"Yüzyılın felaketi" olarak tanımlanan
depremde,
aksaklıklar
olmasına
rağmen
devlet-millet
el ele
yaraları
sarmaya
çalışıyor...
"Aksaklık" denilince
birileri,
itiraza kalkacak
ama
pek çok konu
çözüm bekliyor...
Mesela, değişik meslek gruplarından
bölgeye giden
arkadaşlarımla görüşürken,
kimi yerde
gıda
fazlalığı
kimi yerde de
sıkıntı yaşandığı
bilgisini aldım...
Bazı bölgelerde
bulunamayan
suyun
bazı yerlerde
kolilerle
yol
kenarlarına
bırakıldığını
öğrendim...
Bunun nedenini
biliyorum...
Defalarca izah edildiği halde,
AFAD ve Kızılay başta olmak üzere
ilgili kurumlara bilgi verilmeden
yardımların 
bölgeye gönderilmesi,
bu karışıklığa neden oluyor...
Böylece istismarcılara da
fırsat doğuyor...
İletişim olmadan
gönderilen yardım TIR'larının
önünü kesip,
yağmalayanların
görüntüleri de
sosyal medyada paylaşılıyor...
O bölgede bulunan
arkadaşlarımla yaptığım görüşmede,
ciddi biçimde tuvalet sorunu bulunduğuna,
gündüz saatlerinde
kesif bir kokuya 
dikkat çekilirken;
akaryakıt istasyonlarının
tuvaletlerinin de su olmadığı için
kapatıldığı vurgulandı...
Bir arkadaşım, "TV'lerde
görülenlerden
daha ağır
tablo olduğunu"

söylerken, durumu
"Anlatılacak gibi değil"
diye özetlemişti...
En büyük ihtiyacın
mobil tuvalet,
çadır ve yakacak
olduğunun da altını 
çizmişti...
En kahredici durum ise
hırsızlık ve yağma
olayları...
Devletin polisi-jandarması
önlem alıyor ama
hırsızla, uğursuzla
baş etmek öyle kolay 
değil!..
Kimileri, milletin canıyla boğuştuğu bir sırada,
evlerden altın ve ziynet eşyası
çalarken
kimileri de
marketler başta olmak üzere
dükkanları
yağmalayıp, içindekileri
kamyonlara yüklüyor...
Deprem bölgesinde olduğu kadar bütün ülkede infiale 
yol açan
bu durumda,
birilerinin 
ayağının kayması (!) ya da merdivenden düşmesi (!)
elbette toplumda
normal karşılanıyor...
Az bile bence...
Hırsızın Türk'ü, Kürdü ve Arabı olur mu?..
Bu ahlaksızların
merdivenden düşmesi ya da
ayağının kaymasında
sorun yok!..
Muz kabuklarını
koyanların
elleri dert görmesin!..
Market, ev ya da TIR'dan
ihtiyacı kadar gıda maddesi
alanla hiç kimsenin bir derdi 
bulunmuyor zaten!..
Bu ne yağma ne de hırsızlık sayılır!..
İsyan; yağmalarla
kamyonları
yükleyip,
TIR'ları
kendi depolarına
boşaltanlaradır...
Her depremde
böylesine
olaylar
olurdu ama
bu kez karşımızda
acımasız bir yapı var!..
Burada dikkat
edilmesi gereken
konu;
suçluyla 
suçsuzu ayırmaktır!..
Yalan yanlış bilgilerle
kasti olarak
masum insanları
suçluymuş gibi göstermek 
büyük günahtır!..
İnançlı insanlar
şunu çok iyi biliyor...
Rabbimin işini yarına bırakıp da
yanına bırakmayacağını
ve hiç kimsenin yaşattığını yaşamadan
bu dünyadan ayrılmayacağını...
Kimler neydi, ne oldu?..
Bu da mı ders değil?..