Emekli, dul ve yetim hükümetin açıkladığı tasarruf genelgesinin  kendilerine “düşük zam” olarak yansımasından kaygılı. 
Tasarruf önlemleri kapsamında emekliye temmuzda 6 aylık TÜFE zammının dışında, refah payı verilmeyeceği savunuluyor. Eğer gerçekleşirse, geçinmekte zorlanan emekli, hayat pahalılığı altında ezilmeye ve sefilleri oynamaya devam eder.
Aynı durum asgari ücretli için de söz konusu. Yılbaşında Türk-İş’in muhalefeti, işveren ve hükümet temsilcilerinin oyları ile net 17 bin 2 TL olarak saptanan asgari ücret, yüksek enflasyondan ötürü satın alma gücünü hızla yitiriyor. Yılın ilk dört ayında gerçekleşen yüzde 18.72 oranındaki enflasyon, memur maaşı ve emekli aylığı ile birlikte asgari ücret de göreceli eridi.
10 bin TL aylığa talim eden emekli ile 17 bin 2 TL alan asgari ücretlinin ateşi düşmeyen hayat pahalılığı altında ezildiği, maddi sorunlar yaşadığı ortada. Hal böyle iken düşük zam politikası ile onlardan tasarruf yapmak vicdanları incitir. Emeklinin, memurun, asgari ücretlinin kemer sıkacak hali kalmadı. Zira kemerde delik yok artık. 
Memur ile emekliye temmuzda toplu sözleşme ve enflasyon zammı verilecek. Eğer siyasi iradenin kararı değişmezse asgari ücretli artış için 1 Ocak 2025’i bekleyecek, zamlı ücret şubat 2025’te eline geçecek. Bu uzun sürede mevcut para iyiden iyiye kuşa döner.     
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, asgari ücrete temmuzda ara zam yapılmayacağını yineleyerek, milyonların umudunu kırdı. Ancak temmuza 1.5 ay daha süre olduğu dikkate alınırsa, köprünün altından çok sular akar. Kamuoyu baskısı ve sendikaların yoğun talebine ne denli direnebilir hükümet? Aslında asgari ücrete ara zam yapılmasında, emekliye refah payı verilmesinde son karar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katı inadı kırılırsa, milyonların beklediği zam gelir.        
16 milyonu aşkın emekli, dul ve yetim yılın ikinci yarı zammı için bir yanda temmuz ayını sabırsızlıkla beklerken, diğer yanda 3 bin TL tutarındaki bayram ikramiyesinin Kurban Bayramı öncesi hatırı sayılır oranda artırılmasını istiyor.
3 bin TL’lik ikramiyenin yetersiz kaldığı, temel gereksinimleri bile karşılamadığını Şeker Bayramı’nda bizzat yaşayarak gördü emekli. Hiç olmazsa Kurban Bayramı öncesi ödenecek ikramiye en az 5 bin TL’ye yükseltilmeli. Yetmez ama az da olsa soluklanmalarını sağlar. Bu para ile kurban kesmeleri olanaksız ya.  Aslında emekli kurbanı unutalı yıllar oldu.  
Yılın ikinci yarısında olası yüzde 25 oranındaki TÜFE zammının yanı sıra, mutlaka refah payı da verilmesini umutla bekliyorlar. 
17 bin 2 TL tutarındaki aylığı her geçen gün eriyen asgari ücretli de ara zamma odaklandı. Hükümetin üst üste “ara zam yok” açıklamasına karşın umutlarını koruyorlar. Şubat 2025’e dek mevcut ücretle geçinebilmek mümkün mü? Asgari ücretli için de temmuzda ara zam kaçınılmaz.
Tasarrufa giden hükümet, israfın ve şatafatın sorumlusu olmayan gariban kitlenin talebine kayıtsız kalmamalı, düşük zamma mahkum etmemeli.
Hükümetin üç yıl süre ile uygulayacağı paketten memur ve diğer çalışanlar olumsuz etkilenecek. Tasarruf adına servisler sonlandırılacak, onun yerine kamu çalışanına toplu taşıma kartı verilecek. Kartın kotası bitince memur ulaşım ücretini cebinden ödeyecek. Sıra memura gelene dek tasarruf yapılacak öyle çok yer var ki. Pakette yer alan kamudaki tasarruf önlemleri, bakalım ne denli uyulanacak.  Genelgeye rağmen bazı kurumların lüks harcamaları ve israfı sürüyor. Asıl buralardan kısıntı yapılmalı ki halk inansın o pakete. Görünen tasarruf düşük zam yöntemi ile yine kıt gelirli memur, emekli, işçi, esnaf ve çiftçiden yapılacak.