Cuma akşamı Amasra’dan gelen acı haber Türkiye’nin yüreğini dağladı, gözyaşları sel oldu.
Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na ait ocakta grizu patlaması sonucu 41 emekçi yaşamını yitirdi, 11 madenci yaralandı. Yıllarca kazma salladıkları yerin 350 metre altındaki ocak, ekmek parası peşindeki garibanların mezarı oldu.  
13 Mayıs 2014’te Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük iş kazasının ardından, 8 yıl sonra 14 Ekim 2022’de gerçekleşen Amasra faciası, kara gün olarak tarihte yerini aldı. 
Sayıştay’ın 2017 ve 2019 yılı raporlarında bu ocaklarda olası grizu patlamasına yer verildiği dikkate alındığında ihmal ve kusurun olduğu net olarak görülüyor.
Kimi kocasını, kimi babasını, kimi dayısını, kimi amcasını kaybetti. Akşam mesaisi için eşi ve yakınları tarafından “Uğur ola” diyerek ocağa gönderilen emekçiler “geçmiş olsun” sözleriyle karşılanmadan evlerine, sevdiklerine, eşleri ve çocuğuna kavuşamadı. Her ocağa indiğinde ölüm kaygısı yaşayan madenciler, mesaileri bitip evlerine ulaştığında, derin “oh” çekerler. 41 madenci bu kez “oh” diyemeyerek göç etti fani dünyadan.  
Soma’da, Zonguldak’ta, Ermenek’te, Amasra’da, Kütahya’da ve diğer bölgelerde dede, baba ve oğula zincirleme olarak geçen çileli meslektir madencilik. Dünyanın en zor ve saygı duyulan işini yaparlar. Bir avuç kömür için can verirler. Salt Zonguldak ve çevre illerde bugüne dek yaşamını yitiren 3 bin maden emekçisi gibi…  
Devlete ait kurumlarda sendikalı ve toplu sözleşmeli olmalarından ötürü ücretleri özel sektörde çalışan meslektaşlarına göre iyi sayılır. Lakin çoğu kaçak ve iş güvenliğinin yetersiz olduğu özel sektörde üç kuruşa ter akıtan emekçiler için aynı durum geçerli değil. Çoğunluğu sosyal güvenceden ve kayıt dışı çok düşük ücretle çalışırlar.
Aşırı kar isteği, az işçi ile fazla üretim baskısı, madenlerin özel sektöre kiralanması ocakları mezara dönüştürüyor. İmzaladığımız Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 167 ve 176 sayılı iş güvenliğine ilişkin sözleşmeleri ne denli uygulanıyor maden ocaklarında, özellikle özel sektörde?
ILO, maden ocaklarında kazalara karşı  “korunma odası” kurulmasına ilişkin 176 sayılı sözleşmeyi 1995 yılında kabul etmesine karşın, Türkiye; ilgili sözleşmeyi ancak Soma faciasının ardından Aralık 2014’te imzaladı. 23 Mart 2015’ten itibaren de hayata geçirildi.      
Önlemlerin alındığı, denetimlerin aksatılmadığı savlanan Amasra’daki iş cinayetinin neden meydana geldiği kamuoyuna açıklanmalı. 
Yetkililerin bölgeden ayrılmasıyla “Ateş düştüğü yeri yakar” misali acılarıyla baş başa kalacak o aileler. İçlerine kor gibi düşen giderilemez acıyı yaşamları boyunca yüreğinde taşıyacaklar. Tıpkı Soma’daki, Ermenek’teki, Zonguldak’taki yaslı aileler gibi. Artık ekmeği peşinde koşan emekçiler ölmesin, eşler dul, çocuklar yetim kalmasın...