Kur'an'ın kimler tarafından okunabileceği ve okuyacakların değişik durumlarını, bu bölümde ele almak istiyoruz. Ancak ezbere ve dua maksadı ile okumaya yer vermeyeceğiz. Çünkü ele alınıp okuyorsa, ezbere her durumda okunabileceği açıktır: Özellikle dua maksadıyla ve her durumda Kur'an'ın ezbere okunabileceği İslam hukukçularının çoğuna göre uygun görülmüştür. 1.KİŞİNİN İNANÇ DURUMUNA GÖRE KUR'AN'I ELE ALIP OKUMASI Kur'an okuyucularını önce inanç durumlarına göre gruplandırabiliriz- a)Müslüman olmayanlar b)Müslüman olanlar a.Müslüman Olmayanların Kur'an Okuma Durumları İslam Hukukçuları, "Kur'an Okuma" konusunda kafirleri, münafıkları, inançsızları (ateistleri) ve kitap ehlini İslam bilginlerinin çoğu, "Kur'an'ı ele alıp okuyamayacakları" görüşündedirler. Kafirlerin, münafıkların, Yahudi ve Hristiyanların Kur'an'ı duymalarını kolaylaştırmak gerektiğini ve zorlaştırmanın ONLARIN MÜSLÜMAN OLMALARINA yardım olacağını bildiren ayet vardır. Her ne suretle olursa olsun Kur’an okunmasına engel koyanların yüce Allah’ı inkar edenlerin durumuna düşeceğini yüce Allah şöyle açıklamaktadır: “İnkar edenler dediler ki: “Bu Kur’an’ı dinlemeyin, o (okunduğu)nda gürültü edin, (böylece onun anlaşılmasına engel olun), belki ona galip gelirsiniz (başka türlü onunla başa çıkmanıza imkan yoktur)” (Kur’ân Fussilet 41/26) İslam alimlerinin, Hz. Peygamberin "Kur'an (mushaf) ile düşman yurduna gitmeniz yasaklandı. Çünkü (Kur'an'ın) düşman eline geçme korkusu vardır" (e'1-Buharî, e'1-Câmi'u's-Sahîh, Cihâd, 129; e'1-Müslim, e'1-Câmi'u's-Sahîh, Kahire, 1956, İmaret, 92-94) hadisine dayanarak okumalarını engellemeye delil olamaz. Bu hadis, savaş esnasında olan duruma yöneliktir. İbn Zeyd sanıyorum ki, Kureyş kafirlerinin "bu Kur'an'ı ona (Hz. Muhammed'e) şeytan indiriyor" demelerine, yüce Allah'ın cevabı "Ona ancak temiz olanlar, yani, melekler dokunabilir" ayetidir" demektedir ( İsmail b. Kesir (İbn Kesir) Tefsiru'l-Kur'âni'l-'Azîm, e't-Tab'atu'r-Râbi'a (Dördüncü Basım), Kahire, 1956 (1375), C. 4, s. 298.) Bu anlamda, elimizdeki Kur'an'a mecûsi, kafir ve münafık dokunabilir ve onu okuyabilir. Taberi'nin aktardığına göre, Katade şöyle der: "Allah indindeki kitaba ancak temizler/melekler dokunabilir. Dünyada elimizdeki Mushafa, Mecusî, Müşrik, Münafık,Kafir dokunabilir. İbn Mes'ûd'a göre ise, onlar el süremezler (e't-Taberî,, Câmiu'l-Beyân 'An Te'vîli Âyi'l-Kur'ân e't-Tab'atu's-Sâlise (Üçüncü Basım), Mısır, 1968 (H.1388), C. 26, s. 2059; e'1-Bağdâdî, Ruhu'l-Me'ânî Fî Tefsîri'l-Kur'âni'l-'Azîm Ve's-Seb'u'1-Mesânî, İhyau't-Tirâsîl-Arabiyy, Beyrut, Bty, C. 27, s. 154). Kur'an'ı müşrik ve münafıkın ele alabileceğine delil olarak, Rasûlun Kayser'e gönderdiği mektuba dayandırılır. Bazıları "fakat bu mektup zaruret halidir, hüccet olamaz" diyerek bu görüşe karşı çıkarlar ( e'l-Kurtûbî, e'l-Câmi', C. 17, s. 225) Sonuç olarak, bugün geçmişle sıralanan görüşlerin geçerliliğini yitirdiğini, en azından