İşte Doç. Dr. Samettin Çelik'in açıklamalarından öne çıkanlar; 

İnfertilite nedir?

Genellikle kısırlık olarak söyleniyor ama halk arasında kısırlık deyince sanki hiç çocuğu olmayacakmış gibi yani ben asla anne baba olmayacakmışım gibi bir tabir içerisine ama ikisi özdeş mi özdeş ama aslında yanlış çükü infertil çift dediğiniz zaman siz onları tedavi ederek anne ve baba yapabiliyorsunuz. Kısırlıkta mantık olarak anladığı zaman asla çocuğu olmayacakmış gibi genelde maalesef tabir olarak infertil çift dediğimiz zaman kısır çift olarak algılanıyor.

Bir yıl evli kalan kadın ya da erkek bireylerin bir yıl korunmaksızın haftada en az 2-3 kez birliktelik şartıyla eğer anne olamıyorsa bu çiftleri biz bir yılın sonunda infertil kısır demeyelim çünkü kısır deyince çok farklı hastalarda rahatsız oluyorlar moralleri bozuluyor. İnfertil çift olarak biz bu hastaları algılıyoruz. Bazı hastalar var ki bunu beklemek gerekir mi tabi ki gerekmez. Mesela 35 yaşın üzerinde ki hastalar ya da 40 yaşın üzerinde ki hastalar. Özellikle bayanlar çünkü erkekler bu konuda biraz daha şanslı. Onlar 60-70 yaşında da baba olabiliyorlar ama kadınların maalesef belli bir yaştan sonra anna olma olasılıkları azalmaya başlıyor. Bu özellikle 28 ile 32 yaştan itibaren başlıyor. %3-4 oranında her yıl olmak üzere 38 yaşından sonra bu oran daha çok artıyor ve 40 yaşına gelindiğinde siz bu hastaları tüp bebek bile yapsanız ancak %10 başarı şartı elde edebiliyorsunuz çünkü menopoz denilen bir şey var bu konu infertiliteden bir tabir. Yumurtalıkların bitmesi tükenmesi anlamına geliyor. Bayanlarda da eğer bir kız çocuksa anne karnında en az 7 milyon yumurta oluyor. Bu 7 milyon yumurta kız olarak doğduğu zaman 2 milyona düşüyor. Adet görmeye başladığı zaman 16 yaşlar civarında 400 bine düşüyor yani sayı azalmaya başlıyor ve bunlardan binlercesi her adette ?  dejenere oluyor ve bunlarda en kaliteli en iyi bir yumurta gidiyor ve döllenecek hale geliyor. Böyle de olunca 400 bin yumurta siz 38 yaşınıza geldiğiniz zaman 25 bine düşüyor. 40 yaşına geldiğiniz zaman 10 binlere düşüyor. Menopozda ise binlere düşüyor. Yaşla birlikte yumurtanın kalitesi de buluşuyor. Kalite bozulunca tabi spermle döllenme yeteneği de azalıyor. Daha kalitesiz embriyolar oluşuyor. Düşükler, kromozoma sahip embriyolar bebekler daha fazla gözüküyor tabi bunlarda düşükle sonuçlanıyor. O sebepten yaş önemli. 35 yaşın üzerinde eğer 6 aydan sonra bebek olmuyorsa lütfen ilgili kadın doğum hekimine bu işle uğraşan başvurun. 40 yaşında ise hemen başvurun.

Hangi hastalar direk tüp bebek tedavisine başlamalılar?

