Başbakan Ahmet Davutoğlu, kadınların ve kızların eğitiminin toplulukların esenliği ve sürdürülebilir kalkınma için çok önemli olduğunu söyledi.
Başbakan Davutoğlu, New York’taki temasları çerçevesinde BM Genel Kurulu’nda düzenlenen Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi konulu oturumda konuştu. Konuşmasında öncelikli olarak oturumda bulunan Liberya Cumhurbaşkanı Ellen Johnson-Sirleaf’ın Ebola’ya karşı mücadeledeki başarısını tebrik ederek başlayan Davutoğlu, “Türkiye Ebola’ya karşı çalışmalarda yardımları sağlamaya devam etmektedir. 1,2 milyon dolarlık destek Gine’ye ve Sierra Leone’ye sağlanmıştır. Bizim desteklerimiz toplam 5 milyon dolara ulaştı. Çok taraflı ve iki taraflı bunları gerçekleştirdik. BM ve Afrika Birliği kanallarını kullandık” dedi.
“KADINLARIN VE KIZLARIN EĞİTİMİ SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA İÇİN ÖNEMLİ”
Davutoğlu, çok önemli bir gün olduğunu söylediği Uluslararası Kadınlar Günü’nü kutlayarak, “Birlikte çalışırsak insanlık için çok daha güzel bir dünya oluşturabiliriz. Her alanda kadınları desteklemeliyiz. Kadınlar ve kızlar ekonomik büyüme, kalkınma ve sosyal ilerleme konusunda adım atmakta ilerlemektedirler. Bu noktada kadınların ve kızların eğitimi topluluklarımızın esenliği ve sürdürülebilir kalkınmamız için çok önemlidir. Biz uluslararası camia olarak 2005 zirvesinde Pekin Bildirisi’nin tam uygulanmasını imzalamıştık. BM’nin 1995’teki imzalanan metni de Milenyum Kalkınma Hedefleri arasında yer almaktadır. Bunların uygulanması cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesi için çok önemlidir” diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, “Türkiye, cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesi ile ilgili atılan adımları özellikle de 2010’da atılan adımları çok hoş karşılamıştır. Çünkü bu atılan adımlar daha uyumlu, daha iyi bir şekilde eşgüdümlü olarak devam etmektedir. Türkiye BM Kadın Ajansı’nı her alanda desteklemektedir ve Türkiye’de, İstanbul’da bir ofis açılacak. Asya ve Orta Asya ve Avrupa için açık olan bir ofis olacak. Ben buradaki bütün hanımefendileri İstanbul’a davet etmek istiyorum. Önümüzdeki günlerde, haftalarda lütfen gelin” dedi.
“CİNSİYET EŞİTLİĞİNİ İLERLETMEK ÖNÜMÜZDEKİ EN ÖNEMLİ HEDEFLERDEN BİRİSİ “
Davutoğlu şöyle devam etti:
“Cinsiyet eşitliğini ilerletmek, kadınların ve kızların güçlendirilmesini sağlamak bizim önümüzdeki en önemli hedeflerden bir tanesidir. Ancak kadınların önündeki engeller birçok dünya ülkesinde durmaktadır. Seçim sınırlılığı, eğitim, sağlık, sosyal koruma, nezih bir iş ortamında çalışma ve ekonomik kısıtlılık gibi birçok engeller bulunmaktadır. Bu noktada, kadınlar hala daha bugünün dünyasında karşılaştığı engelleri yok etmek gerekmektedir. Bunu yapabilmek için yoksul ülkelerde eğitim fırsatlarını dikkate almamız gerekiyor. Kızların eğitimi ciddi şekilde dikkat etmemiz gereken bir alan. Türkiye, Kanada ve Peru ile birlikte BM’de kız çocuğun eğitimi inisiyatifini başlattı. Kızların okula gitmesini sağlayarak ve eğitim alanında bu boşluğu doldurarak kızların güçlendirilmesi konusunda çok önemli bir adım atacağına eminiz ve erken evliliklerin de önüne geçeceğinin farkındayız. Son 10 yıl içerisinde kızların eğitimi çok ciddi anlamda artmıştır. Oranlara baktığımızda son geçtiğimiz 10 yılda kızların okula gitme oranı yüzde 90 oranında artmıştır. Bunun aslında iki inisiyatif sayesinde olduğunu söyleyebiliriz. Bunlardan bir tanesi ulusal seviyede STK’lar ve kamu idareleriyle yürütülen bir projeydi. Bir diğeri de yardım çalışmalarıydı. Kızlar için eğitim destekleri sağlandı ve bunlar erkeklere sağlanan desteklerden daha fazlaydı.”
