Cildinizin Temizliğinde Kullanılan En Zararlı 5 Cilt Bakım Yöntemi! Cildinizdeki sorunlardan kurtulmak, daha pürüzsüz ve aydınlık, lekesiz bir cilde kavuşmak için basit bazı ipuçlarını düzenli uygulayarak cildinizde iyileşme sağlamanız mümkün. Cildimiz genetik faktörlerin yanı sıra dengeli ve sağlıklı beslenme, bol su içme, düzenli egzersiz yapma ve tabii ki rutin cilt bakımı sayesinde daha güzel ve sağlıklı hale geliyor. Biz de burada cilt bakım ürünleri ile ilgili bir parantez açmak istiyor ve cilt bakımı yapayım derken, düşeceğimiz en önemli hatalardan birkaç tanesini sıralıyoruz. İşte cildimiz için en kötü 5 cilt bakım ürünü ve bu ürünlerin cildimize olumsuz etkileri... Cildinizdeki sorunlardan kurtulmak, daha pürüzsüz ve aydınlık, lekesiz bir cilde kavuşmak için basit bazı ipuçlarını düzenli uygulayarak cildinizde iyileşme sağlamanız mümkün. Bunda beslenme şeklinizin ve cilt bakım rutinlerinizin önemi büyük. İdeal cilt bakımının temeli cildinizi hem içeriden hem de dışarıdan beslenmek. Bunun için şu adımlara dikkat etmek gerekiyor. Günlük olarak düzenli cilt temizliği yapın. Cildin nem dengesini korumak için bol su için. Gün içinde cilt tipinize uygun nemlendirici kullanın. Örneğin yağlı bir cilde sahipseniz su bazlı nemlendiriciler kullanmanız gerekir. Cildinizin lekesiz ve pürüzsüz olması için güneşten korunmanız gerekiyor. Bu nedenle kış aylarında dahi güneş koruyucu kullanın. Cilt lekelerini sadece güneş değil, yanlış kullanılan cilt bakım ürünleri de oluşturabilir. Örneğin, dudak üstünüzdeki tüyleri almak için ağda, epilasyon gibi uygulamalardan sonra makul düzeyde koruyucu kullansanız bile güneşe çıkarsanız dudak üstünde cilt lekelerinin oluşmasına neden olabilirsiniz. Aynı şekilde yüze yapılan epilasyon yöntemlerinden sonra da açık havaya çıkmamak, bolca güneş kremi kullanmak gerekir. Bu nedenle dermatoloji uzmanları lazer epilasyon vb. uygulamaların kış aylarında yapılmasını tavsiye eder. Bir diğer yandan C vitamini içerikli ürünlerin, retinol gibi cilt bakım ürünlerinin gece bakımlarında kullanılması gerekir. Çünkü bu ürünler de gün ışığı ile karşılaştığında ciltte leke oluşmasına neden olabilirler. Cilt lekelerinde diğer etkili faktörler ise sigara ve alkol tüketimi. Az su tüketimi, stres gibi faktörler de cilt yaşlanmanızı tetikleyebilir. Peki ya kullandığınız cilt bakım ürünleri? İşte asıl konumuza geliyoruz... Cilt bakımı için çok severek aldığımız "muhteşem" ürünler acaba gerçekten faydalı mı? Ürünlerde ne tür özelliklerin olması gerekiyor? Hangi ürünler cildimiz için sandığımız kadar yararlı değil. İşte cilt bakımı için kullanılabilecek 5 çok kötü ürün! 1. CİLT TEMİZLİĞİ İÇİN SABUN Sabun ile cilt temizliği yapmak cildiniz için yapabileceğiniz en kötü uygulamalardan biri. Çünkü "nemlendirme" özellikli olsa bile yüz yıkamak için sabun kullanılmaması gerekiyor. Ayrıca kimyasal içerikli sabunlar veya zeytinyağı gibi doğal sabunlar da cildin pH'ına uygun değil. Ayrıca cildin pH düzeyini yükselttiği de bilimsel olarka kanıtlanmış durumda. Üstelik cildimiz için uygun olmayan pH değerine sahip bir sabun, cildin doğal ve koruyucu yağ tabasının çözülmesine yol açıyor. Cildimiz su ile beslenen doğal bir organizma. Susuz, nemsiz kalınca