortama
sürüklenir ve
herkes zarar görür!..
Öyleyse;
ne Kur'an
ne Tevrat ne de İncil yakılsın!..