“KADINLAR DÜNYADA MAALESEF ŞİDDETE MARUZ KALIYORLAR”
Kadınlar ve kızların sadece ayrımcılıkla karşılaşmadıklarını aynı zamanda dünyanın her yerinde şiddete de maruz kaldıklarını dile getiren Başbakan Davutoğlu, “Maalesef kadınların haklarının kabul edilmemesi cinsiyet temelinde şiddete sebep olmaktadır. Küresel olarak bu problemin döngüsünü kırmak için yapılması gereken bir husustur. İmzalanan kararlar sayesinde artık kadınların ve haklarının korunması alanında ilerleme kaydedilmiştir. Özellikle de zorlu çatışma koşulları altındaki koşullardan bahsediyorum. Bu noktada da mülteci kamplarında yaşayan bütün kadınlara buradan güçlü olmaları çağrısında bulunmak istiyorum. Maalesef sivil savaşların olduğu, devletlerin başarısız yerlerde bu şiddetler devam etmektedir. Çatışma ve çatışma sonrası zamanlarda kadınların politikayı ve iş dünyasına katılımını sağlamak çok önemlidir bu da barış ve güvenlik için önemli bir rol oynayacaktır” şeklinde konuştu.
Başbakan Davutoğlu, uluslararası camianın özellikle cinsel temelli saldırılara ve şiddete karşı yapılacaklar konusunda adım atması gerektiğine vurgu yaparak, “Bu noktada kadınların kendi onurları, haysiyetleri zarar görmektedir. Sivil savaş ve çatışma gibi ortamların ortadan kaldırılması en etkili yöntemdir. Türkiye kadınların korunması, kadınların ve kızların haklarının çatışma alanında ve çatışma sonrasında aynı zamanda afetten etkilenen yerlerde desteklerini sağlamaktadır. Bu maddeyi gündemimizin hep üst noktalarında tutmalıyız. Önceliği her zaman buna vermeliyiz. Kadına karşı şiddet hiçbir sosyal, kültürel veya dini sebeplerle meşrulaştırılamaz. Bu suçun işlenmemesi için her seviyede çabalarımıza devam etmeliyiz. Biz Türkiye’de mevzuat ve koruma ile ilgili çalışmalarımızı ve koruma ile ilgili çalışmalarımızı, kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılabilmesi için yürütüyoruz. Ancak tabi ki karşılaştığımız çok fazla sonuç var. Fakat bu konuda çabalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“CİNSİYET EŞİTLİĞİ VE KADINLARIN GÜÇLENDİRİLMESİ 2015 SONRASI KALKINMA HEDEFLERİ ARASINDA YER ALMALI”
Başbakan Davutoğlu sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Uluslararası bağlamda Türkiye, BM’nin kadınlara karşı tüm ayrımcılıkların yok edilmesi sözleşmesine bir taraftır. Avrupa Konseyi’nin kadına karşı şiddeti ve aile şiddeti engelleme sözleşmesinin de tarafıdır. Bu aslında İstanbul Sözleşmesi olarak da anılmaktadır. Bizim iktidarda olduğumuz zamanda imzalanmıştır. İstanbul Sözleşmesi içerisinde ailenin korunması, şiddetin engellemesi ile ilgili hususlar Mart 2012’de imzalanmıştır, bu eklere de yansıtılmıştır. Bu, Türkiye’deki aile içi şiddeti ele alan ilk metindir ve var olan önceki mevzuatı da içine dahil etmiştir. Evli olan olmayan bütün kızlar ve kadınlar bu metnin kapsamındadır. Kadınların güçlendirilmesi ve cinsiyet eşitliği dünyanın barışı ve istikrarı için çok önemlidir. İşte bu yüzden de kalkınmanın üç boyutu; sosyal, çevresel ve ekonomik boyutu için önemlidir. Kesin olan bir husus var. 2015 sonrası kalkınma gündemini başarmak istiyorsak kadınları da bu gemiye almalıyız. Yani dünyanın nüfusunun yarısı da bu yönde çalışmalıdır. Sürdürülebilir kalkınma ve yoksulluğun yok edilmesi konusunda bu husus çok önemlidir. Kadınların ve kızların güçlendirilmesi eylemlerimizin merkezinde yer almalıdır. Önümüzdeki aylarda gündemi oluştururken çok önemli bir fırsatımız var. Bu fırsatı iyi kullanmalıyız. Türkiye cinsiyet eşitliği ile ilgili hususların 2015 sonrası kalkınma gündemine yansıtılmasını desteklemektedir. Bunda kadınların ve kızların güçlendirilmesi yer almalıdır. Ve diğer hedeflere bu hususlar eklenmelidir. Bu şekilde de bütün kadınlara ve kızlara karşı olan şiddet ve ayrımcılık yok edilebilir.”
“BU KONUYU G20’DE DE ELE ALACAĞIZ”
Türkiye’nin bu sene başkanlığını yapacağı G20 zirvesinde sürdürülebilir büyüme ve cinsiyet eşitliği konusunun ele alınacağını dile getiren Davutoğlu, “Biz G20 ile birlikte dahil edici büyüme ve cinsiyet eşitliği ile çalışmalarımızı yürüteceğiz. G20 zirvesinde kadınların katılımının artırılması konusunda hedefleri de ekledik. 2025’e kadar kadınların iş gücüne katılması artacak. Bu da aslında 2025 yılına kadar 1 milyon kadının daha işe katılması anlamına geliyor. Biz G20 başkanı olarak ilgili anlaşmaların uygulanmasını sağlayacağız” dedi.