bugünün ihtiyaçlarını karşılayamadığını görüyoruz. Çünkü, inanmayanları İslama, Allah yoluna davet etmek farzdır. Davet ise, onlara Allah'ın insanlığa verdiği bilgi olan Kur'an'ı okutmakla başlar. Onlara Kur'an'ı okutmayı engellersek, onları ne ile İslama davet edebiliriz? Elimizdeki Kur'an'ı kafir, putperest ve inanmayan tutmaktadır. "Kafirin Müslüman olması için, tutmak, okumak, anlamak imkanı Kur'an tarafından kendisine verilmiştir" (Hüseyin Atay, Kur'an'a Göre Araştırmalar I, Ankara, 1993, s. 30) Öte yandan, inanmayanların dokunması veya okuması ile doğrudan ilgili bir ayetin olmadığını söyleyenler vardır (Hüseyin Atay, Kur'an'a Göre Araştırmalar I, Ankara, 1993, s. 50) Kur’an’ı anlaşılmasını engellemeye yönelik her yorum her hareket başını Velid b. Muğire'nin çektiği Mekkeli müşrik Arap kabilelerinin Hz. Peygamberin ve sahabenin Kur'an okumasının etkisinde kalmalarını engellemek için "Kur'an'ı dinlemeyi ve duymayı" boykot edip, gürültü yaparak dinlememek kararlarına benzetebiliriz.(Ali Himmet Berki ve Osman Keskioğlu Hâtemu'l-Enbiya Hz. Muhammed ve Hayatı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 11. Baskı, Ankara 1986, s. 100-101). Çok acıdır ki, İslam bilginleri bazen konuları ince eleyip sık dokuyup aşırı hassas olmaktan böylesine, İslamın özüyle tutarsız sonuçlara varabiliyorlar. Kaldı ki, Hz. Ömer, Müşrik haliyle Kur'an'ı dinlemiş ve ondan sonra Müslüman olmuştur. (Neşet Çağatay, Başlangıçtan Abbasilere Kadar, (Dini-İctimaî-İktisadî-Siyasi Açıdan) İslam Tarihi, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1993, s. 180-181). Bu gerçek olayı bile, bu 11-12. yüzyıl İslam alimleri nasıl anlamışlardır, aklın alacağı iş değildir. Çünkü, otoriter geleneksel bir çevre, kaçınılmaz olarak, tüm bilgilerin değişmez, tüm kitapların ezberlenmesi ve belli oranda saygı duyulması gerektiği şeklinde bir toplumsal koşullanma içerir" (Pervez Hoodbhoy, İslam ve Bilim (Bağnazlığa Karşı Akılcılığın Savaşımı), Çev.: Eser Birey, Cep (Düşün) Kitapları, 2. Baskı, İstanbul, 1993, s.183). Oysa, İslam'da koşullanmanın hiçbir türü, hoş görülmemektedir. Sürekli koşuşturma ve çaba, inançlılığın arkasından istenmektedir. Bu çabaların bilinçli olması ön koşuldur. Bilinç ise, dini anlamda Kur'an okumakla elde edilir. Eğer inanmaya çağırdığınız insanlara, Kur'an okumayı yasaklarsanız, onları Allah yoluna ne ile ve nasıl çağırırsınız? *** MASKEYİ TAM TAKIN BURNUNUZ AÇIK OLMASIN. MÜSLÜMANSANIZ BUNU YAPINIZ. KENDİNİZE VE BAŞKASINA ZARAR VERMEYİNİZ! MASKE TAKMAK YETMEZ. SOSYAL MESAFEYİ DE KORUYACAĞIZ. TEMİZLİK (HİJYEN) İMANIN YARISIDIR buyuruyor Peygamberimiz Hz. MUHAMMED SAV. Yüce Allah’ın buyurduğu وَلَا تُلْقُوا بِاَيْد۪يكُمْ اِلَى التَّهْلُكَةِۚۛ “Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız” ayetini unutmayınız. (Kur’ân: Bakara 2/195) Sıkıntılarımızı giderecek bizi MİLLETÇE Covid-19’dan ve başka sıkıntılardan kurtaracak ve de kucaklaştıracak Odur O(Hu Allah Hu).