Trabzon’da  kas erimesi hastalığıyla düyaya  gelen milli raket Abdullah Öztürk okula başladığında rahatsızlığı ilerledi, tekerlekli sandalyeye bağımlı oldu. Köyde eğitim imkânlarının azlığı nedeniyle 8 yaşında Ankara’ya taşındı. Ankara'da bir engelli okulunda eğitim hayatını devam ettirdi. Ailesi bir an olsun oğullarından desteğini çekmedi. Öztürk Ailesi önlerine çıkan tüm engelleri birer birer aştı. 

KIRIK Tenis MASASI
Abdullah Öztürk sporla 10 yıl önce tanıştı. Okulda tekerlekli sandalye ile basketbol oynayan arkadaşlarından etkilenen Abdullah'ın, Rio'daki altın madalya yolculuğunun başlangıcı okuldaki kırık dökük masa tenisi masası oldu. Masa tenisi oynamaya başlayan Öztürk, kısa sürede Avrupa ve dünya şampiyonlukları elde etti. 

HASTALIĞINI DURDURDU
Evden bile çıkmak istemezken artık gururla dolaştığını anlatan Abdullah Öztürk, spor sayesinde kas erimesi hastalığındaki ilerlemeyi durdurmayı başardı. Öztürk, “Engelli aileleri, çocuklarını spora yönlendirsin. Kardeşim Ali ile engelimizi sporla aştık. Olimpiyatlarda ülkemizi temsil ettik, madalyalar kazandık. İstedikten sonra her şey mümkün. Engellinin olmazsa olmazı spordur. Derece sorun değil, spor hayatla barışık olmanızı sağlıyor. Bir şeyleri başarmış olmanın verdiği mutlulukla sokaklarda rahatça dolaşabiliyorum. Bazen tanıyanlar çıkıyor, insan mutlu oluyor” dedi.

ASLA PES ETME SONUNDA KAZANACAKSIN
2016 Rio Paralimpik Oyunları’nda Türkiye’ye masa tenisindeki ilk, Rio’daki 2. altınını getiren Abdullah Öztürk, Rio’da finalde Çinli rakibi karşısında geriye düşmesine rağmen, kendine 'Asla pes etme, sonunda kazanacaksın' diyerek toparlandı ve rakibini geriye düştüğü maçta 3-1 öne geçerek şampiyonluk kürsüsüne çıktı. O anları anlatan sporcu, “Rio için 11 aydır ailemden ayrı kaldım. Ama sonunda emeğimin karşılığını aldım. Kazandıktan sonra göz yaşlarımı tutamadım. Tribünde beni yetiştiren hocamla göz göze geldik. Herkes ağlıyordu. İnanılmaz bir duygu” diye konuştu. 

ÇOCUKLARINIZI EVE HAPSETMEYİN
Engelli çocuğu bulunan ailelere de seslenen Abdullah, "Çocuklarınızı eve hapsetmeyin. Yoksa onlara en çok kötülüğü siz yapmış olursunuz. Bu konuda Gençlik ve Spor Bakanlığımız ve Bakanımız Akif Çatağay Kılıç'a tesisleri engellilere uygun hale getirdikleri ve engelleri aşmamız konusunda bize verdikleri destek için çok teşekkür ediyorum. Aileler çocuklarını evlerden çıkarsınlar. Böylece onlara en büyük iyiliği yapmış olurlar. Engelli çocuklarını spor salonlarına getirsinler, sosyalleşmelerini sağlasınlar. Çocuklarınızı sporla tanıştırınki öz güvenleri artsın. Onların bir şekilde kendi hayatlarını kurtarmalarına vesile olun. Engelli çocuklarınıza güvenin” diye konuştu.
 
“BAŞARIMIN TESADÜF OLMADIĞINI KANITLAMAK İSTİYORUM”
Gece gündüz demeden, haftada 5-6 gün, günde 3-4 saat  engellilere özel TOHM merkezinde çalışan milli sporcu, “Başarımın tesadüf olmadığını kanıtlamak istiyorum. Kaybolup giden sporculardan olmak istemiyorum. Hayalim 2020 Tokyo Olimpiyatları'nda yeniden ülkeme altın madalyayı getirmek. Ve bu süreçte en büyük prensibim 'Asla pes etme, sonunda kazanacaksın'. Bunun için çalışıyorum”  dedi.

Kaynak:Milliyet