Davutoğlu, “Ulusal olsun, uluslararası olsun bütün çalışmalar için STK’ların katılımı çok önemlidir. Özellikle de kadınların katılımı çok önemlidir. Medya ve özel sektör karar alma ve uygulama süreçlerine dahil edilmelidir. Bu sadece onların tecrübeleri ve getireceği kaynaklar açısından yeterli değildir aynı zamanda toplumda bir farkındalık oluşturmak için çok önemlidir. Türkiye’de STK’lar kamu ile birlikte Milenyum Kalkınma Hedefleri’ni başarma konusunda birlikte çalışmaktadır bu yüzden de Türkiye bu hedefleri çok iyi bir şekilde yerine getirmektedir. Uluslararası nüfus ve kalkınma alanında oldukça ilerledik” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE KADINA ŞİDDETE KARŞI 183 BİN EĞİTİM SAĞLANDI”
Türkiye’de kadınlara karşı ayrımcılığın yok edilmesi, şiddetin ortadan kaldırılması ve iş dünyasına kadınların katılması konusunda neler yapıldığını anlatan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:
“Türkiye’nin anayasasına baktığımız zaman Türkiye’de kadınlar ve erkekler kanun önünde eşittir ve biz hükümet olarak bu kanunun uygulanmasına çok önem veriyoruz. Anayasada 2010’da bir değişiklik yaparak kadınlar için pozitif ayrımcılık hususu eklendi. BM Kadınlar Komisyonu ile birlikte çalışarak Türkiye’nin parlamentosunda 31 kanun cinsiyet bakış açısından gözden geçirildi ve ayrımcı olan maddeler bulundu. Kadına karşı şiddetin kaldırılması için bunlar çok önemli. 183 bin kadar eğitim sağlandı. Tıp uzmanları, savcılar, dini liderler ve birçok kamuda çalışan kişi kadına karşı şiddet ve cinsiyet eğitimi konusunda eğitim aldı. İstanbul Sözleşmesi’nden bahsettim ve bu sözleşmenin ne kadar önemli olduğunu dile getirsem az. Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin ortadan kaldırılması ile ilgili çalışmalarımız da bahsedilen sözleşmeye uygun bir şekilde devam etmektedir. Aynı zamanda Türkiye parlamentosu içerisinde kadına karşı şiddetin yok edilmesiyle ilgili bir grup oluşturuldu. 2012-2015 arasına baktığımız zaman Aralık 2014’ten itibaren 3 bin 400 kadına hizmet sağlayan 120 kadar kadın sığınağı var. 14 tane ilimizde şiddet mağduru kadınlara karşı kadınlara hizmet sağlayan merkezlerimiz var. Kadına karşı şiddet hiçbir kültürel, sosyal, dini bağlamda meşrulaştırılamaz. Kadınların şiddet sonucu ölmesi bağlamında cezaları ağırlaştırdık ve Türkiye’deki kadınların iş gücüne katılması yüzde 38 oranında arttı. Bizim amacımız kadınların iş gücüne katılımını 2023 yılına kadar yüzde 41 oranına çıkarmak. Bu bağlamda ilgili projeler ILO ile yürütülmektedir. Geçtiğimiz yıllarda Türkiye’deki parlamentodaki kadınların temsiliyeti 2011 yılında yüzde 4,5’ten 14,5’e kadar çıktı. Bu da Türkiye tarihinde, Türkiye’de parlamentodaki kadınların en yüksek temsiliyetidir. Önümüzde bir seçim var ve biz bu seçimde kadının temsiliyetinin yüzde 20’nin üzerine çıkmasını bekliyoruz. 2009’da hiçbir kadın belediye başkanı yoktu. 2014’teki seçimde birçok kadın belediye başkanı olarak seçildi. Türkiye’de 2008’lerde anne-çocuk bakımıyla ilgili birçok merkez açıldı. Biz bu yıldan itibaren cinsiyet eşitliğinin daha da ilerletilmesi için bu çalışmalara devam edeceğiz.”
Davutoğlu konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Bugün yapılacak tartışmalar ve bütün güçlerimizin bir araya getirilmesi işbirliğiyle ilgili, cinsiyet eşitliği ve kadınların ve kızların güçlendirilmesiyle ilgili önemli adımlar atılabilecektir. Güçlü bir ulus, güçlü kadın, güçlü aile temellerine bağlıdır. İşte bu yüzden de erkeklerin ve oğlanların da aslında kadınların ve kızların sorunlarının çözümüne katılması gerekiyor. Bu tür çalışmaları hayatın tüm alanlarına yansıtmamız gerekiyor. Bunun çok boyutlu bir yaklaşım ve sürekli çaba gerektirdiğini söylemek lazım. Bu noktada tüm dünyadaki kadınları desteklemek konusunda çalışan herkese çok teşekkür ediyorum ve bu önemli misyonda çabalarınızın devamını diliyorum.”