kuruyor, cansızlaşıyor, donuklaşıyor. Cildin doğal yağ tabakası, bu nemi korumaya yardımcı oluyor. Yani sabun kullandıkça cildimizin yağ tabakasını azaltıyor ve kurumasına yol açıyoruz. İşte bu nedenle cilt temizliği yaparken sabun kullanmaktan hızlıca vazgeçin. Ne yapabilirsiniz? Sağlıklı bir cilt için SLS içermeyen, cilt tipinize uygun bir temizleme jeli veya losyon kullanın. Cilt temizliğinden sonra cildizi sert hareketlerle silmek yerine tampon hareketleri ile damlacıklardan arındırın. Ardından hemen cilt serumunuzu ve/veya nemlendiricinizi sürün. 2. SLS İÇEREN ÜRÜNLER Yüz temizleme ürünlerinde veya şampuanların içeriklerine göz attığınızda SLS (Sodium Lauryl Sulfate) veya SLES (Sodium Laureth Sulfate) görebilirsiniz. Son dönemde hem firmaların hem de kullanıcıların farklındalık kazanması ile artık SLS maddesi daha az üründe karşımıza çıksa da halen pek çok ürün SLS içeriyor. SLS'in zararı ise ciltteki yağları çözücüye etkiye sahip olması. Yapılan bilimsel deneylerde SLS içeren ürünlerin deride irritasyona neden olabileceği görülmüş. SLS'ler ciltteki yağı çözücü bir etkiye sahip olduklarından cildin kurumasına yol açabiliyorlar. Ne yapabilirsiniz? İyi etiket okuyun. Kullandığınız ürünlerin SLS, silikon, paraben içermemesine dikkat edin. 3. MİNERAL YAĞ, PARAFİN VEYA YOĞUN YAĞ İÇEREN GÖZ ÇEVRESİ KREMLERİ Göz çevresi bakımı cilt bakımının asla atlanmaması gereken adımı. Çevremizle önce gözlerimizle iletişim kuruyoruz. Bu nedenle göz çevresi güzelliğimiz çok önemli. Bu nedenle kendine en az bakım yapan biri bile en azından göz çevresi kremlerine bir göz atmıştır. Göz çevresinin nemli tutulması, yaşlanma ve ince çizgi oluşumuna karşı kırışıklık karşıtı göz kremlerinin kullanılması tabii ki çok önemli ancak burada göz kremi seçiminde bazı konulara dikkat etmemiz gerekiyor. Göz çevremizde yağ üreten dokular yok. Bu nedenle göz kremleri, adı üstünde kozmetik bir etki yaratmak ve yağ içeren dokuların olmamasını telafi etmek için krem içeriklerinde mineral yağ, parafin veya yoğun yağ eklenebiliyor. Ancak bu tür yağ içeriği olan göz kremleri doğru sürülmezse krem göz içine kaçabiliyor, göz ve göz çevresi şişebiliyor. Göz çevresinin normalden fazla şişmesi, irrite olması ve bunun düzenli olarak tekrarlanması zaman içinde derinin elastikiyetini etkiliyor, kırışıklıkların artmasına yol açıyor. Ne yapabilirsiniz? Göz kremi içeriklerini iyi okuyun. İçinde mineral yağ, parafin veya yoğun yağ olmamasına dikkat edin. Göz çevresi kreminizi mümkünse jel tipi seçin. Ürün özellikleri daha az yağlı olsun. Kozmetik, geçici, maske etkisi değil, iyileştirici etki arayın. Bazı göz kremleri anlık olarak göz çevrenizi çok daha iyi gösterse de uzun vadede iyileştirici etkiye sahip değildir. Bu nedenle araştırmanızı iyi yapın. 4. ALKOL İÇEREN TONİKLER Yüz temizleme ve cilt elastikiyetini korumak için tonik sıkça kullanılan bir cilt bakım ürünü. Ancak bazı yüz toniklerinin içerik listesinde denature alkol (denatured alcohol veya SD Alcohol) vardır. Alkollü tonikler ilk etapta yüze gerginlik verir, temizlik hissi yaratır ancak aslında alkol içeren tonikler cildimiz için faydalı değil. Etkisi sadece anlık ve kozmetik. Çünkü alkol içeren tonikler, tıpkı cilt pH'ına uygun olmayan sabunlar gibi, cildi bakteriyel enfeksiyonlara