Samsunspor, Ziraat Türkiye Kupası’na 3. turda başladı.
Rakip Muş 1984 Muşspor…
Favori kim demeye bile gerek yok.
Hem oyun olarak hem de kalite olarak mukayese bile edilemeyecek bir durum.
TFF’nin bu uygulaması ne kadar doğru diyebilirsiniz?
İki farklı güçteki takımların yarışı…
Neyse biz geçelim maça… 
Bu Samsunspor futbol olarak bizi çıldırtmaya devam ediyor…
Ne zaman şu istenilen futbol oynayacağız diye bekliyoruz.
Güçsüz rakibi karşısında Samsunspor sahada istenilen oyunu oynayamadı.
Sahada duran bir Samsunspor olunca, haliyle futbol da durağana geçiyor.
Yürüyerek futbol oynamayı da Samsunspor’dan böylelikle öğrendik.
Maç boyunca bir tane kenardan orta yok!
Novıkovas, Celil, Fofana, Osman, Laura, bu maçta oynamayacaksınız da hangi maçta oynayacaksınız?..
Celil, duran topları bile kullanamıyorsun.
Bir futbolcu bu kadar formdan düşer mi?
Bu maç sizin için idman niteliğinde bir maçtı.
Ama kime anlatacaksın ki...
Sahadaki oyunumuz aynı tas aynı hamam misali…
Bu maç ölçü olmaz demeyin.
Nasıl alışırsan öyle gider misali…
Skor anlamında iyi diyebiliriz, ama futbol olarak umut yok!..
Samsunspor sahada yürümeyecek, koşacak...
Koşan takımlar her zaman sonuca gider.
Ligde bu futbolla sonuca gitmemiz çok zor.
Bu maçta sahada iyi ki Ahmet Sağat vardı.
Ahmet de olmazsa vallahi yanmıştık.
Golcü sahada nerede duracağını bilecek.
Fırsatçılığını konuşturacak.
Maç içerisinde Ahmet gibi daha rahat pozisyon yakalayan futbolcularımız da vardı.
Amma!..
Bütün mesele bu “Amma”da…
Tek tesellimiz skorun 3-0 olması değil, 3 golü de Ahmet’in atması idi.
Umarım teknik heyet bunları değerlendirmeye alır...
Kazanmak güzel…
İnşallah devamı da ligde gelir diyelim…