Açgözlü işletmeciler, halkın malı kıyıları işgal ederek oluşturdukları plajlara para ile müşteri alıyor.
Sanki tapulu malı imiş gibi kıyı yasasına aykırı belediyelerden kiraladığı kumsalları, birtakım  düzenlemeler sonrası  “beach” tabelası asarak keyfine göre uçuk fiyatla işletmeye açıyor. Çevresini teller ve barikatlarla kapatıyor Bazı belediyeler bunlara ne yazık ki çanak tutuyor. 
Özel locası, yatı, sandalı, her türlü içecek ve yemeğin bulunduğu, dar ve sabit gelirlilerin kesinlikle giremeyeceği plajlar, sosyetenin yazlık mekanı ve magazin medyasının görseli haline dönüştü. 
Geliri yerinde olan müzik ve spor camiasının önemli isimleri buralarda boy gösteriyor, medyaya danışıklı pozlar veriyor.  Para şımarıklığı bu gibi yerlerde bolca görülüyor.
Turizmin gözbebeği Bodrum, Çeşme, Datça, Marmaris, Foça, Ayvalık, Antalya gibi kentlerde halka açık olması gereken kıyılar, rant uğruna birilerine peşkeş çekiliyor.  
“Beach” denilen ve üst gelir düzeyindekilerin girebildiği sahillerde giriş ücretleri 2.500-3.500 lira arasında değişiyor. İşletmecilerden biri geçende pişkince  “Buraya zaten varlıklılar geliyor ve para harcamayı seviyor” diyerek televizyona açıklama yaptı.  Yani “ Biz zaten varsıllara hizmet ediyoruz, yoksullar buralara girmez” demek istiyor. Aslında doğru, asgari ücretli, emekli, memur ve işçi nasıl verebilsin o parayı.
Halk, artık bu  duruma sessiz kalmıyor, tepkisini “ havlu seriyoruz” eylemi ile gösteriyor. 
Yunanistan’ın Paros Adası’ndan Türkiye’ye sıçrayan, işletmelerin plajları işgal etmesini protesto etmek için başlatılan “Havlu hareketi” yaygınlaşıyor. Halk, kendilerinin olan sahillerin işgal edilmesini, pahalı plajlara dönüştürülmesini  protesto için Datça, Çeşme, Ayvalık ve Foça’da  “Kıyılar sermayenin değildir” sloganı ile yürüyüş yaptı, havlularını sahile serip güneşlendi. 
 Yahu, orası halkın malı. Kıyılara, plajlara ücretsiz ulaşmak her bireyin anayasal ve yasal hakkı. Hangi gerekçeyle işgal edebiliyorlar o güzelim yerleri. 3621 sayılı kıyı yasası, deniz, göl ve akarsu kıyılarının topluma açık olmasını ve yararlanmasını öngörüyor. Hal böyle iken doğa harikası kıyılar parası olanın yararlanabildiği alanlar haline dönüştürülüyor.
Belediyeler,  toplumun aleyhine olan ve denizlerden yararlanma özgürlüğünü engelleyen bu ucubeliğe “dur” demeli.
Tarihçi yazar İlber Ortaylı da kıyıların işgaline isyan ediyor. Hürriyet gazetesindeki köşesinde  “Kıyılar halkındır” başlığı ile kaleme aldığı yazsında, “Ayvalık Altınoluk’ta halk ilk defa kıyıyı korumak için ayaklandı. Bu iptidailik 21. yüzyıla hiç yakışmayacak bir şeydir. 20. yüzyılda bile General Franco böyle bir girişim yaşatmamıştır” diyerek sahillerine sahip çıkan halkı destekledi...