ve kurumaya karşı koruyan ve cildimizde doğal olarak bulunan yağın çözülmesine yol açar. Bu doğal yağ tabakasının bozulması cildin kurumasına, çatlamasına ve hatta aşırı yağlanmasına ve akne oluşmasına yol açar. Ne yapabilirsiniz? Cildinizi, cilt pH'ınıza uygun bir cilt temizleyici jel veya losyon ile temizledikten sonra alkol içermeyen bir tonik ile cilt bakım rutininizi tamamlayın. (Tabiii ki nemlendirici sürmeyi unutmayın) Alkolsüz tonik kullanımının bir önemli faydası ise çeşme sularında bulunan ve cildin kurumasına yol açabilen klor ve diğer minerallerin ciltten arındırılmalsına yarar sağlar. Bu nedenle tonik kullanmaya devam edebilirsiniz ancak alkol içerip içermediğine çok dikkat edin. İçinde aloe vera, bitkisel yağlar ve özler olan alkolsüz tonikler aynı zamanda cildin sakinleşmesini sağlar, canlanmasına yardımcı olur. 5. SON KULLANMA TARİHİ GEÇMİŞ ÜRÜNLER Cilt bakım ürünlerinin son kullanma tarihlerine çoğu zaman dikkat etmeyiz. Hatta her 4 kadından yalnızca 1'i kullandığı ürünlerin son kullanma tarihine dikkat ediyor. Ancak tıpkı gıdalarda olduğu gibi cilt bakım ürünlerinin, kozmetiklerin de bir son tüketim tarihi var. Tarihi geçmiş ürün kullanmanın zararları Bakteri oluşumu olabilir. Bu, cilt, göz ve dudak sağlığını olumsuz etkiler. Ürünün formülünde kullanılan vitamin, mineral gibi içeriklerin etkinliği belli bir zaman sonra azalır. Özellikle organik ürünlerde bu etki çok zayıflar. Tarihi geçmiş veya uygun koşullarda saklanmayan ürünler ciltte enfeksiyonlara yol açabilir, kızarıklık yapabilir. Ciltte irritasyonun yanı sıra lekelenmeye de yol açabilir. Bu arada, kozmetik ürünler iyi bir şekilde muhafaza edilmezse belirtilen tarihten çok daha önce de bozulabilir. Bir ürünün son kullanma tarihi yazmıyorsa, örneğin bir serumun yapısı topaklanmaya başlamışsa, tüp formunda sunulan bir ürünü sıktığınızda önce sadece su geliyor, ürün tüpün içinde kalıyorsa, bu ürün artık etkinliğini kaybetmiştir. Ne yapabilirsiniz? Kozmetik alışverişi yaparken ürünün mutlaka SKT notuna dikkat edin. Son kullanma tarihi yakın olan ürünleri almayın. Kozmetik ürününüzde son tüketim tarihi yazmıyorsa, özellik bakımından ürünün kapağı açıldıktan sonraki süre yazıyor olabilir. Bunlar genellikle 6 ay, 12 ay, 18 ay, 24 ay gibi süreler olurlar. Eğer SKT yazmayan bir ürün almışsanız, ürünün üzerinde kapağını açtıktan sonra bir asetat kalemi ile açma tarihinizi yazın. Bu sayede bakım ürünlerinizi düzenlerken bu tarihleri kontrol ederek süresi geçmiş cilt bakım ürünlerinizi atabilirsiniz. Kozmetik ürünlerin aynı zamanda iyi bir şekilde muhafaza edilmesi gerekir. Kapağı sıkıca kapanmamış, doğru ısı, ışık ve nem şartlarında saklanmamış ürünler zamanından önce bozulabilir. Bu noktada ürün içeriğine bakarak nerede saklamanız gerektiğini kontrol edin. Örneğin C vitamini ve retinol içerikli ürünlerin kapalı, ışık almayan, kuru bir yerde saklanması gerekir. Bu nedenle bu ürünlerinizi banyoda, banyo dolaplarında saklamayın. Mümkünse buzdolabının kapak bölümünde muhafaza edebilirsiniz. Tüp formundaki ürünlerin SKT'leri gebellikle tüpün uç kısmında tırtıklı yerde yazar. Eğer ürünün kutusunu kaybettiyseniz, korkmayın. Bu bölümde tarihine ulaşabilirsiniz. SAMSUN HABER İLE İLGİLİ İÇERİKLERE GÖZ ATIN.