Hastaya siz direk tüp bebek dediğiniz zaman çok moralleri bozuluyor. Sanki onlar için tüp bebek kelimesini kullanmakta bir yıkım oluyor. Belli şartlar var. İnfertil bir çift bize geldiyse; ilk başta bizim bunun sebebini bilmemiz lazım. Bunların niye çocukları olmuyor? Acaba erkekten dolayı mı kadından dolayı mı olmuyor? Erkek faktörü varsa infertil hastaların en az %30’un da 3/1’in de spermleri az oluyor, spermlerin hareketlerinde bozukluklar oluyor, morkolojisinde bozukluklar olabiliyor ya da hiç sperm olmuyor. Hastanın hiç spermi yoksa bu hastaya biz direk tüp bebek öneriyoruz. Sperm sayısı belli bir sayının altındaysa, biz buna 5 milyonun altı diyoruz. Bu hastalara tüp bebek öneriyoruz ya da morfoloji dediğimiz spermlerin morfolojisiniz %4’ün üzerinde olması lazım eğer %4’ün altındaysa b,iz direk tüp bebek öneriyoruz.  Tabi bu o popülasyonda ancak 3/1’inde ki sebep bir bakıyoruz 3/1’inde de kadın faktörü var. Erkek çok basit 3-5 günlük bir perizden sonra bir sperm testi veriyor. O sperm testini bize gösteriyor. Biz bakıyoruz şu var, bu var ya da sende bir sorun yok diyoruz. Erkek rahat bir şekilde kenara çekilebiliyor ama kadın öyle değil yumurtalıklar, tüpler, rahim var yani inceleyeceğiniz çok organ var. Erkekte bir tane organ var. Kadında yumurtlama oluyor mu olmuyor mu? buna bakılması lazım. Peki biz bunu nasıl anlıyoruz? Eğer düzenli bir adet görüyorsa bir bayan %95 ihtimalle yumurtlama oluyor demektir. Bu bizim için niye önemli, evet elimizde bir yumurta var, eşinde de bir sorun yok sperm var demek başka bir sebep var bunların çocuklarının olmaması için. Başka ne ver? Mesela rahimle yumurtalık arası tüpler dediğimiz borucuklar var. Gebelik burada oluşuyor. Spermle yumurta bu borucuklarda birleşiyorlar orada embriyo oluşuyor. Bir hafta zarfında rahime gidiyor. Ve rahimde bir haftalık dolaşmayla istediği bölgeye gidiyor yerleşiyor ve gebelik orada gerçekleşiyor. Demek ki yumurtlaması oluyorsa bir bayanın acaba tüplerde mi bir sorun var? Bunda çok rahat tanı koyabiliyoruz. Halka arasında yağlı film diyorlar. HSG bunu genellikle hastalara dediğimiz zaman çok ajite ve gergin oluyorlar. Özellikle bir radyopakt madde veriyoruz yağlı ya da yağsız rahimin içerisine ve filmi çekiyoruz. Bu film bize rahimde bir sorun var mı? Tüpler açık mı değil mi? Onu gösteriyor. Eğer tüplerde bir problem varsa ya da rahimin içerisinde ya da bebeğin yerleştiği oda da eğer bir problem varsa rahim filmiyle de biz bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Peki tüplerde bir sorun var rahmin içerisinde bir sorun varsa, ne yapmamız gerekiyor hastalara? Historiskopi dediğimiz bir işlem var. Rahimin içerisine nasıl gastroentrologlar mideye bakıyorsa bizde rahimin içerisin bakabiliyoruz. Rahimin içerisinde yapışıklıklar oluşuyor onları biz açarak gebe kalma olasılığını arttırabiliyoruz ya da içeride polip dediğimiz parçalar oluşuyor onları aldığımız zaman rahatlıkla gebe kalma durumu olabiliyor. Perde dediğimiz bazı yapısal anomaliler olabiliyor rahimin içerisinde diğer bir işlemde laporoskopi, laporoskopiyide halkımız bilir. Özel aletlerle karnın 3-4 bölgesinden delik açarak içeri girip tüplere ve rahime bakılması.

Tüp bebekteki başarı oranı geçmişten günümüze nasıl gelişti?

