Dar ve sabit gelirlilerin başını sokabileceği bir konut alabilmesi artık mümkün değil.
Son 1 yılda inşaat girdi maliyetlerinde döviz kurlarındaki rekor yükselişe koşut yüzde 200 - 400 arasında artış oldu. Temel kalemlerden demir ve çimentoya yüzde 200’ü aşkın zam geldi. Fahiş  arsa fiyatları da eklendiğinde konut ederleri dudak uçuklatacak rakamlara ulaştı.
Girdi maliyetlerindeki rekor artıştan ötürü, yeni binalar yapılamıyor. Yani arzın kıt, talebin çok olması mevcut konut fiyatlarını şaşırtıcı şekilde yukarı fırlatıyor. 
Denetlenemeyen serbest piyasayı fırsat olarak kullanan açıkgöz yapsatçılar girdi maliyetlerindeki yüksek artışı öne sürerek 80-90 metre karelik bir daire için bile 2-3 milyon lira isteyebiliyor. Metrekare arttıkça, iller ve semtlere göre fiyatlar katlanarak artıyor. 2 çocuklu çekirdek ailenin rahatça yaşamını sürdürebileceği konutun fiyatı yerine ve semtine göre 5-6 milyon liraya kadar yükseliyor. 50-60 yaşında olan ve kentsel dönüşümü bekleyen eski binalardaki konutlar için bile kapı 1.5 ile 2 milyon liradan açılıyor.
Başıboş bir düzensizlik ve denetimsizlik egemen emlak piyasasında. İsteyen müteahhit kafasına göre para istiyor. Hiç eyvallahları yok. Zira parası bol bir avuç zenginlerin yatırım amacıyla bu konutları alabileceğini öngörüyorlar ve bekledikleri gerçekleşiyor. Günümüzde lüks olsun, site içinde olsun veya olmasın konut sahibi olabilenler emeği ile geçinen memur, işçi ve emekli değil, yüksek dövizle parasına para katan tuzu kurular ve sermaye kesimi.
Bilindiği gibi, siyasi irade tarafından bir süre önce konut kredisi kampanyası başlatıldı. Çekilen milyon liralık tutara göre aylık ödemeleri 14 bin ile 28 bin lira arasında. Bu tutar karşısında hangi dar gelirli bankadan kredi çekerek ev sahibi olabilir? Eline geçen en çok 10 bin lira maaşla işçi ve memur yüksek taksitleri nasıl ödeyebilir?  Bırakın taksit ödemeyi her gün zamlanan temel tüketim maddelerini alabilmekte bile zorlanıyorlar. Emekli ve asgari zaten ücretli bu kampanyanın yanından geçemez. 
Sonuçta, fiyatlar düşmedikçe, piyasa dizginleşmedikçe bir zamanlar “orta direk “diye övünülerek nitelendirilen, günümüzde ise yok olan sabit gelirli kitlenin ev sahibi olabilmesi artık hayal.
Konut satış fiyatlarının yanı sıra kiralar da uçtu. Bazı mülk sahipleri kiraya verecekleri konutlar için inanılmaz rakamlar talep ediyor. Çok küçük ve eski dairelerin kirası 6-7 bin lirayı buldu. Böylesine acımasız satılık konut ve kira piyasası mevcut. 
Ev sahipleri bu başıboşluğu kullanarak piyasada istediği atı oynatabiliyor, korkunç kira isteyebiliyorlar öğrenciden, memurdan işçiden ve emekliden. Yıllardır evlerinde oturanları bile basit ve inandırıcı olmayan nedenlerle boşaltmaya ya da kirayı yüzde 200-300’e varan oranda artırmasını iletiyorlar. Gariban kiracı bu tablo karşısında kara kara düşünüyor. Çıksa ayrı dert çıkmasa ayrı. Zira piyasada bütçesine göre kiralayacağı ev yok.
Dar ve sabit gelirli milyonlarca insanı cendere altına alan bu düzensizliğin kontrol altına alınması şart.  Ayrıca siyasi iradenin her yurttaşın ulaşabileceği uygun konut yapımını teşvik etmesi kaçınılmaz. Yoksa garibanlar ezilmeye ve sürünmeye devam eder...