Salgın dönemiyle birlikte ekranlarda ve yazılı medyada halkı bilgilendiren, önlemlere uyulması ve aşının mutlaka yaptırılması gerektiğini sürekli vurgulayan Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, gözü dönmüş aşı karşıtı biri tarafından ölümle tehdit edildi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Pandemi Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Esin Şenol’un Ankara’daki özel muayenehanesinin kapsının önüne iki adet dana dili bırakılarak korkutulmaya ve yıldırılmaya çalışıldı. 
Salgının başlamasından bu yana koronavirüs ile ilgili bilimsel veriler paylaşan ve halkı sürekli uyaran değerli bir bilim insanının böylesi saldırıya uğraması, asla kabullenilemez. Akıl tutulmasından başka bir şey olmayan böylesine çirkin şiddettin affedilecek bir yanı yok.
Sorumlu hekim olarak topluma ve hastalara karşı görevini yerine getiren Esin Davutoğlu Şenol, aşı karşıtları tarafından bir süredir tehdit alıyor ve taciz ediliyordu. Son olarak ofisinin önüne bırakılan iki dana dili ile adeta ölüm mesajı verildi. 
Polisin kamera görüntülerini titiz bir inceleme sonucu kimliğini saptadığı şahısın daha önce de sosyal medya aracılığı ile Şenol’u tehdit ettiği ortaya çıktı. Tehditkarın Büyük Uyanış Derneği Üyesi, sahte doktor olarak bilinen Opr. Dr. M.Y. olduğu belirlendi. Saldırganın ifadesinin ardından serbest bırakılması ise üzdü. Bu denli açık ölüm tehdidine karşın nasıl elini kolunu sallayarak çıktı anlamak olası değil.  
Bilimsel gerçekleri ve toplum sağlığını savunmaktan asla vazgeçmeyen Prof.Dr. Esin Davutoğlu Şenol’a Sağlık Bakanlığı, hekim arkadaşları ve toplum sahip çıkarak yalnız olmadığını göstermeli.
Sağlıkta süren şiddetin son halkası akıl dışı bu tehdit. Her gün yurdun bir yerinde, hastanelerde sorumsuz ve sağduyudan yoksun öfkeli, çıldırmış insanların şiddetine maruz kalıyor, öldürülüyor özveriyle görev yapan hekimler ve sağlık emekçileri. Bir türlü önlenemiyor yüz kızartıcı bu tür çirkin saldırı ve cinayetler.
Sağlık emekçilerine yönelik şiddeti görüşmek üzere 1 Ağustos’ta toplantıya çağrılan TBMM Genel Kurulu ne yazık ki yeterli çoğunluk sağlanamadığından ötürü aç-kapa yaptı. 1 Ekim’de yeni yasama yılına başlayacak Meclis Genel Kurulu’nun önceliği kanayan bu yaranın acilen dindirilmesine yönelik düzenlemeleri hayata geçirecek kararları alması olmalı. 
Zira iş çığırından iyice çıktı. Aklı başından gitmiş sorumsuzların 24 saat özveriyle çalışan sağlık çalışanlarına saldırıları sonlanmayacaktır. Öyle bir yasal düzenleme yapılmalı ki en küçük şiddete bile ağır cezalar verilmeli. Uzun emek ve eğitim sonucu yetişen hekimlere ve sağlık ordusuna sahip çıkmak toplumsal bir görev aynı zamanda...