Dünya’da ilk tüp bebek 1977 yılında yapılmış ve şuan 45 yaşında oluyor. 45 yıllık geçen sürede inanılmaz yol kat etti tüp bebekte. O zamanlar daha farklıydı sperm ve yumurta dışarıda döllenip tüplere veriliyordu. Şimdi ise daha farklı yöntemler deneniyor. Yaş burada önemli siz Dünya’nın en iyi yerinde de yaptırsanız bir başarı oranı var. Eğer hasta 35 yaşın altındaysa ve embriyolar kaliteliyse %60-70 oranında başarı elde ediliyor. Hasta 35-40 yaş arasındaysa bu oran %40’lara düşüyor. Eğer hasta 40 yaşındaysa bu oran %10 -15’lere düşüyor. Peki tüp bebeğin bir yaş sınırı var mı? Onunda belli, bir sınırı var. 44-45 yaşından sonra artık tüp bebek…

45 yaşında ki bir hastanın tüp bebek şansı %1 yani çok düşük bir ihtimal ama kendiliğinde 45 yaşında gebe gelen hastalarımızda oluyor. Bunlarında ona göre riskleri var. Bu yaş grubu hastalarda sağlıklı bebek eve göndermek olasılığı çok düşük oluyor. Bunlarda düşükler, genetik bozukluklar daha fazla gözüküyor. Yaş o yüzden çok önemli.

Eğer erkekte fazla sorun yoksa kadında ciddi bir sorun yoksa biz bunlara ilk başta aşılama yapıyoruz. Aşılama dediğimiz insemilasyon sperm ve yumurtanın birleşme yolunu biraz kısaltmak. Aynen tüp bebekte ki gibi tedaviyi yapıp erkeğin semenini belli bir solisyonlarda hazırlayarak rahimin içerisine enjekte ediyoruz. Eğer 3 kez aşılamayla olmuyorsa çiftlerde de bariz bir sorun yoksa artık bu hastalara diyoruz ki ister biraz dinlen istersen de tüp bebeğe geçelim.  Bazen aşılama yapıyorsunuz, tüp bebek yapıyorsunuz tutmuyor hasta 6 ay sonra gebe olarak geliyor.

Tüp bebekte devlet desteği nedir?

Belli şartları tutturuyorsa devletten 2-3 defa tüp bebekten yararlanabiliyor. Hastanın 40 yaşın altında olması lazım. En az 3 yıllık evli olması lazım. 5 yıllık sigortalı ya da 9 iş günü sigorta primi yatırmış olması lazım. Erkekte ve kadında da eğer bir sorun yoksa en az iki kez de aşılama yaptırmış olması lazım. Eğer bunları yaptırıyorsa devletten hem ilaç bazında hem de tüp bebek bazında 2-3 defa hak kazanmış oluyor evli çiftler. Bazı evli erkeklerde hiç spermi olmadığı zaman biz buna azosperm diyoruz. Tabi bunların da kendi içlerinde değişik spermleri olabiliyor. Bunlarda direk devlet tüp bebek konusunda karşılayabiliyor. Bayanda tüpler iki taraflı tıkalıysa ve bunu biz ispatladıysak devlet bunları tüp bebek olarak o 3 yıllık süresini ve aşılamayı beklemeden direk tüp bebek hakkı veriyor.

İnfertil çiftlerde stresin etkisi?

Stresin acaba etki etmediği bir hastalık var mı? Her yerde tabi ki etkili. Stres hayatımızın her şeyinde etkili. Stres ya da başka sebeplerle olduğu zaman adet düzensizliğimiz oluyor ve yumurtlamayı ve kalitesini etkiliyor. Bebeğin rahime yerleşmesi için gerekli ortamda ki stresli ortam da o yapıyı bozuyorsunuz. Bir psikiyatrist tarafından evli çiftlerin önce rahatlatılması, ondan sonra tedaviye başlanması daha önemli diye düşünüyorum. Stres önemli.

SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN